Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Faruk ÇAKIR

Gerekçe tatmin edecek mi ki?



Anayasa Mahkemesinin, anayasada yapılmak istenen değişikliği iptal etmesine itiraz ederken, “Gerekçe hazırlanmadan karar niçin açıklandı?” diyenleri anlamakta zorlanıyoruz. Hemen soralım: Anayasanın açık hükümlerine rağmen alınan karar, ‘gerekçeli’ olarak açıklanmış olsaydı ‘normal’ mi karşılanacaktı?

Mahkemenin yanlış kararını savunanlar, sanki faziletmiş gibi; ‘gerekçesiz karar açıklama’nın 20 yıldan bu yana yapıldığını hatırlatıyorlar. Bir bakıma haklılar, çünkü hataları ve yanlışları zamanında düzeltmeye çalışmamak ve ‘ertele, ötele, halının altına süpür’ anlayışı Türkiye’yi bu noktalara getirdi...

Mahkemenin aldığı kararın adil olmadığını bilmeyen, ifade etmeyen ve bu karara itiraz etmeyen neredeyse kimse kalmadı. Ancak itiraz ederken haklı gerekçelere dayanmak lâzım. “Karar niçin gerekçesiz açıklandı?” şeklindeki itiraz en tutarsız itiraz olsa gerek. Çünkü, bu yanlış ilk defa yapılmıyor. İtirazın haklı olması için, “Evvel yok idi, şimdi nereden çıktı?” kuralına uygun olması lâzım. En başta, bu yöndeki ilk karara itiraz etmeyenlerin bugün, şimdi itiraz hakkı olur mu?

Hem alınan karar ‘gerekçeli’ açıklanmış olsa ne değişir ki? Düşünün son kararlardan biri de meşhur “367” kararıydı. O kararın gerekçesi ‘âdil’ bulundu mu ki, şimdiki kararın gerekçesi soruluyor? Yarın bir gün bu kararın da ‘gerekçesi’ açıklanacak. O zaman, “Tamam gerekçe de açıklandı, memnun olduk, mutlu olduk” mu denilecek? Bu bakımdan, alınan kararla ilgili olarak ‘şeklî’ değil, esastan itirazlar ileri sürülmeli...

Elbette hükûmet cenahından değilse de, akademik cenahtan ciddî itirazlar geliyor. Örnek olması bakımından birini hatırlatalım: “‘Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’nın açıkça kendisine yasakladığı yetkileri kullanmak ve Meclis’in tali kurucu iktidar yetkisini gasbetmek suretiyle yaptığı şey, aslında Anayasa’nın kendisini iptal etmektir. Bu durumda artık ‘Anayasa Mahkemesi’nin kendisi de ‘anayasal’ bir organ olmaktan çıkmış ve de facto egemen haline gelmiştir. Bu ‘yargı darbesi’nin Anayasa’nın askerî bir cunta tarafından yürürlükten kaldırılmasından özünde bir farkı yoktur. Askerî darbe kaba kuvvete dayanırken, bu darbe resmî mahkeme görüntüsünün saygınlığının kötüye kullanılmasına dayandırılmıştır. Bu biçimsel fark dışında, her ikisinde de sonuç aynıdır: Anayasal düzen ortadan kaldırılmıştır.” (Mustafa Erdoğan, Star, 12 Haziran 2008)

Bu tesbitler, genel kabul gören tesbitler olarak karşımızda duruyor. Bu eleştirileri dikkate almadan, ‘dediğim dedik’ anlayışıyla bir yere varılamaz. Siyasetçilere düşen de, ‘şekil’ değil, ‘esas’a itiraz etmek olmalıdır. Yoksa ‘gerekçe’ beklemekle netice almak zor. Netice itibarıyla ‘minareyi çalmayı kafaya koyan, kılıfını da önceden hazırlamış olur.’ Bu defa, ‘mızrak çuvala sığmıyor’sa da netice değişmiyor.

Zaten son kararın ekonomi üzerinde beklendiği kadar ‘zararlı etki’si olmaması, milletin bu kararları benimsemediğinin de başka bir göstergesi. Artık bundan sonra haksız kararlar da alınsa milletin dönüp bakmayacağı anlaşıldı. Elbette bu itibar kaybının da gündeme gelmesi beklenir... Gerekçeli ya da gerekçesiz olsun; yapılan yanlışlara en başta itiraz etmek lâzım ki yol olmasın...

13.06.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.06.2008) - Zorla baş açtırdınız, ne oldu?

  (11.06.2008) - ‘Tuzla’yalım mı?

  (10.06.2008) - ‘Düz’lüğe nasıl çıkarız?

  (09.06.2008) - Sizi yasaklar da kurtaramayacak

  (08.06.2008) - ‘Elinizden öper, duâlarınızı bekleriz’

  (07.06.2008) - Sular yukarı aksın!

  (06.06.2008) - Şaşırt bizi CHP!

  (05.06.2008) - Dam üstünde ‘toplu’ namaz

  (04.06.2008) - ‘Aklı iptal’ çağdaşlık olabilir mi?

  (03.06.2008) - Bol bol futbol!

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır