Siyasî iktidarın kamu gücünü kullanarak siyasî rakiplerini tutuklama dalgaları devam ediyor. Vaziyet şu ki bu operasyonlar da “otoriter rejim”de siyasetin güdümüne alınan yargı üzerinden yapılıyor.
Böylece “Hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve tâlimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz” hükmüyle “mahkemelerin ve hâkimlerin görevlerinde bağımsızlığını” teminat altına alan Anayasanın 138. maddesi daha baştan çiğneniyor.
Saray iktidarının “tâlimatı”nı yerine yetirmeyen ya da “istemediği bir kararı veren” hâkimlerle savcıların sürülmesiyle, yasalardaki “mahkeme ve hâkim teminatı” da ortadan kaldırılıyor.
Şu hale bakın; “iktidar cephesi”nden bir siyasetçinin attığı bir tweetle veya “havuz medyası”nın bir asparagas haberiyle harekete geçen savcılar, iktidara mensup belediyeler hakkında belgeleriyle, delilleriyle hazırlanıp savcılıklara gönderilen “yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesad karıştırma, partizanca kayırma ve millet malını yağma”ya dair yüzlerce dosyadan bir tekine dahi soruşturma açılmıyor.
Meselâ İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, içlerinde yeşil alanın şahıslara satılıp imar değişikliği sonrası 40 katına varan fiyatla belediyeye geri satılması benzeri rant dosyalarının da içinde olduğu AKP dönemine ait 38 dosyaya İçişleri Bakanlığı’nca el konulmuş. Keza Ankara Büyükşehir’in aynı döneme ait savcılığa gönderilen 99 dosyadan bir teki dahi soruşturulmayıp yıllardır bekletiliyor.
Ya da “itirafçı” olup “etkin pişmanlık”tan yakayı kurtaran bir müteahhidin AKP iktidarında kamu kurumlarından ve iktidar belediyelerinden aldığı yüzlerce milyarlık sayıları 300’ü aşan ihalelerden hiçbiri hesaba çekilmezken, muhalefet belediyelerinden aldığı sayıları dokuzda birini bulmayan ihaleler soruşturuluyor.
Bu arada yine Anayasanın 90. maddesiyle Türkiye’nin uymayı taahhüd ettiği Avrupa İnsan Anayasa Mahkemesi (AİHM) ile 153. maddesinde “kararları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idâre makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayan” Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlâli” kararları açıkça çiğnenmeye devam ediliyor.
Bu yüzden iktidardakilerin tumturaklı söylemlerle ortaya attıkları, yargıyı yürütmenin güdümüne sokan “Yargı Reformu Strateji Belgesi” paketlerine, Adalet Bakanı’nın gün aşırı tekrarladığı “Türkiye’de yargı bağımsızdır” iddialarına kimse inanmıyor.
TESBİT
“Süreç”in ciddiyeti kalmıyor…
Sadece yargıya değil, iktidarın el attığı bütün alanlarda siyasi iktidara güvensizlik derinleşiyor. Sırf millet irâdesini ketmeden “kayyum atamaları”nı eleştirdiği için “altılı masanın altında DEM var” deyip “millet ittifakı”nı “DEM’lenmek”le itham eden “yandaş medya” ve maaşlı trollerle muhalefete “terörle işbirliği” yaftasını yapıştırmaya yeltenen iktidardakilere itimatsızlık bundan.
Bundandır ki 2023 seçimlerinde “millet ittifakı’ adayını Kandil’deki terörist elebaşlarının desteklediği” iftiralı sahte videosunu meydanlarda propagandaya didinen ve muhalefeti dışlayıp “süreç”i tekeline alan Saray iktidarının “süreç”i siyasî rant hesaplarına hebasından endişe ediliyor.
“Süreç”te devlet-istihbarat yetkilileri, İmralı ve Kuzey Irak’ta terörist başı ve terör örgütü elebaşlarıyla “gizli pazarlıklı müzâkereler”de bulunurken, “Anadolu’nun batısında ‘kent uzlaşısı’yla DEM’le seçim ittifakıyla “Kürtleri belediye meclislerine soktuğu” iddiasıyla seçilmiş belediye başkanlarının “teröre destek” bühtanıyla tutuklanmaları bunun bariz bir göstergesi.
Özetle “süreç”in iddia edildiği gibi bir “devlet projesi” değil, bir “devlet partisi veya parti devleti projesi” olduğu ve tezatlarla muallel vaziyeti her haliyle açığa çıkarken; “düşman ceza hukuku”nun uygulanmasıyla ana muhalefete mensup on yedi belediye başkanının tutuklanıp yüzlerce çalışanının hapse atılmasıyla millet irâdesinin gasbedilmesi itimadı ortadan kaldırıyor.
Bunun içindir ki bu vartada “yol haritası”nda ne olduğu bilinmeyen “süreç”le “barış”tan ve “iç tahkim”den bahsedilmesinin ciddiyeti kalmıyor.