İlginç bir mesaj trafiği yaşanıyor. Mesaj medya üzerinden Başbakan Tayyip Erdoğan’a gönderiliyor. Mesajın özü Çankaya ile ilgili. Ama sadece Çankaya ile sınırlı değil.
Çünkü bu mesajlar aynı zamanda AKP’nin geleceğini de tayin etmeye yönelik. Bu açıdan konuyu biraz daha açmak istiyorum.
Meclis Başkanı Bülent Arınç haftasonu İstanbul’da bir grup gazeteci ile bir araya geldi. Orada verilen mesajlar netti. Arınç, Cumhurbaşkanı adayı olması durumunda Erdoğan’ı destekleyeceğini belirtti. Ancak sohbetin tam sonlarına doğru, Başbakan’ın Başbakanlıkta başarılı bulduğunu belirterek, “bir 5 yıl daha bu görevde kalmasının doğru olacağı”na inandığını söyledi. İşte sohbetin ana fikri buydu.
Bence Arınç’ın vermek istediği mesaj, sohbetin sonunda söylediği sözler de gizliydi. Peki başka mesajlar var mı? Var. Bu sebeple sıkı bir satır arasına dalıp, ayrıntıları iyi analiz etmek gerekiyor.
Meclis Başkanı, Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığını destekleyeceğini söylüyor. Erdoğan Köşk’e çıktığı takdirde Başbakanlık görevine de Abdullah Gül’ü “ehil” olarak gördüğünü ifade ediyor.
Bunlar tamam. Ancak Başbakan Erdoğan eğer köşke çıkmaz da bir aday önerirse, Arınç her kim olursa olsun bu ismi destekler mi? İşte orada durmak gerekiyor. Bu noktada siyasetin kuralları ve Arınç’ın tavrı devreye giriyor. Arınç bu aşamada varlık sebebini hissettirme gereği duyuyor.
Eğer Erdoğan aday olmaz da partiden birini çıkarırsa, bu kişinin kimliği önem kazanıyor. Eşinin başı açık, “yukarıda rahat yönetirim” ya da kendisinin başı açık diye birilerinin çıkarılmasına rıza göstermeyeceğini, “Erdoğan’ın çıkaracağı her ismi peşin olarak onaylamayacağını” söylüyor Bülent Arınç. “Bu işi istişare etmemiz gerekir” diye düşünüyor. “Ben noter değilim” diye tavrını ortaya koyuyor.
Bülent Arınç bu partide herhangi biri değil. Hele hele İstanbul’da 16’ncı sıradan, Konya’da 14’ten gelip milletvekili olan birisi değil. Millî Görüş hareketinden ayrılıp, yeni bir siyasî yolculuğa çıkılmasını sağlayan Erdoğan-Gül-Arınç sacayağının, “ağabeyi…”
Ayrıca Bülent Arınç, inandığı dâvâ uğruna gerekirse, tek başına yürümekten tereddüt etmeyecek kadar da kararlı bir insandır. Bu sebeple Arınç’ın tavrı ve verdiği mesajlar önemsenmeli.
Peki Erdoğan’ın aday olmama durumu var mı? Başından beri “Erdoğan Köşk’e, Gül başbakanlığa” bilgisini aktaran ve hatta birer tıkaç alıp kulaklarınızı tıkayın diyen birisi olarak, yine de Meclis Başkanının böyle bir pozisyon almasını önemsemek gerek diyorum.
Bu aşamadan sonra “Tayyip Beyin aday olması mı sorun olur olmaması mı?” diyecek olursanız, bence olmaması derim. Bu aşamadan sonra Erdoğan’ın aday olması değil, olmaması siyaseti karıştırır. AKP Genel Başkanı baskılardan çekinip Cumhurbaşkanı olamamak ithamıyla karşı karşıya kalır. İkincisi Anayasayı değiştirecek bir çoğunlukla tek başına iktidar olan bir parti liderini Çankaya’ya çıkaramazsa, hangi irade ile çıkıp milletten yetki isteyecek? Bu yetki talebi ne denli ciddiye alınacak? Bunlar önemli handikaplar.
Ayrıca Afrika gezisi dönüşünde yaptığı açıklamalara baktığımız takdirde Erdoğan’ın köşke bir adım daha yaklaştığını görüyoruz. Bence o aşama geçildi. Ancak buna rağmen Bülent Arınç’ın “eşinin başı açık ya da kendisi başı açık modern bayan” diye birilerinin Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesine ise onay vermeyeceğini belirtmesi, parti içi dengeler açısından önemli.
02.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|