Medyanın müstehcen yayınları o kadar sınır tanımaz hâle geldi ki CHP bile bu yayınlardan yana şikâyetçi oldu. Gazetelere yansıyan haberlere göre, CHP, medyadaki cinsiyetçi anlayışın araştırılması ve medyanın kadını “arka sayfa güzeli” ya da gündüz kuşağında “ağlayan, aldatılmış, çaresiz kadın” olarak görme anlayışından uzaklaştırılması için Meclis araştırması açılmasını istemiş.
TBMM Başkanlığı’na sunulan önergenin gerekçesinde, Medya İzleme Grubu’nun yaptığı araştırmaya yer verilmiş. Araştırma gerekçesinde, “basın meslek ilkeleri gereği, yayınlarda hiç kimsenin, ırkı, cinsiyeti, yaşı, sağlığı, bedensel özrü, sosyal düzeyi ve dinî inançları nedeniyle kınanamayacağı” belirtilerek medya kuruluşlarının, kadın ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede, kadın-erkek eşitliği konularında gerekli çabayı gösteremediği ifade edilmiş. (Hürriyet, 5 Haziran 2008)
Tabiî ki bu konular bir günün değil, her günün meselesi. Kadınların müstehcenliğe âlet edildiği ve medya tarafından açıksa istismar edildiği belli. Kimi gazeteler ‘3. sayfa’ kimileri de ‘arka sayfa güzeli’ adı altında müstehcen yayın yapıyor. Bazı ‘büyük’ gazeteler bu konuyu o kadar ciddiye alıyor ki, ‘güzel’ seçimini genel yayın müdürleri bizzat yapıyor!
Hangi siyasî görüşe mensup olursa olsun, herkesin bu istismara karşı çıkması beklenir. Ne yazık ki bu güne kadar ‘kadın haklarını savunma’ adı altında çalışan dernek ya da vakıflar bu istismara seyirci kaldılar. Bu bakımdan CHP’li bayan vekilin bu istismarı gündeme getirmesi hayırlı olmuştur.
Ancak sadece sözkonusu istismarı gündeme getirmekle iş bitmez. Müstehcen yayınların tümüne karşı mücadele edilmeli ki kalıcı çare bulunabilsin. Sadece ‘3. sayfa’ ya da ‘arka sayfa güzelleri’ni engellemekle kadın istismarı önlenmiş olamaz.
Bu konular dünyada da tartışılıyor. Romano Prodi başkanlığındaki Avrupa Komisyonu döneminde sosyal işlerden sorumlu komisyon üyesi olan Yunanlı Anna Diamantopulu, 2003 yılında, kadının medyada cinsel obje olarak kullanılmasına yasak getirecek bir çalışma başlatmıştı. Reklâm ve haberlerin yanı sıra üçüncü sayfa güzellerini de kapsayan bu çalışma, Diamantopulu’nun ofisinden ‘sızınca’ bulvar basınında karşı kampanya başlatılmış ve neticede hayırlı bir adım engellenmişti. Benzer şekilde, İngiliz İşçi Partisi üyesi eski bakan Clare Short da 1987 yılında, ‘üçüncü sayfa güzelleri’nin yasaklanması için meclise önerge vermiş, bu önerge de reddedilmişti.
Anlaşıldığı üzere bu tartışma bizden önce Avrupa’da başlamış. Bugün için ‘müstehcen yayın savunucuları’ galip gelmiş gibi görünse de, uzun dönemde ‘fıtrat’ın galip geleceğini söyleyebiliriz. Türkiye’de de ‘muhafazakâr’ bir milletvekilinin gündeme getirmesi beklenen çağrıyı CHP’li bir vekilin gündeme getirmesi de dikkat çekici. Bu teklifi CHP’li bir üye değil de başka partiye mensup bir vekil gündeme taşımış olsa belki de ‘mürteci’ ilân edilecekti!
Kim gündeme getirmiş olursa olsun, bu çaba hayırlı bir adım. İnşallah teklif çarpıtılmaz ve ‘güzellik’ adı altında yapılan müstehcen yayınlara son verilir. CHP’nin bu adımı, belki de ömründe attığı ilk hayırlı adımdır. Netice alınmasını temennî edelim...
06.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|