Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

Meclisin tribünleri, Sezer'in yanlışı



Mecliste Salı günleri partilerin grup toplantıları yapılıyor.

İlk olarak AKP’nin grubu toplanıyor.

AKP grubunda bir sarkma olduğu zaman diğer partilerin grup toplantıları da geç başlıyor.

Aynı salonda toplanmıyorlar.

Öyle olsa biri bitmeden diğeri başlamaz.

Buradaki sarkma, muhalefet liderlerinin Başbakan Erdoğan’ı dinleyip, grup toplantısına öyle girmelerinden kaynaklanıyor.

Tabiî eğer Başbakan iyi malzeme verirse, muhalefet liderleri de kürsüye çıkıp, iktidarı eleştiriyorlar.

Tabiî bazen de Başbakan “boş” konuşuyor.

Dünkü grup toplantısında olduğu gibi…

“Gereksiz konuşuyor” demiyorum. Erdoğan bir süredir siyasî gündemi soğutmak ve yeni bir polemiğe meydan vermemek için, hamaset oranı yüksek, ama siyasî veçhesi olmayan konuşmalar yapıyor.

İşte o zaman muhalefet liderleri boşluğa düşüyor.

Siyaset çok ciddî bir iş, ama bazen böyle gırgır tarafları da olmuyor değil.

“Bugün konumuz gençlik” diye söze başladı Başbakan, “gençlik” dedi gençlikle bitirdi.

Zaten başbakan konuştu, gençler alkışladı, sloganlar, tezahüratlar, okunan şiirler eşliğinde sanki iktidar partisinin grup toplantısı değil de, Akif’i anma gecesi yapılıyordu.

Başbakan daha ağzını açmadan tribünlerin birinden, “Gençlik seninle gurur duyuyor” sloganları yükseliyor, diğer tribün ona, “İşte gençlik, işte başbakan” diye karşılık veriyordu. Başbakan Erdoğan’ın, “Biz de sizinle gurur duyuyoruz” sözleri ile iyice coşan gençler bu kez hep bir ağızdan “Gençler seninle gurur duyuyor” diye slogan atmaya başlıyordu.

Bir tek timsah yürüyüşü eksikti. Hani şöyle gençler önde milletvekilleri arkada, Başbakan Erdoğan’ın hemen önünden geçmek suretiyle bir timsah yürüyüşü de fena olmazdı yani…

Dünkü manzaranın başka izah edilir bir yanı yoktu.

Başbakan Erdoğan, eski bir futbolcu olduğu için Bakanlar Kurulu toplantılarında sözü fazla uzatan bakanlarına, “top dolaştırma” diye takılıyormuş.

Şimdi Başbakanın yaptığı da bu. Top dolaştırıyor, zaman kazanıyor.

Bir de sanki AKP’nin başında seçimlere gidecekmiş gibi uzun vadeli hedefler veriyor, ama yarın Cumhurbaşkanı olacakmış gibi de günlerin suhulet içinde geçmesi için çaba sarf ediyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri artık menzile girdi. Şimdi asıl tartışılan genel seçimlerin öne alınıp, alınmaması.

AKP’de seçimleri öne çekmek için güçlü bir istek var. Takıldıkları nokta 25 yaş konusu. Eğer YSK, “25 yaş anayasa değişikliğidir, seçimlerin öne alınmasını etkilemez ve bu seçimlerde uygulanabilir” kararını verirse, erken seçim kararı almakta bir gün bile tereddüt etmeyecekler. Hatta bu konuda YSK nezdinde nabız yokladıkları ve olumlu cevap aldıkları konuşuluyor AKP kulislerinde.

Ama öyle CHP’nin istediği gibi Nisan’a falan çekilmesi söz konusu değil. Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar elinde fırsat olsa, Başbakan zamanı durduracak.

Düşünülen en erken tarih Temmuz bir diğer güçlü ihtimal ise Eylül.

Başbakan grup toplantısından sonra gençlerle ayrı bir toplantı yaptı, orada da 25 yaş uygulanmadığı takdir de seçimlerin öne alınmasının söz konusu olmadığını söyledi. Peki 25 yaş engeli olmazsa, seçimler öne alınacak mı? Ona “yok” demedi. Şu günler de Başbakan’ın “var” dediğine değil, “yok” demediğine bakmak lâzım.

AKP cephesinden gözüken bunlardı.

Ancak gözden kaçan çok önemli bir nokta vardı.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ABD’deydi. Türkiye’ye döndükten sonra Suudi Arabistan’a gitti. Arabistan, Mısır ve Türkiye, ABD’nin Ortadoğu hesaplarında çok önemli bir yer tutuyor.

İki gündür İranlı yetkililer Ankara’da. Ayrıca Irak’ın Cumhurbaşkanı birinci yardımcısı Adil Abdülmehdi de apar topar Ankara’ya geldi.

ABD, Irak’ı vurmadan önce Türkiye yine böyle bir diplomasi yürütmüş, hatta şimdi idam edilmesi beklenen Irak 1.Cumhurbaşkanı Yardımcısı Taha Yasin Ramazan MİT’in uçağıyla Ankara’ya getirilmişti.

Aldığım koku Abdullah Gül’ün benzer bir süreci yürüttüğü yönünde.

Tabiî bu arada Cumhurbaşkanı Sezer de Irak Cumhurbaşkanı 1.Yardımcısı Adil Abdülmehdi ile görüşmüyor. Hadi anladık Talabani’ye tavrın var. Ancak bu Adil Abdülmehdi bize taraf olan Iraklı yetkililerden biri. Hatta öyle ki Türkiye’nin Irak’a müdahale hakkı olduğunu savunacak ölçüde bize yakın birisi. Böyle devlet adamlığı olur mu?

21.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.02.2007) - Büyükanıt’dan farklı roller bekleyenler

  (19.02.2007) - Hangi büyük oyun

  (16.02.2007) - Olmert'in temasları

  (15.02.2007) - Kadir şehit oldu duyan var mı?

  (14.02.2007) - Baykal'ın barış adımı

  (12.02.2007) - İttihatçıdan ihtilâlciye aynı zihniyet

  (09.02.2007) - Tayyip'in el kitabı

  (08.02.2007) - Masal değil, gerçek

  (07.02.2007) - Erdoğan’dan derin çıkış

  (06.02.2007) - Meclis’te “Hrant Dink Komisyonu” kurulmalı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004