"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İhtilâfları bitirmek için

Kâzım GÜLEÇYÜZ
27 Haziran 2025, Cuma
Haktan sapan bâtıl mezheplerin ortaya çıkmasında iki taraflı hatalar söz konusu.

Bu hatalardan biri, dayandıkları “kayıt ve şartlarla sınırlı bir doğru”yu, o kayıt ve şartları yok sayarak genelleştiren o mezhep mensuplarınca yapılırken, haklı olan görüşü savunanlar da, farklı fikirdekileri baskı altına alıp dışlamak suretiyle diğer hatayı isliyorlar.

Neticede belki hak müdafaa ve muhafaza edilmiş oluyor, ama karşılığında ehl-i hak cephesinde gedikler açılıp zayiat verilmesi pahasına.

Oysa, bir dane-i hakikatten yola çıkıp sapma riskine maruz kalanlar da, hakkın müdafaası adına onlara tavır koyanlar da, muhakeme, yaklaşım, tavır ve üslûplarında daha dengeli ve mutedil bir çizgi takip etmiş olsalar, belki o ihtilâflar olmayacak veya olsa bile fazla büyüyüp derinleşmeyecek.

Bâtıl mezheplerin ortaya çıkışını, aktardığımız iki önemli sebebe bağlayan Said Nursî’nin, bunlar için tekrar Ehl-i Sünnet ve Cemaat çizgisine dönüş yolunun açık olduğunu vurgulaması da çok dikkat çekici ve anlamlı.

“Meşrutiyet-i ilmiye [ilimde demokrasi] hakkıyla teessüs etse [kurulsa], meyl-i taharrî-i hakikatin [gerçeği arama meylinin] imdadıyla, fünun-u sadıkanın muavenetiyle [doğru fenlerin yardımıyla], insafın yardımıyla, şu firak-ı dâlle [dalâlete sapmış fırkalar] Ehl-i Sünnet ve Cemaate dahil olacakları kaviyyen me’muldür [kuvvetle ümit edilir]” sözleri, bunun açık bir ifadesi.

Yani, hakkı savunurken, bizim hak anlayışımıza ters gibi görünen fikirlerde dahi bir “dane-i hakikat” olabileceğini dikkate alarak ortaya konulacak insaflı ve dengeli bir tavır, muhtemel yeni ihtilâfların önünü keseceği gibi, istibdad-ı ilmînin sebebiyet verdiği eski ihtilâfları izale ve tamir ederek hak noktasında yeniden ortak çizgide bir araya gelip bütünleşmenin de yolunu açıyor.

Bu, hangi sebeple olursa olsun, hayatın akışı içinde yaşanan bütün fikir ayrılıkları ve ihtilâflar için söz konusu.

Evet, birinci derecede istibdadın ürettiği ve körüklediği ihtilâfları bitirip kalıcı ve sağlam birliktelikler kurmak için de istibdadın kalkması gerekiyor.

Çeşit çeşit istibdatları ne ölçüde aşıp, vurdukları prangaları ne kadar kırabilir ve hürriyeti yaşanır kılabilirsek, ayrılıklara meydan vermeyen veya onları en az seviyeye indiren bir ortamı da o ölçüde başarıp birlik ve ittifak manasını o nisbette gerçekleştirebiliriz.

Okunma Sayısı: 1557
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ramazan tavşan

    11.7.2025 00:42:56

    Sosyal medya çıktı, troller ordusu kuruldu, mertlik bozuldu . Adam uhutta Hz peygamber efendimize şaş karşı savaşıyor Mekke'ye dönünce müslüman oluyor ve sahabei Güzin mertebesine ulaşıyor. Bizim bu troller hedefine aldığı adamı affetmek gibi hiç bir düşüncesi olmuyor. Yazarlarımızın yazılarının altına lütfen yazıların içeriğiyle ilgilidir yorumlar yapalım. Birilerinin kurduğu saat gibi gelip burada zemberegi boşaltmayalim. Kazım abim dar daireyi ilgilendiren, sorumluluklarımızı hatırlatan güzel bir yazı olmuş tebrikler

  • Demokrat

    28.6.2025 18:19:15

    Allah razı olsun.Guya ummet-i Muhammedin temsilcisi gösterilen,merhum Y.S.Selim'den sonra en büyük halife dedikleri kişinin alem-i İslami tahribatı, ülkemizin yıkım müteahhidi olmasını hür Müslüman olarak herdaim bizleri ikaz yazılarınızı yazarak gafletten uyandırdığı.Rabbim e eden razı olsun.

  • Raşit örenel

    28.6.2025 10:29:26

    Ehl-i Sünnetin bazı temsilcileri, zaman zaman üslup ve yöntemde hata ediyorlar. Dalalet fırkaları ise esasta hata yapıyorlar. Ehl-i Sünnette zaman zaman görülen üslup problemi ortadan kalkmalı ki, dalalet fırkası temsilcileri kendi mesleklerinin esasında olan yanlış fikirde inat etmekten vaz geçip, Ehl-i Sünnete iltihakları kolay olsun, dalalet fırkası mensubu olup insaf sahibi olanlara psikolojik olarak yardımcı olmaktır bu esaslardan taviz vermek değil. Allah razı olsun Kazım abi.

  • Ömer

    28.6.2025 10:14:02

    Lübbü bulmayan,kışır ile meşgul olur. Hakikati tanımayan,hayalata sapar. Sırat-ı müstakimi göremeyen,ifrat ve tefrite düşer. Muvazenesiz ve mizansız olan çok aldanır,aldatır.” Ahlaktaki ifrat ve tefrit ise,istidadatı ifsat ediyor.” Kurukahvecilerde, Enelerde ve Yüksekdağlarda tahkik ve tahlil etmeden tuti kuşları gibi gezenlere.Kaleminize sağlık tebrikler 👏👏👏🌅

  • Said Yüksekdağ

    27.6.2025 18:51:20

    Yazınız gayet güzel. Peki siz, cemaat içinde yapmış olduğunuz ihtilafı ve fikir ayrılıklarını gidermek için ne yapıyorsunuz? Ya da bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz? Son zamanlarda cemaatimize vermiş olduğunuz zararı nasıl telafi edeceksiniz?

  • Ethem Erbaş

    27.6.2025 16:04:48

    Evet.İçeride ve dışarıda istibdat bitmediği için ittihad hayat bulamıyor."

  • İbrahim

    27.6.2025 15:53:16

    İstibdadin hangi isimle olursa olsun tekme vurulmadigi ortamlarda malesef hakperestce konuşup yazmak da mumkun olmuyor. Dolayısıyla bütün problemlerin "annesi" istibdattir Şu giderse daha kötüsü gelir anlayışıni bu bağlamda tekrar okuyup onceligin istibdadi def etmek olduğunu unutmamak gerekir.

  • Enes

    27.6.2025 15:16:53

    Kazım abi bu söylediklerinize siz inanıyor musunuz? Sizin gibi düşünmeyenlerin düşüncelerini yıllarca görmezden gelmediniz mi? Bu gazete siyasete alet olmasın, ne yandaş ne muhalif olmasın diyenleri duymazdan gelmediniz mi? Madem her şeyde bir hakikat danesi var diyorsunuz, yıllarca siyasal islamcılara oy veren mütedeyyin insanları safdillik ile suçlamadınız mı? Gülencilere gösterdiğiniz anlayışı neden anadolunun dindar insanlarına da göstermiyorsunuz? Onların gittiği yoldaki dane-yi hakikate dikkat çekmiyorsunuz.

  • Ömer

    27.6.2025 12:53:08

    Bizler, bir insanın azaları ve bir fabrikanın çarkları hükmündeyiz. Her birimiz kendi istidatları ile umumi maksada hizmet eden şahıslarız. Biz birbirimizin rakibi değil, yardımcısıyız. Biz birbirimizi kıskanmayız, aksine takdim şerefini kardeşimize bırakırız. Bizi tanımak isteyen harici ve dahili kişiler bu özelliklere dikkat etse bize ve size ulaşabilir, tabii samimi bir uhuvvetten bahsedenlerce.?

  • Akın Öztürk

    27.6.2025 11:42:21

    Dini siyasete alet eden fırka-i dalle,Siyaseti dinsizliğe alet eden fırka-i dalle içtimai,ilmi istibdat ortaya çıkarıyor.O zaman ateizm,agnotizm,deizm gibi sünnete,adetullaha uymayan fikirler yayılıyor meydana çikiyor.Çözüm İslami uygun demokrasi uygulamasında.Hem Avrupa'da Risale-i Nur o zaman heryere girer.Özgür özel Türkiye demokrasiye geçerse Avrupa'nın en gelişmiş ülkeleri arasına geçer diyor.

  • Demokrat

    27.6.2025 11:21:22

    Cuma bayramımızı tebrik ediyor,hayırlı cumalar dilerim.

  • S. Pelin Kurukahveci

    27.6.2025 10:34:33

    Son güncel örnek olarak gülenistlerden örnek verelim. Çocukları iyi ders çalıştırıyorlar diye soru çalmalarını, haksız şekilde kadrolaşmalarını, milletin malına çöreklenmelerini hoş mu görelim? Göremeyiz.

  • S. Pelin Kurukahveci

    27.6.2025 10:33:13

    Üstadımızın söz konusu ifadelerinde bunu kastetmediği açıkken bu şekilde ehl-i sünnet cemaatini suçlamak üstadımıza da bühtandır. Zaten bu fırkaların ehl-i sünnet cemaatine dahil olması gerektiği ifade ediyor. Eğer o fırkalar kadar ehl-i sünnet de suçlu deseydi böyle bir teklifte bulunması abes olurdu. Madem iki tarafta eşit derecede suçlu veya haklı ise neden onlar ehl-i sünnete dahil olsunlar? Ehl-i sünnet de pekala onlara dahil olabilir! Bu işin nazariyatı böyle olur. Her dalalet fırkasına gülücük dağıtılacak değildir. İmam-ı gazali ne yapmıştır?

  • S. Pelin Kurukahveci

    27.6.2025 10:29:09

    Yazıda izah edilemesi gereken noktalar var. Dalalet fırkalarının sanki ehl-i sünnet vel-cemaat'in tutumundan kaynaklı neşet ettiği ifade ediliyor. Ehl-i sünnet daha hoşgörülü olsa bu fırkalar türemeyecekti gibi bir anlam çıkıyor. Ancak mezhepler tarihi açısından bu saptamanın bir geçerliliği yok. Bu fırkaların ortaya çıkmasında birçok faktör olduğu ifade ediliyor. Bu işi ehl-i sünnet üzerinden açıklamak esasında ehl-i sünnet cemaatine bir bühtandır.

  • cafer

    27.6.2025 08:23:05

    Aç canavara tevazu mu, ihtilafları bitirmek mi... kalbim safi, üstadla beraber mi..., süreti haktan görünen şaytan kılklılara aldanmak mı... İhtilafları bitirmek için ihtilaflara kapı açmak mı...

  • Ramazan tavşan

    27.6.2025 02:32:00

    Kazım bey kalemine sağlık anlaşılır ve yeni kafa karışıklıklarına neden olmadan güzel bir yazı olmuş tebrik ederim

  • Erdal Burdak

    27.6.2025 01:20:44

    Önemli bir konu gerçekten. Demokrasi demek ihtilafların bir arada geçinmesi demek. Çözüm için ölçüler sunulması isabet olmuş.

  • Halil İbrahim Karahan

    27.6.2025 00:47:31

    Allah razı olsun Rabb'im her türlü kötülüklerden korusun sizi...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı