"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Her şeyden evvel bize lâzım olan nedir?”

Risale-i Nur'dan
14 Ağustos 2022, Pazar
Suâl: “Biz kuvvetimizi nasıl toplayıp namus-u İslâmiye-i milliyeyi muhafaza edeceğiz?” HÂŞİYE-1

Cevap: Fikr-i milliyet ile, milletin cevfinde havz-ı kevser gibi bir havz-ı marifet ve muhabbet yapınız, altındaki suyunu çeken delikleri maarif ile kapatınız, içine su akıtan yukarıdaki mecraları fazilet-i İslâmiye ile açınız. Büyük bir çeşme var; şimdiye kadar sû-i istimal ile şûristana dağılıp bazı seele ve acezeye neşv ü nemâ verdi. Bu çeşmeye güzel bir mecra yapınız, mesai-yi şer’iye ile şu havuza dökünüz, sonra da bostan-ı kemâlâtınıza su veriniz. Bu, hiç bitmez ve tükenmez bir menbadır.

Suâl: “Nedir o çeşme?”

Cevap: Zekât. Sizler Hanefî ve Şafiîsiniz.

Suâl: “Şayet kuruyup gitmez de o hazineye akarsa, ne iyi ne güzel!”

Cevap: “Evet, aranızda ancak zekât ile parlayıp çiçek açabilen bir zekâ var.” HÂŞİYE-2

Suâl: “Nasıl?”

Cevap: Eğer ezkiya, zekâvetlerinin zekâtını; ve ağniya, velev zekâtın zekâtını milletin menfaatine sarf etseler, milletimiz de başka milletlere yolda karışabilir.

Suâl: “Daha başka?”

Cevap: İânât-ı milliye-i İslâmiye denilen nüzur ve sadakàt, zekâtın ammizadeleridirler; asabiyetini çekerler, hizmette yardım edecekler.

Suâl: HÂŞİYE-3 “Neden çok âdât-ı müstemirremizi tezyif ediyorsun?”

Cevap: Her bir zamanın bir hükmü vardır. Şu zaman, bazı ihtiyarlanmış âdâtın mevtine ve neshine hükmediyor. Mazarratlarının, menfaatlerine olan tereccühü, idamına fetva veriyor.

Suâl: “Her şeyden evvel bize lâzım olan nedir?”

Cevap: Doğruluk.

Suâl: “Daha?”

Cevap: Yalan söylememek.

Suâl: “Sonra?”

Cevap: Sıdk, ihlâs, sadâkat, sebat, tesanüd. HÂŞİYE-4

Suâl: “Yalnız?”

Cevap: Evet!

Suâl: “Neden?”

Cevap: Küfrün mahiyeti yalandır. İmanın mahiyeti sıdktır. Şu bürhan kâfi değil midir ki, hayatımızın bekası imanın ve sıdkın ve tesanüdün devamıyladır.

HÂŞİYE-1: Kırk beş sene evvel bedevî aşâire olan bu dersler, şimdi Nurun şâ­kirdlerine de bir ders olabilir diye kalbime ihtar edildi.

HÂŞİYE-2: Darılma, şu kelâm zekâtın postunu giymiş.

HÂŞİYE-3: Bazı suâller komşu görünüyor; lâkin ortalarında büyük bir dere var. Hayal, bir balona binse ve eline bir dürbün alsa, ancak vatanlarını bulabilir.

HÂŞİYE-4: Madem muhataplar içine Nurcular girdiler, “sıdk” kelimesine “ihlâs, sadâkat, sebat, tesanüd” gibi kelimeler ilâve olur.

Eski Said Dönemi Eserleri, Münazarat, s. 200

Okunma Sayısı: 1568
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    14.8.2022 16:56:05

    "Küfrün mahiyeti yalandır. İmanın mahiyeti sıdktır. Şu bürhan kâfi değil midir ki, hayatımızın bekası imanın ve sıdkın ve tesanüdün devamıyladır." Doğruluk, yalan söylememek ve sıdk kavramları aslında birbirlerinin tamamlayıcısı. Bu hakikatlere ne kadar ihtiyacımız olduğunu da izhar ediyor. Sonraki dört kelime de adeta mesleğimizin esaslarını teşkil ediyor. Dikkat edilirse bu kavramlar Risale-i Nur'da ayrı bir risale ya da pek çok yerde neşredilerek nazara veriliyor. Rabbim istifade edenlerden eylesin. Amin!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı