Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 05 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

Kedi katili sorular



Yakınlarımızı da vuran bir deprem olduğunda ilk olarak ne düşünüyoruz? “Acaba onlara bir şey oldu mu? Yaşıyorlarsa şimdi ne yapıyorlardır? Havalar da soğuk, dışarıda üşüyorlar mıdır?” mı?

Bizimle ve yakınlarımızla en ufak bir ilgisi bile olmayan bir depremde ne düşünüyoruz? “Acaba kaç şiddetinde? Bu, başka depremleri de tetikler mi? Şimdi televizyonlar normal yayın akışlarını da keserler. Bizim dizi ne zaman yayınlanacak?” mı?

Tanımadığımız biri öldüğünde ne düşünüyoruz? “Son zamanlarda ölümler ne kadar da arttı? Aman canım kurtulmuş. Kimse ölmese dünyada yaşayacak yer kalmazdı” mı?

Peki ya bir yakınımız öldüğünde? “Hayata beraber başladığımız, dostlarla da yollar ayrıldı bir bir. Gittikçe artıyor yalnızlığımız” mı?

Bir uçak kaçırıldığında, birileri rehin alındığında, silahlı bir terörist etrafa dehşet saçtığında…? Arasında bir yakınımız varken duyduğunuz kaygıyı, isimlerini bilmediğimiz insanlar için de duyuyor muyuz? Yoksa “yaşasın macera” diye mi geçiyor içimizden? Farklı kanalları açıp, her bir tv kanalının farklı yorumlarıyla olayı değişik açılardan inceleme gereği duyuyor muyuz? Yoksa kumandayı bırakıp, o insanlar için endişeleniyor muyuz? Bir film gibi mi izliyoruz, bir hayat dersi alır gibi mi?

Sohbetlere hiç yansımayan, dışarıya hiç vurulmayan, dışarıdan anlaşılmayan bir umursamazlık, bir bananecilik, bir yabancılık var mı?

İçimizi bir endişe, bir korku, bir ürperti sarmıyor mu? Dilimizden gayri ihtiyarî bir duâ dökülmüyor mu? Allah’ım bir an önce bitsin diye geçirmiyor muyuz?

Bu sorulara vereceğimiz samîmî cevaplar anlatıyor bizi. Kimsenin bilemeyeceği bu korku ya da heyecanlar, bu bencil ya da diğergam endişeler, bu hayatı kendinden ibaret bilen ya da empati kurabilen düşünceler çiziyor resmimizi.

Kimse bilmese de, kimseye hissettirmesek de, kimseye zararı dokunmasa da, kimsenin umrunda olmasa da… Biz biraz da buyuz.

Ne kadar içimize kapanık olsak da, kendi alemimizde yaşasak da, modern dünyaya kapılarımızı sonuna kadar kapatsak da… çoktan teslim olmuşuz.

Çoktan…

05.10.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.10.2006) - Kameraya bakmak

  (26.09.2006) - Okul yolu

  (21.09.2006) - Sempati ve empati

  (21.08.2006) - Kelime Mühendisleri Odası

  (17.08.2006) - Yazmak ve yaşamak

  (14.08.2006) - Bağışlar lütfen

  (10.08.2006) - Yangın var

  (07.08.2006) - Bölünmüşlüklerimiz

  (03.08.2006) - A-politik olmayan yazı

  (31.07.2006) - Günahı kadar sevmek

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004