Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Deliden al haberi...



Türkçe’de güzel bir deyim vardır: “Deliden al uslu haberi” derler. Arapça’da da buna benzer deyimler vardır. ‘Huzi’l hikmete min efvahi’l mecanin’ bunlardan birisidir. ‘Hikmetli sözü delilerin dilinden öğren’ denilir. Jirinovski denilen bazen de Şirinovski şeklinde telâffuz edilen çatlak Rus politikacı aslında tam şirinlik ve evlere şenlik bir adam. Bu gibi adamlara işaret fişeği ve ses ve sis bombası diyorlar. Görevleri başkalarının söyleyemediği gerçekleri yalpalamadan ve yalın bir biçimde söylemek. Jirinovski de ses bombalarından birisi. Rusya doğrudan söyleyemediklerini delilerine söyletiyor. Böylece hem mesaj verilmiş oluyor, hem de ‘Delidir ne yapsa yeridir’ diye pek fazla ciddiye alan veya tepki gösteren de olmuyor.

Kaddafi de aslında Jirinovski gibi işaret fişeği olacağına hasbe’l kader Libya lideri olmuştur. Time dergisine göre, Avrupa’nın demogogu olan Sarkozy de böyle bir adam. Aslında Jirinovski ile Sarkozy uyumlu bir ikili olabilir. Elbette farkları var, ama ikisinin de bir tarafında Yahudilik var. Akrabalar... Geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye geldiğinde Jirinovski gayet soğukkanlı ve yerinde tahliller yaptı. Özellikle de ABD hakkında ilginç şeyler söyledi. Artık ABD’nin ‘hasta adam’ olduğunu ifade etti. Burada Jirinovski yine tecahülü arifan yaparak aslında tam tamına hikmetle konuşmuştur. Deli hikmetini dile getirmiştir. Zira Osmanlı için ilk ‘hasta adam’ ifadesini kullanan Deli Petro ve Ruslar olmuştur. Jirinosvki de onların varisi sayılır. Bu itibarla, tarih tekerrür etmiştir. Osmanlı’nın yerini ABD almıştır. Peki gerçekten de Batı çöküyor mu?

Amerikan kuyruğuna tutunmuş kimi Polonyalı liderlere sorarsanız Batı bilinenden beri yıkılıyor, ama hâlâ dimdik ayakta. Ama Fransız Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, International Herald Tribune gazetesinden Roger Cohen’e aynen dindaşı Jirinovski gibi söylüyordu: “The magic is over” yani sihir ve tılsım bitti. Tabii burada, Rus çıkarlarını temsil eden Jirinovski ile Kouchner’in bakış açıları birbirinden farklı. Elbette Kouchner patronu Sarkozy gibi ABD ile yakın ilişkileri savunuyor ve aynı çıkar alanını temsil ediyor. Bununla birlikte birisi ‘sihir ve tılsım bitti’ derken diğeri de ABD’yi hasta adam olarak ilan etmiştir.

‘A Stupid Conversation As the United States and Europe bicker, the Atlantic alliance is losing influence’ başlıklı Newsweek dergisinde 20 Mart 2008 tarihli yazısında Daniel Drezner şunları yazıyor: “ABD ve Avrupa siyasi, ekonomik ve demografik olarak uzun dönemde elinde tuttuğu üstünlüğüne yönelik tehdit ve meydan okumalarla karşı karşıya...” Gerçi hâlâ ABD ve Avrupa dünya üretiminin yüzde 30’unu ellerinde bulunduruyorlar ve yine dış yatırımın aslan payını (yüzde 75) temin ediyorlar. Bu açıdan, Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Skorski, “Talk of decline of the West is as old as the West itself/Batı’nın çöküşü iddiası Batı’dan daha eskidir” dese de ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

***

Batı’nın birçok çıkmazından bahsediliyor. Bunlardan birisi de Rusya ve İran’ın yanında Türkiye’nin gelecekteki yeri ve konumu. Jirinovski tam da bu noktada: “Türkler paşa çocuğu, artık kuyruk olmak yok. Gelin bizimle birlikte olun. İran, Rusya ve Türkiye birleşsin ve Rusya-Turan birliğini kuralım. Bizde para, silâh, toprak ve gaz bol. Kimseye ihtiyacımız yok. ABD bize vız gelir” şeklinde sözler söyledi. Jirinovski’yi dinledikten sonra insan ister istemez Tuncer Kılıç Paşa’yı hatırlıyor ve ‘Çabaları boşa gitmedi, karşılığını buldu’ diyor. O da yeni bir bloku; Rusya, İran ve Türkiye birliğini savunuyordu. Sonunda nihayet kendisini anlayan birini buldu.

İyimserlik sebepleri hatırlatıldığında Bernard Kouchner şunları söylemekten kendini alamıyor: “Eskiden Batı ne demekti biliyordum, şimdi ise Batı’yı tanıyamıyorum...”

***

Dolayısıyla farklı bir zamanda ve farklı bir mekânda yaşıyoruz. Batı hâlâ güçlü, ama zemin kaybediyor. Bu zemin kaybı sadece siyasî alanda sınırlı değil kendini hem siyasî, hem askerî, hem ekonomik ve hem de demografik alanda gösteriyor. Bu, Jirinovski gibi bir ‘deli’ye malûm oluyorsa, akıllılara gizli kalabilir mi?

30.03.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (29.03.2008) - Hıristiyanlığın zemini

  (26.03.2008) - Yeni gulat akımı ve takımı

  (25.03.2008) - Ankara mezhebi ve kriterleri

  (24.03.2008) - Dinsizlik ve din düşmanlığı

  (23.03.2008) - Gerekçe cereyanlar ve kavramlar

  (21.03.2008) - Deccal avcıları

  (20.03.2008) - Son döngü

  (19.03.2008) - Son hamle

  (18.03.2008) - ‘Özensiz ve gayri ciddî’

  (17.03.2008) - Pişmanlar yeniden sahnede

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri