Yazar Serdar Turgut’a katılıyorum. Diyor ki: “Liderler ekrana çıksın.”
Haber bültenlerinde hep siyasî parti liderlerinin miting konuşmaları yer alıyor.
Kimi eksik, kimi fazla.
Muhalefet cephesini bazı televizyonlar “taraflı” veriyor. Hükümet kanadına mensup gazeteler ise, taraflı..
Bu “tarafı” bertaraf etmek için Turgut’un çağrısına “niçin olmasın” diyorum.
Turgut, “Seçime biraz heyecan, biraz anlam, biraz neşe katmak için liderleri bir mekânda aynı anda görmek gerekiyor. Bir ulusal kanalda yayınlanacak tartışma ortamında görmek lazım kimin ne dediğini daha iyi anlamak için. Mitingleri izliyoruz, demeçleri takip ediyoruz, anketlere bakıyoruz. Bunların hepsini yapıyoruz da açıkça söylemek gerekirse bu seçim sürecinden biz fazla bir şey anlamadık. Heyecan yok, kalite yok, hoşluk yok siyasette.” (Akşam)
TRT bu konuda öncülük etmeli.
Siyasî liderleri bir an önce toplamalı geniş bir masada, “tarafsız” sorularla halkı aydınlatmalı. Millet de bunu bekliyor.
AĞAR EKİBİYLE
Perşembe akşamı, ATV'deki Seçim Meydanı’da Ali Kırca’nın konukları DP Lideri Mehmet Ağar ve çiçeği burnunda milletvekili adaylarıydı.
Ağar ve ekibi çok dinamik bir görüntü verdi. Emniyet eski Müdürü Necdet Menzir, İzmir eski Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura... Özellikle Özfatura, Petkim satışıyla ilgili eleştirilerini sıcağı sıcağına aktardı. Kastamonu milletvekili adayı Şebnem Kısaparmak, siyasetçileri aratmadı. En genç aday Suna Vidinli, Recep Konuk, Çağrı Erhan, Nevval Sevindi, Cevher Cevheri, Pınar Eczacıbaşı, Halil Posbıyık ve diğerleri DP'nin vitrini olarak gözdoldurdu. Ağar, programa katılamayan daha pekçok değerli milletvekili adayının varlığından bahsederken, DP'nin halka ulaştığını gördük. Medyada aksettirilenin aksine halkın DP'ye olan ilgisini müşahade ettik.
Mehmet Ağar, Kırca'nın sorularına verdiği tatminkâr, uzlaştırıcı, çare sunan cevaplarıyla geceye damgasını vurdu.
EKRANLARIN “YILDIZI”
Ekranların “eski”meyen yıldızı: Necmettin Erbakan.
TV 5, Flash TV, Sky Türk... Son olarak Başkent Oturumları ile Kanal B’de izledik.
Kendine has üslubu, kıvrak dili ve esprilerle donatılmış konuşmasını dinlerken, 70’li yılların nostaljisini yaşattı bizlere.
Hoca konuşmalarıyla AKP’yi ciddi bir şekilde silkeliyor.
Ama, 28 Şubat süreci sorularında minder dışı güreşmesi ise dikkatlerden kaçmadı.
28 Şubat kararlarının sorumluluğunu ABD’ye yükledi. Kendisine karşı TSK'da oluşan muhalefetten hiç bahsetmedi. Anayasa Mahkemesi kararına da, “O işin başka tarafı” diyerek tehlikeli sulara girmedi.
Yani “Hoca” bildiğiniz gibi.
07.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|