"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mutluluk her zaman mutlu eder mi?

Yasemin YAŞAR
19 Temmuz 2025, Cumartesi
Bu dünyanın bir kanunu olsa gerek; her hoşluğun karşısında bir nahoşluk, her mutluluğun karşısında bir mutsuzluk vardır.

İnsan kendini hoşluk haline ne denli bırakırsa,  karşı kutbun (nahoşluk) potansiyeli de o denli büyür. Mutluluğu sağlığa bağlarsa bir nezle onu mutsuz eder. Hep eğlence isterse bir saatlik yalnızlık onu mutsuz eder. Hep genç kalmak isteyeni yaşlanmak mutsuz eder. Yaşama sanatı her şeyde, her durumda, her hadisede hikmeti görmek ve hadiseleri bir intisap sırrıyla Yaratan ve yaratılan denkleminde okumaktır.

Hayat sadece zevk almak için mi yaşanır?

Sürekli mutlu olmak gerekliliğine inandırılmış bir çağda yaşıyoruz. Her platformda “mutlu olmak zorundasın”, “mutlu ol”, “mutluluk için beş formül”, “iyi düşün mutlu ol” gibi daha fazla mutluluk vadeden yayınlar, söylemler, görseller, içerikler, seminerler vs.

Peki bu kadar mutluluk söylemi, davet ve vaatlerine rağmen, insan niçin daha mutlu değil? İnsan gibi yaşamak, hayatta kalmak ve yaratılışa dair vazifelerimizi yerine getirmek bile başlı başına mutluluk iken, mutluluğun bize bir ödevmiş gibi sunulması can sıkıcı olandır.

Sanırım mutlu olmakla mutlu görünmek veya gerçekten mutlu olmakla mutlu sansınlar arasındaki uçurum kadar derin bir hâl yaşıyor asır insanı. Ona mutlu olmak adeta dayatılıyor. Çünkü arka plandaki algoritma, ‘mutlu olmak zorundasın, yoksa hayatın yaşanmaya değmez’ demektedir.

Bu algoritmayla mutsuz insan kendini suçlamaya başlıyor. “Mutlu bir hayatın gerektirdikleriyle başa çıkamadığıma göre bende bir eksiklik var” diyor. Çünkü her yerde mutlu insanlar, bunu başarmış insan manzaraları sürekli gözüme sokuluyor. İşte şimdi içine düştüğüm durumun adı tam da “duygu diktatörlüğü.” Mutsuz olmak gibi bir seçenek bırakmıyor bu diktatörlük. Dış şartların baskısı arttıkça insanlar içsel (enfüsî) mutluluklarını da sorgulamaya başlıyor. “Ben, gerçekten mutlu muyum?”

Hasılı ne kadar çok insan, mutlu olması gerektiğine inandığı için mutsuz oluyor.

Hayatta tek meselenin mutluluk olduğu anlayışı veya dayatması, anlam kaybını mutlulukla ikame etmek isteyen mimsiz medeniyetin  uydurduğu bir masaldır. Her şeyde olduğu gibi mutluluğun da bir sınırı vardır ve hayattan, haddinden fazlasını istemek abestir. Çünkü bu dünya imtihan dünyasıdır. Sanırım modern insanın kaçırdığı en büyük hakikat budur. İmtihan salonunun kendine has özellikleri, duygusu ve sınırları vardır. Oradaki asıl mesele sorulara odaklanmaktır. Elbette sıkıcı bir imtihan salonundan bahsetmiyorum ama bu salon sadece mutlu olmak, sadece lezzet almak için tasarlanmamıştır.

İnsan hayatında, mutluluk ve başarı kadar mutsuzluk ve başarısızlık da vardır. Sadece mutluluktan konuşmak, hiçbir zayiat yaşamamak illüzyonunu besler ki, bu durum başarısızlık hallerinde iki üç kat daha mutsuz olmayı beraberinde getirir. Oysa “aklı başında olan insan bu dünyayı bir misafirhane-i askeriye olarak telakkî edendir”. “Bu dünya imtihan dünyasıdır. Lezzet ve ücret alma yeri değildir.” şeklindeki zihinsel bir algı mutsuzluğu derinleştirmediği gibi, sürekli bir mutluluk arayışına da götürmeyecektir.

İnsan hayatında keyifsizliğe, hoşnutsuzluğa, mutsuzluğa da alan açarsa enerji tasarruf moduna geçer ve yenilenme için zaman kazanır. En yoğun mutluluk anları acının dindiği an değil midir? “Zeval-i elem lezzet, zeval-i lezzet elemdir”. Hayat denen şey de, hep bu iki sarmalla veya zıtlıklarla anlamlı değil midir? Kemâle ermenin mutluluğu, nefes alıp veren bir mutluluktur. Çünkü insan sadece nefes almaz, alabilmek için nefesi vermesi de gerekir. O yüzden mutluluk mutsuzlukla anlamlıdır.

Hasılı, asır insanı mutsuzluğun, başarısızlığın, hüznün, acının, terbiyesinden geçmeden mutluluk arayışı beyhude bir arayıştan öte geçmeyecek, tam tersi mutsuzluğunu derinleştirecektir. Her geçen gün kaybettiği anlamı mutluluk hayalleriyle örtmeye çalışırken duygu diktatörlüğünün esareti altında depresyonlardan kurtulamayacaktır.

Mutluluğu her daim zevkte aramak, mutsuz olmanın da en emin yoludur.

Okunma Sayısı: 283
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı