"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ağlatan boşanmalar

Mehmet ÇETİN
19 Temmuz 2025, Cumartesi
Nikâh, hayatların geçici olarak değil, devamlı olarak birleştirilmesi ve bunun üzerine kurulu bir akid olarak bilinirken, gittikçe artan orandaki boşanmalar ciddi manada endişeye sebep olmaktadır.

Ailenin temelini teşkil eden evlilik, bütün semavî dinlerde değerli kılınır, onun kuvvetle tesisi için sürekli nasihat, tavsiye ve kaideler dile getirilir.

Talâk, kurulu nikâh akdinin bozulması anlamında olup, devamı mümkün olmayan nikâhların feshinde uygulanan bir yoldur.

Erkeklere; hanımlarıyla iyi geçinmelerini ve onların kusurlarını değil, olumlu yönlerini görmeye çalışmalarını tavsiye eden ayet ve hadislerin yanında, “Helal şeyler içerisinde Allah’a en sevimsiz geleni boşamadır” (Ebû Dâvûd, “Talak”, 3) ve “Evlen, fakat boşanma! Allah, zevk için evlenip boşanan erkek ve kadınları sevmez” (Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, IV, 335) gibi hadislerde boşamanın dinen hoş karşılanmadığı açıkça belirtilmiştir.

Hayat yükü hakikaten zordur, zorludur. Bütün bu zorluklar birlik ve beraberlikle aşılırken bu kuvveti kıran ve dağıtan boşanmalar, hayatın içerisindeki en acıtıcı hâdiselerdendir.

Nikâh, imanın kuvvetiyle, inancın desteğiyle daha kavi ve daha uzun ömürlü olur. İman; kişiyi, nikâhın devamına sorumlu ve sabırlı kılar. İman, bir kabul ve bağ olduğu için nikâhla doğrudan irtibatı vardır. Bağ zayıflar, irtibat gevşerse nikâh da boşanmaya yol alır.

Nikâh sözü, iki cihanı kuşatan bir akiddir. Bu sözleşmenin muhafazası da hukuktur. Herkes hak ve hukukuna dikkatle riayet etmekle mükelleftir.  Nikâhın devamında şu üç esas çok mühimdir. Karşılıklı güven, samimi hürmet ve yine samimi sevgi, ailenin olmazsa olmaz üç temel direğidir.

Son zamanlarda bazı dindar bilinenler arasındaki boşanmaların artması rahatsız edici şekilde dikkat çekmekte. Onları izlediğinizde aralarında sevgi, saygı ve güven var ama yine de memnun değiller ve nikâh, mahkemede kopuyor. Boşanmaların iman cephesindeki sorumluluklarla kendimizi vicdanî sorgulamaya davet ediyorum. Bir yerlerde arıza var, aile zincirinde kopukluklar artıyor, bu da geleceği tehlikeye atan hâdiselerdendir.

Kadın, annelik vazifesini düşünerek, evlâdlarının büyümesine, hatta evlenmelerine kadar sabrediyor, onları yuvalarına kavuşturduğunda soluğu mahkemede alıyor. Bu noktadan baktığınızda evlâdı için sabretmiş, kocasının kahrını onlar için çekmiş şimdi de ayrılması hakkıdır, diyesi geliyor insanın ama hakikatte öyle midir ya da nikâhı bozmanın haklı gerekçesi mi tam anlaşılmıyor?

Evliliğin yürümeyeceğine inanan ve bu evliliği mutsuz bir şekilde devam eden, kocasından soğumuş bir kadının, kocasından boşanması haram değil helâldir. Bu doğrudur ama bu çare, doğrusu insanı endişelendiriyor. Beraberliği huzurla devam ettirmenin mutlaka bir yolu olmalı, bulmalı, ki hemen de mahkemede soluk alınmamalı. Bütün yol ve çare denendikten sonra hâlâ da olmuyorsa, boşanmaktan başka çare kalmıyor demektir. 

İleri yaşta ve çocuklarını da evlendirdikten sonra kocasından ayrılmak isteyen kadınların ayrılma gerekçelerinin başında kocasında karşılık göremediği durumlar, duygusuzluklar ve ilgisizlikler olduğu da bilinen bir acı gerçek.

Çareyi, problemin oluşumunda aramak gerek. Şikâyet noktalarına bakılmalı. Düşülen yerden kalkılmalı. Lüzumsuz onur, haysiyet takıntısına düşülmemeli. Burada maharet, evliliği huzurlu yürütmektedir. Daha fazla anlayışlılık, fedakârlık, emniyet, itimad ve muhabbet, irtibat, bu yolun anahtarlarıdır.                    

Okunma Sayısı: 1520
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nagehan

    19.7.2025 19:54:42

    "Yuvayı dişi kuş yapar"!. Şeytan ve avanesi/küreselci tayfa; püf noktayı bulmuş, uygulamaya koymuş durumda; Dünya genelinde(globalizme hizmet eden teknoloji ürünleri ile) kadınlar; -ev/aile ortamından uzaklaştırmaya yönelik- meslek sahibi olmaya özendirilmekte ve dış ortama, çalışma hayatına yönlendirilmekte, bu yönde de bir devlet politikası işlemekte..! Elbette ALLAH'ın da kanunu/sünneti malum!. // “Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne sebebi bırakmadım.” (Buhârî Nikâh 17; Müslim Zikir 97 98. Ayrıca bk. Tirmizî Edeb 31; İbni Mâce Fiten 31)

  • Ramazan

    19.7.2025 12:13:47

    Hocam ekimden evlilikler halatla bağlıydı. Kolay kolay kopmuyordu. Şimdiyse evlilikler pamuk ipliğine bağlı. Ufak bir sarsıntıda hemen kopuyor. Eskiden kadınlarımız sabahın 6.00 şundan akşamın 8.00 kadar işten başını kaldıramıyordu. Yorgunluktan bitap düşüyordu. Şimdiki kadınlarımız ise elinde son model telefon, altında son model araba gezmekten alış veriş yapmaktan eşine ve çocuklarına zaman ayırmıyor. Eş işten çocuklar okuldan geliyor evde ilgi yok, yemek yok, huzur yok. Bunlar olmayınca tartışma ve kavga başlıyor. Böyle oluncaya boşanmalar çoğalıyor. Eşler arasında hoşgörü olması lazım. Bay konuşurken hanım sunası, hanım konuşurken bayın susması gerekir. Böyle oluncaya evlilikler uzun sürer.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı