"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur tâ kıyamete kadar bâkî kalacak

Risale-i Nur'dan
27 Haziran 2025, Cuma
Üstadın, gerek “şeceratün mübareketün” [Mübarek ağaç. (Nur Suresi: 35)] sırrına mazhar olan bu çınar ağacı ve gerekse Çam Dağlarındaki o çok ünsiyet ettiği ağaçların ve dağların başındaki tefekkür ve hissiyatını ifade edebilmek acaba mümkün müdür? Asla mümkün değildir.

Cenab-ı Hak, kemâl-i rahmetiyle bu ferd-i ferîdi, kemâlât-ı insaniyenin bütün envâını câmi’ bir istidadda yaratmış ve bu istidatların da a’zamî şekilde inkişafını irade etmiş ki; bu müstesna zatı, İslâmiyet ağacının son asırlara uzanan ve binler dal budak salan Risale-i Nur şahs-ı manevîsi itibarıyla bütün hakaikte “üstad-ı küll” hükmüne getirmiş ve topyekûn İslâmiyet hakikatlerinin bir aks-i nurunu ve tecellisini Risale-i Nur şahs-ı manevîsinde derc ederek, ehl-i hakikat ve kemali hayretle baktırmış ve böylece, risalet-i Ahmediye ve hakikat-i Muhammediyenin câmi’ bir âyinesi olan Risale-i Nur ile Said Nursî, bir Said olarak çürümüş, erimiş; fakat manen bütün âlem-i İslâm olarak tevellüd etmiş, beka bulmuştur. Ve tâ kıyamete kadar Risale-i Nur bâkî kalacak ve daima tekemmül edecektir. Hiç mümkün müdür ki; sinek kanadının icadından lâkayt kalmayan ve o kanadın zerrelerinde pek çok hikmet ve maslahatları takip eden Sâni-i Zülcelâl, Risale-i Nur ile onun telif edildiği menzillerle ve Nur Müellifinin kudsî vazifelerini gördüğü yerlerle alâkadar olmasın ve öyle kudsî hizmetlere hâdim (hizmet eden) olan mekânlar ve dershane-i nuriyeler ve şecere-i mübarek, rahmetin kasd-ı tahsisinden hariç kalsın? Kat’iyen mümkün değildir!

Said Nursî Hazretleri Barla’da iken, yaz aylarında bazen Çam Dağına çıkar, bir müddet yalnız olarak orada kalırdı. Bulundukları dağ hayli yüksekti. Barla dershane-i nuriyesinin önündeki çınar ağacının tepesindeki kulübeciği gibi, Çam Dağının en yüksek tepesinde olan iki büyük ağaç üzerinde dershane-i Nuriye manasında birer menzili vardı. Bu çam ve katran ağaçlarının tepelerinde, Risale-i Nur’la meşgul oluyordu. Hem ekser zamanlar, Barla’dan, bu ormanlık havaliye gelip giderdi. Ve derdi ki: “Ben bu menzilleri, Yıldız Sarayına değişmem.”

Tarihçe-i Hayat, s. 182

LUGATÇE:

envâ: çeşitler, türler, neviler.

ferd-i ferîd: eşi, benzeri olmayan fert, 

seçilmiş zat.

inkişaf: gelişme, açılma.

risalet-i Ahmediye: Hz. Muhammed’in (asm) peygamberliği.

tekemmül etmek: olgunlaşmak, kemale ermek, mükemmelleşmek.

tevellüd etmek: doğmak.

ünsiyet: alışkanlık, ülfet, dostluk, ahbaplık, arkadaşlık.

üstad-ı küll: her çeşit ilimde, her hususta çok ileri bilgisi olan, herkesin üstadı.

Okunma Sayısı: 266
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı