Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Vehbi HORASANLI

Gemilerde bayram



Gemilerde çalışma, 24 saat 7 gündür, yani faaliyet hiç aralıksız devam eder. Bayram ve tatil günlerinde ise, seyir ve liman durumuna göre durum biraz farklı olur.

Eğer gemimiz limanda ise, limanın çalışma durumuna göre gemide de bir mesai programı uygulanır. Eğer gemi seyirde ise, gemi kaptanı mesaiyi durumun özelliklerine göre değiştirebilir.

Ramazan ve Kurban Bayramlarında gemimizin Türk limanlarına denk gelmesini çok isteriz. Zira, evimize gidemesek bile, en azından eş ve dostlarımızı aramak ve bayramını tebrik etme imkânını bulabiliriz.

Zaten bayramın ilk günü, genellikle Türk limanlarında çalışma olmaz. Bunu fırsat bildiğimizden, gerekli emniyet tedbirlerini alarak bir bayram mesaisi uygulamak imkânını bulabiliriz.

Seyirde kaptanın talimatı ile yine bir bayram mesaisi uygulanır. Başkalarını bilmem, ama ben şu ana kadar kaptanlık yaptığım bütün gemilerde bayramın özelliklerine göre bir program uyguladım. Gerçi diğer gemilerde de benzeri bir durum olmakla birlikte, bizim gemilerde uyguladığımız bayram mesaisi şu şekilde olur.

İster limanda, ister seyirde olalım, daima bir bayramlaşma toplantısı düzenleriz. Köprü üstünde ve makine dairesinde birer nöbetçi bırakmak suretiyle bütün personel bu toplantıya katılır.

Gemi kaptanı kısa bir konuşma yaptıktan sonra, aşçının hazırlamış olduğu ziyafet sofrası açılır.

Ramazan Bayramında türlü türlü tatlılar ve çeşitli şekerlemeler bayramın son gününe kadar açık büfe olarak çalışanların istifadesine sunulur. Kurban Bayramında ise, bu sefer etli yemekler ağırlıktadır. İlk gün öğle ve akşam yemeklerinde muhakkak etli yemekler bulunur. Ayrıca, diğer bayramlarda olduğu gibi, çeşitli tatlı ve salatalardan oluşan açık büfe uygulaması aynen devam eder.

Açık büfe şu demektir. Gemilerde yemek ve istirahat saatleri dışında yiyecek servisi yapılmaz. Büfeler ve aşçıhane temizlik vesaire sebeplerle çalışma saatlerinde kapalı tutulur. Ama açık büfe uyguladığımız zamanlarda herkes dilediğini yiyebilir ve salonlarda oturup sohbet edebilir.

Aşçılarımızın bir kısmı gerçekten çok yeteneklidir. Hemen hemen bütün bayramlarda baklava yapılmaktadır. Bazen yufkadan baklava yapıldığına da şahit oldum. Baklavanın tadına yakın bir lezzette afiyetle yemiştik.

Bayramdan önceki ilk limanda muhakkak çeşitli şekerlemeler satın alınır. Gerçi bazı şirketlerde daha bayram gelmeden günler öncesinden şeker ve çikolataların geldiği olur. Ama uzak limanlarda isek bunu kendimiz gemi kasasından harcama yapmak suretiyle tedarik ederiz.

Yeri gelmişken, bir de gemi kasasından ve gemi kantininden bahsedeyim. Her kaptanın gerekli olduğunda harcama yapmak üzere bir kasası olur. Meselâ bayramlarda yapılan alış verişler için, gerekli faturalar muhafaza edilmek şartı ile, harcamalar yapılır. Bunlar aylık olarak veya kaptanın gemi devir teslimlerinde toplu olarak ibraz edilir ve bilânço şirkete gönderilir.

Gemi kantini ise, her gemide olmamakla birlikte, Türk gemilerinin neredeyse tamamında bulunur. Buradan, başta sigara olmak üzere, gemi personeline meşrubat satışları olur. Satış miktarları her ay sonunda gemicinin maaşından kesilmek şartı ile şirkete bildirilir.

Gemide bayramlar, her ne kadar yukarıda yaptığımız faaliyetler olsa da, hep buruk geçer. Zaten kaptanın amacı aşçı ve ikinci kaptanı zorlayarak bu burukluğu mümkün olduğu kadar hafifletmeye yöneliktir. Görev yaptığım gemilerde buna bir parça muvaffak olduğumu düşünüyorum. Zira, okumuş olduğum Risâle-i Nur’ların da yardımı ile dünyanın bir misafirhane olduğunu, aynen bu çalıştığımız gemide olduğumuz gibi, dünya gezegeninde bir yolculuk yaptığımızı anlatmaya çalışırım. Bayramlarda sevdiklerimizden uzakta olsak bile, bir gün mutlaka, başta Peygamberimiz (a.s.m.) olmak üzere, gerçek sevgililer ile haşirde buluşacağımızı ifade eder, o güne hazır olmamız gerektiğini anlatmaya çalışırım.

Geminin stresli ve yoğun çalışma ortamından birkaç günlüğüne de olsa uzak tutmak için birçok tedbir almak gereklidir. Bir yandan mesaî veya seyir devam ederken, bunu yapmak zor olsa da yine de mümkündür. Yeter ki bayramların anlamını idrak etmiş olalım. Hoşgörü ve kardeşlik duygularına her zamankinden daha fazla muhtaç olduğumuz şu günlerde, Rabbimizden bütün Âlem-i İslâm’da sevgi ve muhabbeti arttırmasını niyaz ediyorum.

Bu vesile ile, bütün kardeşlerimizin bayramını tebrik eder, imanla yoğrulmuş bir hayat geçirmelerini temenni ederim…

21.12.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.12.2007) - Seyir defterinden notlar

  (13.12.2007) - Müsbet milliyet ne demektir?

  (20.11.2007) - İslâmiyet, barış ve kardeşlik dinidir

  (18.11.2007) - PKK terörünün başlangıcı

  (05.09.2007) - Utanç Günü: 6 Eylül 1955

  (02.09.2007) - Allah selâmet versin

  (22.08.2007) - Ankara Feribotu kazası

  (17.08.2007) - Deniz otobüsü kazası

  (13.08.2007) - Askerî Şûrâ kararları

  (27.07.2007) - Yunanlının dostluk eli

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri