Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

İmân artar ve eksilir



Ankara’dan Latife Hanım: “İman artar ve eksilir mi? Ayrıca amel imandan sayılır mı?”

İman, Allah Resûlü Hazret-i Muhammed’in (asm) Cenâb-ı Hak’tan vahiy yoluyla getirdiği her habere gönülden inanmaktır. “Peygamber size ne emrederse onu alın! Sizi neden alıkoyarsa ondan sakının”1 âyeti veya “Muhakkak ki, sana biat edenler ancak Allah’a biat etmektedirler”2 âyeti imanın çerçevesini çizmektedir. Şu âyet de Peygamber Efendimiz’in (asm) haberlerinin doğrudan vahye dayandığını bildirmektedir: “O, arzusuna göre konuşmaz. O (bilgiler ve haberler) vahyedilenden başkası değildir.”3

İmanın karşıtı küfürdür. Küfür, hakkı inkâr etmekten başka bir şey değildir. İman edene mü’min; inkâr içinde olana da kâfir dendiğini biliyoruz.

İman edilecek meseleler, Peygamber Efendimizin (asm) mübarek iki dudağı arasından dökülen haberlerin ve bilgilerin tamamıdır. Tamamen vahye dayanan bu haber ve bilgilerde Peygamber Efendimizden (asm) sonra ilave veya eksiltme anlamında artırma ve eksiltme olmamıştır. Mümkün de değildir. Çünkü vahiy dönemi bitmiştir. Bu açıdan; bu haberlerden bir kısmına iman etmeyen birisi ile tamamına iman etmeyen birisi arasında küfür açısından hiçbir fark yoktur. Meselâ birisi Allah’a ve ahiret gününe iman ettiğini, ancak meleklerin varlığına inanmadığını söylese, bu makbul bir iman olmaz ve insanı küfre götürür. Başka bir ifadeyle, iman bir bütündür, bölünme kabul etmez, ilâve veya eksiltme kabul etmez. Bir mü’min, Kur’ân’ın ve Peygamber Efendimizin (asm) verdiği haberlerin tamamına iman etmekle yükümlüdür.

Bediüzzaman’a göre, imanda zayıflık veya derinliğine inkişaf bakımından artma veya eksilme, güçlenme veya zayıflama4 vardır. Yani imanda taklit veya tahkik söz konusu olduğu gibi; tahkikin dereceleri de söz konusudur. Yani, bir bölünmeye yol açmaksızın, aynı kapsam ve çerçeve içindeki iman esaslarına, ilme’l-yakîn (bilgiye dayalı), ayne’l-yakîn (görür gibi) ve hakka’l-yakin (hakikatini bizatihî hissederek ve yaşayarak) gibi muhtelif derecelerde iman etmek mümkündür.

Kur’ân, imanın “inkişaf ve kuvvet” mânâsında “artmasına” muhtelif âyetlerinde işaret etmektedir. “Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, ‘İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun’ dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve ‘Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!’ dediler.”5 Bir diğer âyette şöyle buyurulur: “Mü’minler, düşman birliklerini görünce, ‘İşte bu, Allah’ın ve Resulünün bize vaad ettiği şeydir. Allah ve Resulü doğru söylemişlerdir’ dediler. Bu, onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini artırmıştır.”6 Şu âyet de hidayetin artabileceğini haber veriyor: “Hidayete erenlere gelince, Allah onların hidayetini artırır. Onların Allah’a karşı gelmekten sakınmalarını sağlar.”7 Hidayetin artması, imanın inkişaf, derinlik ve kuvvet kazanması ve ahlâk ve amele yansıması demektir.

Amel, imanın artıp eksilmesinde etkindir. Çünkü imanın ifade bulması amel ile mümkündür. Çeşitli ibadetler, Allah’a itaat, zikir, günahlardan pişmanlık, tövbe ve istiğfar, tefekkür, tefekkürde derinleşmek, Allah rızası için atılan adımlar ve yapılan hizmetler, imanın artmasında etkin birer ameldirler. Bediüzzaman bu anlamda “Akaidi ve imânî hükümleri kavî ve sabit kılmakla meleke haline getiren, ancak ibadettir”8 der. Ancak amel imandan bir parça değildir. Bu açıdan; ameldeki hata ve günahlar affa uğrayabilir. Kur’ân, muhtelif âyetlerinde “Âmenû ve amilüssâlihât” (İman edenler ve salih amel işleyenler)9 ibareleriyle salih ameli imanın bir neticesi saymış, ancak imanın içinde göstermemiştir.

DUÂ

Ey Mü’min! Ey Güvenen, ey Güvenilen, Ey Güvenilmeyi emreden, Ey Emin olan! Ey Emin olunmayı emreden! Ey Eman veren! Ey mü’minin elinden tutan! Ey emanetlerin gerçek Sahibi olan Allah’ım! Bizi, güven veren, güvenilen, kendisinden emin olunan, emanete riâyet eden ve iman eden kıl! Elimizden tut ve bize dünyada eman ver! Kabirde eman ver! Mahşerde eman ver! Sıratta eman ver! Bizi emin makam olan rızandan, muhabbetinden, rahmetinden, lütfundan ayırma! Bizi emin memleket olan Cennetine götür!

Âmin… Âmin… Âmin…

Dipnotlar:

1- Haşir Sûresi, 59/7; 2- Fetih Sûresi, 48/10; 3- Necm Sûresi, 53/3,4; 4- Sözler, s. 284; 5- Âl-i İmran Suresi: 173; 6- Ahzab Suresi: 22; 7- Muhammed Suresi: 17; 8- Rıyâzu’s-Sâlihîn, 151; 9- İşârâtü’l-İ’câz, s. 140; 10- Bakınız: Bakara Suresi: 25, 82, 277; Al-i İmran Suresi: 57; Nisa Suresi: 57, 122 ,173; Maide Suresi: 9, 93; Araf Suresi: 42 vd.

15.05.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (14.05.2008) - Dünya dardır ve sıkıcıdır

  (13.05.2008) - Uyku nimetini kullanırken

  (12.05.2008) - İbadetin içinden

  (11.05.2008) - Namaz üzerine muhtelif sorular

  (10.05.2008) - Muhtelif cevaplar

  (09.05.2008) - Kalbin mühürlenmesi ve ümmetin ihtilâfı

  (08.05.2008) - Kur'ân'da sağ ve sol kavramları

  (07.05.2008) - Bir ihlâs düstûru

  (05.05.2008) - Muhtelif sorular

  (04.05.2008) - Günahları eriten ateş: Tövbe

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT