Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Hasan GÜNEŞ

Yanlış taraftaki Papa



Yeni Papa’nın, İslâm aleyhindeki söylediklerinden çok takındığı tavır, İslâmiyet ve Hıristiyanlık arasındaki mühim farkların anlaşılması yönünden önemlidir.

Bilindiği gibi Hıristiyanlığın ilk birkaç asrı mazlum olarak, karşısındaki zalim de olsa yumuşaklıkla ve miskinlikle mukabele şeklinde geçmiştir. Ancak İmparator Constantine’in Hıristiyanlığı kabulüyle din bambaşka bir hal almış ve artık devletleşmiştir, hatta Romalılaşmıştır. Risâle-i Nur’daki ifadeyle “zâlime karşı miskinliği esas tutan Hıristiyanlık, nihayat tecellüd; cebbarlıkta” karar kıldı. Yani nerede bir zorba, nerede bir diktatör varsa arkasında artık papa vardı.

Zorba bir Avrupalı kral bir muhalifini mi yok edecek, en büyük yardımcısı en büyük destekçisi bir papadır. Ona bir kılıf bulup muhalifin güya şeytana satılmış ruhunu yakarak kurtaracak papa hemen hazırdır. Ya da Galileo gibi, yöneticilere ve rahiplere itaatte kusur eden bir ilim adamı “Dünya dönüyor” mu dedi, eğer hata ettiğini söylemeseydi, yüzlercesi gibi yakılmasına İncil’den gerekçeler hazırdı. Ne büyük bir inat ve ne büyük bir kibirdir ki, dünyanın döndüğü kadar açık bir hakikat olan Galileo hadisesi hakkındaki hata, bin bir zorlukla ve teville yakın zamanda ancak kabul edilmiştir. Onun için güneş gibi açık olan Peygamberimizin (a.s.m) getirdikleri ile ilgili inkârlarına özür beklemek boşunadır.

Yine nerede bir iç savaş, nerede bir mezhep kavgası varsa ya da haçlı savaşlarında olduğu gibi yüz binlerce çapulcu, İslâm ülkelerini yağmalamaya çıktıysa, arkalarında yine papalık vardı. Ya da büyük Fransız ihtilaline giden süreçte olduğu gibi ilim adamlarına, hürriyetçilere ve fakir halka karşı her türlü baskı ve zulmü reva gören derebeyleri ve kralların yanında da, birkaç şato ve arazi geliri karşılığında, Hıristiyan rahipler vardı. Bu davranışlarıdır ki, ilim adamlarını, hürriyetçileri ve fakir halkı dine küstürmüştür. Yanlış olarak İslâmiyeti de aynı zanneden Batılılar İslâm dinine de mesafeli durmuşlardır. Aslında Batının korktuğu İslâm değil, kilisenin bu kötü şöhretinden dolayı dindir.

Halbuki İslâm tarihi, zulme, diktatörlüğe ve kavmiyetçiliğe karşı duran Hz. Hüseyinlerle, zalime destek mânâsına gelmesinden korkarak hayatı pahasına makam ve mevkileri reddeden İmam-ı Âzamlarla doludur. Ama Batıda böyle din adamı bulamazsınız, onlar her zaman yanlış taraftadır.

Manzara gerçekten ilginç. İsrail ve birkaç Hıristiyan devlet Filistin ve Lübnan’la birlikte dört Müslüman ülkeyi işgal etmiş çoluk çocuk demeden katliâm yapıyor, her gün yeni bir işkence merkezi ortaya çıkıyor. Dünyadaki bütün insan hakları teşkilatları işgalcilerin uyguladıkları şiddeti lânetlerken, bir papaz efendi de çıkmış bütün dünyanın aksine zulme kılıf bulmak için, mazluma “senin dinin şiddet dini” diyor. Aslında bu, tahrif edilmiş, nesh edilmiş bir dinin, bir anlayışın, bir medeniyetin tamamen iflasının, ölümünün ve bittiğinin resmen ilânıdır.

“Ekmek bulamazsanız pasta yeyin” anlayışına en büyük desteği veren rahiplerin takipçilerinden, bu gün Ortadoğu’daki sömürüye karşı çıkmalarını beklemek, ya da Ortaçağdaki engizisyonların bizzat icracılarının mensuplarından bu günkü zulme karşı çıkmalarını beklemek aslında fazla hayalcilik olmamalı. Alınlarındaki bunca kara lekeyi temizlemek için insan haklarını ve mazlumları savunmak en başta onların işi olmalı. Ama maalesef son Papa, önceki asırlarda olduğu gibi generallerle, petrol ve silah tüccarlarıyla kol kola. Tarihlerindeki tek istisna, İkinci Dünya Savaşı sonrası komünizme karşı takındıkları tavırdır. İki bin yıldır beklenen, kaderin biçtiği misyon budur, hepsi bu... Eğer o görevi de yapmamış olsalardı belki de Fransız ihtilâlinden buyana çöküşe giden Hıristiyanlık silinip gidecekti.

Papa, Doğu Roma imparatorunun bir sorusunu naklediyor, cevabı değil. İmparatorun halini anlamak mümkün. Çünkü İslâm, onları eski çağların tahıl ambarı Mısır’dan kovmuş. Canlı bırakmadık diye düşündükleri ve şehirlerini tarla haline getirdikleri Kartacalıların çocukları Endülüs’ü kurmuş. Kaç defa kılıçtan geçirdikleri Kudüs’ü, Filistin’i boşaltmak zorunda kalmışlar.

İpek yolu, baharat yolu yerli sahiplerini bulmuş. Kana ve altına doymayan İskenderler, Sezarlar ve haçlı kralları doğu topraklarına ayak basamaz hale gelmişler. Tabiî imparator, haksızlıklara destek vererek Roma’yla bütünleşen Hıristiyanlığın tam aksine, mazlumu savunarak önlerini kesen İslâm’a karşı bir şeyler söylemek zorunda hissetmiş kendini. Papa da, anlaşılan önümüzdeki yıllar için Roma’nın şahsında Batının akıbetini görüyor.

Aslında bizim niyetimiz Batının eksiğini, katliâmları ve sömürüyü sayıp dökmek değildir. Ancak onların da kan dökmeden, zulmetmeden ve sömürmeden de Batının var olabileceğini kabul etmeleri gerekiyor. En küçük bir krizde yok olacağız endişesiyle Doğu’ya saldırmaktan vazgeçmeleri gerekiyor.

Bu gün kilisenin ya da Papa’nın meselesi aslında daha da derinlerde. Artık kiliseler boşalıyor. Çoğu neredeyse müze ve konser salonu halinde. Camiler ise hem doğuda, hem de batıda dolup taşıyor. Ancak bazılarının zannettiği gibi kiliseleri boşaltan Müslümanlar değil, bizzat yanlış tarafta duran son Papa gibileridir.

23.09.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (16.09.2006) - Kısa bir misafirlik

  (09.09.2006) - Karanlık madde ve akıl gözü

  (02.09.2006) - Sonbaharı yaşarken

  (26.08.2006) - Dinlenmek ve savaşmak

  (20.08.2006) - On iki gezegen

  (12.08.2006) - Medya ateşi

  (05.08.2006) - Ortadoğu ve tarih

  (29.07.2006) - Oturmak ve yaşamak

  (25.07.2006) - Büyük Ortadoğu ateşi

  (08.07.2006) - Gençlik fotoğrafı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004