Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Siyaset çadırının direği



Bundan tam on yıl önce tanıdık bir yazar cemaatlerin işlev ve misyonlarının bittiğini söylemişti. Kısaca, ‘cemaatlar bitti’ demişti. Elbette bunu mutlak anlamda değil de, izafi anlamda kullanıyoruz. Geçenlerde Saadettin Tantan da parti başkanı olarak siyaset yapmasına rağmen siyasetin bittiğini söyledi. Peki siyaset neden bitti? Siyaseti bitiren kuralsız ve ilkesiz siyasetçiler oldu. Yani siyasetin bitmesinin temelinde ahlâksızlık var. Aynen neoconların Amerikan siyasetini ve dış politikasını bitirmeleri gibi.

Siyasette ilkeden ziyade menfaat ve dolayısıyla zümrecilik ve kadroculuk egemen olduğu için siyasette parçalanmışlık yaşanıyor. Bu parçalanmışlığı arttıran faktörler arasında siyasal mühendislik ve darbeler var. Ama sadece darbeleri görüp siyasetçiyi görmemek de bizi teşhis hatasına götürür. Bu durumda siyasetçiyi edilgen olarak tanımlamamız gerekir ki bu durumda suç ona racidir. Görevini yapmıyordur. Bir diğer unsur da idealizmin yokluğunda, pragmatizm ve onun beslediği ilkesizlik ve bunun getirdiği kimliksizliktir. Siyaset ilke değil de menfaat ve zümre üzerine gittiğinde partilerin mitos bölünmeyle çoğalması ve bu suretli istikrarsızlığın artması kaçınılmazdır. 12 Eylül siyasetin mecrasını değiştirdiği için partileri iki blokta veya iki adreste toplamaya zorlaması ve bu yöndeki mühendisliği başarısızlıkla sonuçlanmıştır. 28 Şubat süreci ise partileri kimliksizleştirmiştir. 27 Nisan süreci ise siyaseti kılcal damarlarına kadar bozmuştur. Bakıyorsunuz Yaşar Okuyan gibi MHP’liler ve İlhan Kesici gibi DYP eğilimliler CHP saflarına katılmışlar. CHP’lilerin bir kısmı MHP’yi veya AKP’yi destekliyor. Dolayısıyla siyasetin karakteri siyasete de egemen olmaya başlayan ‘ne misyon olursa yaparım abi!’ yüzünden kirlenmiş durumda. Bu siyasetin avamileşmesidir.

***

Binaenaleyh rakip partiler arasındaki rekabet ilkelere dayalı değil. Sen ben kavgası. CHP-AKP rekabeti bile öyle. En azından muhtevası zayıf. AKP’nin serencamına gelecek olursak; geldiği aşamayı, ‘ 30 yıl önce 30 yıl sonra’ tekerlemesiyle izah edebiliriz. Abdullah Gül Demirel’in 30 yıl önce söylediğini tekrarlıyor.

Abdullah Gül cumhurbaşkanlığı seçimleri arefesinde Newsweek dergisine: “Teokratik nizama karşıyız. İslamcı partilerden nefret ederim’ demiştir. Burada iç içe yanlışlar var. Birincisi bunun anlamı şudur: Az gittik, uz gittik dere tepe düz gittik 30 yıl geriye gittik. Eğer şartları Abdullah Gül’e böyle söyletiyorsa veya bunu dayatıyorsa aynı şartlar döneminde Demirel için de geçerliydi. Acaba bu durumda Abdullah Gül gibiler siyasete Demirel’in yerine geçmek için mi girdiler? Çünkü son söylemleriyle, ilke bazında aralarında bir fark kalmadığını gösteriyorlar. Öyleyse dâvâları cihangirlik davası mıydı? Yoksa tuttukları yolun bu noktaya sapacağını kestirememişler miydi? Öyleyse ne diye milletin önüne geçtiler? Bu geçme kesme anlamı da taşımıyor mu? Hangisi doğru olursa olsun onlara mazeret kapısı bırakmıyor. Abdullah Gül yine iktidar hırsı nedeniyle kendisini sorgulayamıyor ve muhasebe edemiyorsa kitlelerde mi bu durumu görmüyorlar? Onlara ne oldu ? Devekuşu gibi boyunlarını kuma mı gömüyorlar?

***

Millet 22 Temmuz seçimlerine, AKP-CHP tezadı aralığından bakıyor. AKP ve CHP’ye bu zıtlıktan dolayı oy verenler kendilerini bu aralığa hapsetmiş oluyorlar. Halbuki CHP’lilerin bir kısmı Baykal’ın yanında kalırken diğerleri ya açıktan ya da gizli AKP’li. Ertuğrul Günay gibi herkesin malumu olan figürler açıktan CHP’yi temsil ederken Financial Times gazetesi ise CHP kökenli gizli AKP’lilerden bahsetmektedir. Bunlar lisan-ı halleriyle: ‘Gönlümüz CHP’de ceplerimiz ise AKP’de’ diyorlar. Yezid ordusundaki Hüseyin (R.A.) taraftarlarının ‘Kılıçlarımız Emevilerin emrinde gönlümüz ise Hüseyin’in yanında atıyor’ demeleri gibi.

27 Nisan kırılmasıyla birlikte iki şey açığa çıktı. AKP’nin temsil ettiği siyasi istikrar parantez haline geldi. Bundan böyle istikrar için AKP’ye oy vermek sadece kendini kandırmak olur. Bu anlamda, AKP’de istikrar aramanın pek de bir anlamı yok. İkinci olarak, muhafazakâr anlamda yapabileceklerinin de sınırına gelmiş oldular. Gong çaldı ve sınır taayyün etti. Şimdi ise milletin meselesini öteleyenler ve mazlumiyetini izalede ağırdan alanlar kendileri namına 22 Temmuz seçimlerini bir hesaplaşma zemini ve millet üzerinden mazlumiyetlerini giderme süreci yapmak istiyorlar. Bunda milletin ne çıkarı var?

Siyaset çadırının direği düştüğü gibi artık partilerin ilkesizliği yüzünden yalama oldu ve yeniden yerine ikame etmek de zor görünüyor. Belki millet bir kez daha o partiye son bir fırsat verecek, ama bu şartlar altında bunu kıymetlendirebileceklerini sanmıyorum. Kur’ân-ı Kerim’in dediği gibi: Daufe’t taliibu ve’t matlup.

15.07.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.07.2007) - Referans sisteminin iptali

  (12.07.2007) - Evrim ve devrim çıkmazı

  (11.07.2007) - Dinle dünyayı tamir etmek

  (09.07.2007) - Din ve tasavvuf

  (08.07.2007) - Hilâfet ve İttihad-ı İslâm

  (06.07.2007) - Kara Eylül'den Lal Mescid'e

  (05.07.2007) - Keith Dayton

  (04.07.2007) - Taşeron

  (03.07.2007) - İslâmî anlayıştaki kayma

  (02.07.2007) - İndirgemecilik ve parçalı anlayış

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004