Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Azami zıtlıklar



Yeni bir vefat yıldönümünde daha rahmet ve minnetle andığımız Bediüzzaman Said Nursî'nin hayat ve fikriyat yönüne, bugün bir başka pencereden bakmak istiyoruz.

O mübarek zâtın, bütün hayat ve fikriyatında meselâ en çok sevdiği ve en çok nefret ettiği, en çok savunduğu ve en şiddetli şekilde muhalefet ettiği, en ziyade ihtiyaç duyduğu ve hiç ihtiyaç duymadığı şeylerin neler olduğu hakkında şöyle kısacık bir değerlendirme yapmaya çalışalım bugün.

Şu can alıcı noktayı da hemen hatırlatalım ki, Bediüzzaman Hazretlerinin "en"leri, yahut âzamileri diye de niteleyebileceğimiz bu hususlar, o zâtın düşmanları ve muarızları açısından ise, kelimenin tam anlamıyla zıt ve aykırı şeylerdir.

Dolayısıyla, birbiriyle kıyasıya çatışan âzami derecedeki zıtlıklardan söz ediyoruz burada.

Meselâ, Bediüzzaman Hazretlerinin hayat ve hizmetindeki en mühim bir esas ve en büyük bir kuvvet olan "âzami ihlâs"a mukabil, onun muarızlarının ise "âzami ifsat" şeklinde bir strateji geliştirdiklerini ve ömürleri boyunca bu çizgide yürüdüklerini görmekteyiz.

* * *

Geçelim bir başka konuya. Meselâ "iktisat" konusu...

Üstad Bediüzzaman, hayatı boyunca hep "âzami iktisad"a riayet etmiş, israfa hiç girmemiş.

Onun muarızları ise, hem kendi hayat standartlarını, hem de milletin alışkanlıklarını "âzami israf" esası üzerine dizayn etmeye kalkışmış.

Evet, israf eden, bu zamanda işte o müfsit ve müsrif muarızların tuzağına düşer ve onların sofrasından yemlenerek zehirlenir.

* * *

İşte bunlar gibi daha başka ve belki yüzlerce zıtlıklardan söz etmek mümkün.

Ancak, bunları uzun uzadıya izâh etmek, bir köşe yazısının hacmini fazlasıyla aşacağı için, burada sadece bir kısmını daha da kısaltarak sıralamaya çalışalım.

İşte, rızık noktasında tam bir kanaatle geçinen ve bütün hayatını iman ve hidayet dairesinde geçiren Üstad Bediüzzaman'ın bu yaşayış tarzına mukabil, onun muarızları ise tam bir hırs ile dünyayı yutmaya ve hayatlarını da tam bir küfür ve dalâlet bataklığı içinde geçirmişe yönelmişler.

Kezâ, Bediüzzaman Hazretlerinin zalime karşı ve mazlûmun yanında, ırkçılığa karşı ve kardeşliğin yanında, ihtilâfa karşı ve ittifakın yanında.... olmasına mukabil, onun muarızları ise, tam tersi bir istikamette gitmişler.

Bunlar gibi, birbiriyle amansızca çatışan daha başka zıtlıklar da var. Tamamını burada sıralamak yerine, o zıtlıkları bütün netice ve semeresiyle birlikte sizlerin zihnine, muhakemesine havale etmekle yetiniyoruz.

Operasyonlar

Türkiye büyük ve güçlü bir ülke. Birçok sıkıntıyı aşabilecek bir kuvvete, kudrete, enerjiye sahip.

Ancak, yine de her bünyenin kaldırabileceği bir yük, bir ağırlık, bir müdahale sınırı var.

Bu sınır aşıldığında, bünye zorlanır, zarar görür.

Dikkatli gitmeli, teenniyle hareket etmeli.

Maalesef, ülkenin bugünlerde ağırlaşan sorunları, sıkıntıları sebebiyle, alarm zilleri çaldı çalacak gibi görünüyor.

Bir yandan, her gün yeni bir halkası ortaya çıkan zincirleme çete operasyonları.

Bir yandan parti kapatma dâvaları. Bu sebeple yaşanan restleşme ve sert tartışmalı düellolar.

Öte yandan, askerî operasyonlar, yeni reform paketleri, Meclis'te yeni Anayasa hazırlık çalışmaları, YÖK'te ve üniversitelerde yaşanan sıkıntılar, tedirginliğin devam ettiği piyasadaki dalgalanmalar, vesaire...

Sanki kasten ve bilerek aynı anda ortam habire gerilmeye, sıkıntılar üst üste yığılmaya, operasyonlar peşpeşe sıralanmaya çalışılıyor. Tâ ki, hava tam kızışıp ortalık dumanlasın, zihinler iyice birbirine karışsın ve bünye yorgun düşerek takatsiz bir hale gelsin diye...

Bu sebeple, "Aman dikkat!" diyoruz. Pusuda bekleyen muhtemel daha başka gelişmeleri hesaba katmak gerek... Ne var ki, iç bünye daha fazla gerilmeyi, zorlanmayı kaldıramayabilir.

Yeni bir "derin kriz" dalgasına, ne ülkenin takatı var, ne de milletin tahammülü.

Herkes adımını ona göre ayarlamalı.

23.03.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (21.03.2008) - Kim daha Kemalist?

  (20.03.2008) - Siyasî belirsizlik

  (19.03.2008) - Dayanak noktası

  (18.03.2008) - Yan etkiler

  (17.03.2008) - İktidar–muktedir eksenli çekişme

  (15.03.2008) - Fatihlerin, Âkiflerin heykeli

  (14.03.2008) - Dinden soğuma gerekçesi

  (13.03.2008) - Yanlışa "Taraf" olmayalım

  (12.03.2008) - Son Şeyhülislâm'a organize iftira

  (11.03.2008) - Sıcak bölgeden

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri