"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaş basamakları ve çocuk

Rifat OKYAY
07 Nisan 2019, Pazar
Esasında her yaş çocuğuna yine çocukla alâkalı her şeyi velev ki sadece duyum olarak veya görüntü olarak veya fiil olarak öğretmek için yapmak, göstermek ve söylemek mümkündür ve muhakkak ki bunların hiçbirisi de faydadan hâli değildir.

Ama biraz genellemeye ve tecrübelere müracaat ederek bir şeyler anlatmaya, belirgin köşe taşı bilgiler vermeye çalışırsak ifade edebilmemiz mümkündür.

Çocuğun bir-üç yaşlarında illa ki dinî değerlerden, Allah’ın varlığından, birliğinden haberdar olması peygamberleri, melekleri birer varlık olarak hissetmesi esastır. Konuşmaya başlama adımları ilk olarak bu dinî kavramları anlatacak şekilde kullanılabilmelidir. 

Hu, Allah, Bismillah, şükür, hamd, salâvat-ı şerife, melek gibi sözler ve kelimelerin çocukların bilgi, hafıza ve akıl kabiliyetlerine iz bırakacak şekilde şekillendirilerek tekrar tekrar ve devamlı zikredilmeli, söylenmeli, anlatılmalı ve de ifade edilebilmelidir.

Çocuğun dört ve beş yaşlarındaki fıtratında var olan inanç, iman ve itikad sorularına, merak ve isteklerine kesinlikle “bu bundan ne anlar” demeden cevaplar vermeli, örneklendirmeler ve izahlar yapılabilmelidir. Allah’ın varlığı, tekliği, Cennet kavramı, peygamberlerin varlığı ve gerekliliği vb. gibi suallere cevaplar büyük bir insan gibi verilebilmelidir.

Altı, yedi, sekiz ve dokuzuncu yaşlarda maneviyatla ilgili, dinle alâkalı, Amentünün esaslarıyla ilgili soruların hepsi artık çocuğun zihninde soyutluluktan ziyade somut; vücudî ve ispat ile ikna edilmeyi bekler tarzda hazırdır. Bütün bunların sual olarak gelmelerine hazır olunmalı ve ebeveyn, eğitimciler tarafından cevaplar verilmeye çalışılmalıdır. Burada önemli olan “Bunları bir din adamına sorulur” gibi bir ofsayta, muallak bir cahilliğe düşülmemesidir. Kendinizin inanmadığı, bilmediği, cevaplayamadığı bir sorunun cevabını çocuğunuzu başkalarına havale ederek öğretmeye çalışamazsınız. Zaten noksan, eksik ve tesirsiz bir cevap olur.

 On, onbir ve on iki yaş bu zamanın çocukları için aynen büyük insanlar gibi sorma, konuşma ve öğrenme zamanı olmuştur. Gözardı edilmemeli ve bu hale göre de muamele edilmelidir. “Oturup konuşalım… Birlikte cevaplayalım… Beraber araştıralım ve düşünelim” en iyi tercihlerimiz olmalıdır. “İyi oldu, ben de sayende öğrendim…” cümlesini hiç utanmadan, tırsmadan ve çekinmeden kullanalım. Çünkü bunun tesiri hem çocuğunuzda hem de sizlerde çok müsbet neticeleri meyve verecektir.

Okunma Sayısı: 1405
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı