"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ayasofya müzahrafattan temizlenip ibadet mahalli olmalı

Risale-i Nur'dan
26 Ocak 2024, Cuma
Ankara’ya bu defa geldiğimin mühim bir sebebi, İslâmiyete ciddi taraftar Dahiliye Vekili Namık Gedik’i görmek ve İslâmiyetin kahramanı olan Adnan Bey’e ve Tevfik İleri gibi mühim zatlara bir hakikatı söylemektir ki:

Hem Demokrata ezan-ı Muhammedî gibi çok kuvvet vermek ve Risale-i Nur’un neşrine müsaadesi gibi çok taraftar olmak ve âlem-i İslâm’ı, hatta bir kısım Hristiyan devletlerini de memnun etmek için, Ayasofya’yı müzahrafattan temizleyip ibadet mahalli yapmaktır. Bu ise, bu mesele için otuz sene siyaseti terk ettiğim halde, bu nokta hatırı için Namık Gedik’i görmek istedim ve geldim. Adnan Bey, Namık Gedik ve Tevfik İleri gibi zatların hatırı için başka yere gitmedim.

Hem Risale-i Nur, Kur’ân’ın kanun-u esasiyesiyle bütün Anadolu ve Vilâyât-ı Şarkiyede asayişi temin eden Risale-i Nur’un altı yüz bin nüshası komünistliği susturduğu gibi, asayişi temin ettiğine bir delili budur ki:

On küsur sene evvel Afyon Müddeiumûmîsi “Altı yüz bin fedakâr talebesi var; beş yüz bin nüsha Risale-i Nur’dan neşretmiş. Belki asayişe zarar gelir” dedi.

Ona karşı Said demiş ki: “Madem altı yüz bin fedakâr talebesi var. Bu on beş senedir bana bu kadar zulmediliyor. Bir tek vukuatı hiçbir zâbıta ve mahkeme gösteremedi.”

Hem dedim: “Ey müddeiumûmî! Eğer bin müddeiumûmî, bin emniyet müdürü kadar asayişin teminine Risale-i Nur hizmet etmemişse, Allah beni kahretsin. Siz de bana ne ceza verirseniz verin” dedim. O bu sözüme karşı hiçbir çare bulamadı.

Yalnız bir iki sene sonra Nur’un bir küçük talebesi Risale-i Nur’a zarar gelecek zannıyla kendini intihar edecekti ki, tab’ ettiği bir küçük risaleye zarar gelmesin. Sonra Üstadı onu men etti ve küçücük bir hâdise oldu ve ikisi de barıştırıldı.

Halbuki bir Üstadın on tane fedakâr talebesi bulunsa –hatta biri selâm etmiş tokat vurulmuş, biri elini öpmüş tahkir edilmiş– hiçbir fedakârı, asayişe ilişmemek için sükût etmişler. Said’den işitmişler ki, “Benim yüz ruhum olsa asayişe feda ediyorum.” Onun için “Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez.” [En’am Suresi: 164] kanun-u esasiyesiyle, beş cani yüzünden doksan masuma zarar gelmemek, bir cani yüzünden on masum çoluk çocuk, peder ve validelerine zulmetmemek için, Risale-i Nur iman hizmetiyle beraber asayişi tamamıyla temin edip herkesin kalbinde fenalığa karşı bir yasakçı bırakıyor. Ben de bin ruhum olsa, Kur’ân’ın bu kanun-u esasiyesine feda ettiğimi Tarihçe-i Hayat ispat ediyor ve meydandadır ve mahkemeler de kabul etmişler.

Hatta tezâhüre bir riyâkârlık, bir hodfüruşluk, bir enaniyet manasını verip halklarla görüşmeyi de terk ettiği ve rahmet-i İlâhînin ihsanıyla sesi de kesilmiş ki, dostlarla görüşmeye mecbur olmasın ve hatırları da kırılmasın.

Said Nursî

Emirdağ Lahikası, 367. mektup, s. 568

LÛ­GAT­ÇE:

hodfüruşluk: kendini beğendirmeye çalışmak, övünmek.

kanun-u esasiye: temel kanun, ana yasa.

müddeiumûmî: savcı.

müzahrafat: süprüntüler, pislikler, çöpler.

tab’ etmek: kitap olarak bastırmak.

Vilâyât-ı Şarkiye: şark vilayetleri, doğu illeri.

Okunma Sayısı: 1583
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk çalık

    26.1.2024 15:45:35

    "Hem dedim: “Ey müddeiumûmî! Eğer bin müddeiumûmî, bin emniyet müdürü kadar asayişin teminine Risale-i Nur hizmet etmemişse, Allah beni kahretsin. Siz de bana ne ceza verirseniz verin” dedim. O bu sözüme karşı hiçbir çare bulamadı." Bu hakikat davamızın kutsiyetine işaret ediyor. Bu manayı tüm hücrelerimizle sindirmeliyiz vesselâm.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı