"Gerçekten" haber verir 15 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Allah’ın rızasını kazanmak için



BİR insan için Allah’ın rısısını kazanmak kadar önemli bir mesele, makam, mertebe ve derece düşünülemez. Ömür dakikalarını Allah’ın rızasına endeksleyen kimseler için bundan daha daha büyük bir maksat ne olabilir ki? Allah razı olduktan sonra geri kalanın hiç önemi yok. Allah razı olmadıktan sonra da isterse insan dünyaya sultan olsun ne kıymeti var.

Ne mutlu insandır Allah’ın rızasını kazanan kişi! İşte Kur’an’ın tasdikiyle böyle biri: Süheyb bin Sinan. Rum diyarından geldiği için Süheyb-i Rumî derlerdi ona. Müslümlanların sayısı daha kırkı bulmadan İslâmla şereflenen kahramanlardandı o. İnancı uğruna nice sıkıntılar çekti, nice işkencelere katlandı. Hicret kapısı açılınca o da rahat bir nefes almak, dinini serbestçe yaşayabilmek için Medine’nin yolunu tuttu. Ancak müşrikler hemen önünü kesip, “Bu hâlinle gidemezsin” dediler. “Sen buraya fakir biri olarak geldin. Burada mal mülk edindin, zengin oldun. Bunları götürmene razı olmayız.”

Hz. Süheyb’in parada, pulda gözü yoktu. Onun için en önemli şey Allah’ın rızasına kavuşmaktı. Din için Allah Resûlü (a.s.m.) ve arkadaşları Medine’ye hicret etmemişler miydi? Herşeye rağmen o da onlara katılmalıydı. Yola çıktığında müşriklerin engelleriyle karşılaştı. Malıyla mülküyle göndermek istemiyorlardı. Yanındaki okdanlığı göstererek, “Okdanlığım dolu. Bilirsiniz ki içinizde benim kadar iyi ok atanınız yoktur. Bitinceye kadar oklarımı atarım. Sonra da yanımdaki kılıçla sizinle mücadele ederim. Ama sizin maksadınız para-pul, mal mülkse buyrun hepsi sizin olsun. Yeter ki siz benim yolumu açın, ben Resûlullaha kavuşayım.” Müşriklerin arayıp da bulamadıkları şeydi bu. Malına, mülküne el koyup onu serbest bıraktılar. Medine’ye vardığında Hazret-i Ebu Bekir onu, “Alışverişin mübarek olsun! Nefsini Allah rızası için sattın ve senin hakkında bu âyet nazil oldu” diyerek hakkında indirilen şu mealdeki ayet-i kerimeyi okuyordu: “İnsanlardan öylesi vardır ki, karşılığında Allah’ın rızasını kazanmak için kendisini feda eder. Allah ise kullarına pek şefkatlidir.”1

Yaptığı hareketle Cenab-ı Hakkın rızasını kazanan bu kahraman Sahabî İsanbul’un fethiyle ilgili müjdeyi duyduğunda yıllar sonra yine geldiği topraklara cihad aşkıyla yanıp kavrularak gidecek ve o zaman bir kasaba olan Çorum topraklarında hakkın rahmetine kavuşacaktı.

Aynı şekilde Ubeyd-ı Gazi ve Hz. Ömer’in “Bin askere bedeldir!” dediği Amr bin Ma’d-ı Kereb de burada vefat edeceklerdi. 19. yüzyılın büyük hadis âlimlerinden Yusuf Bahri Hazretleri ölürken kabrinin Amr bin Ma’d-i Kereb Hazretlerinin hemen ayak ucuna kazılmasını vasiyet etmiş, Kıyamet gününde bu büyük insanın eteğinden tutup şefaatini isterim” demiş ve ayak ucuna defnedilmişti. Çorumlular Hıdırlık Semtinde bulunan ve türbeleri ziyaretgâh haline gelen bu büyük insanlarla ne kadar iftihar etseler az. Regaib Kandilinde Çorumlu dostlarla birlikte sohbet ederken Cuma günü de rıza-yı İlâhi için oralara kadar gitmekten çekinmeyen bu mübarek ve müstesna insanları ziyaret etme imkânı bulduk.

Üç günlük seyahatimiz esnasında o gece de Çorumlu arkadaşlarla birlikte Sungurlulu dostları ziyaret ettik, sohbete katıldık. Cumartesi günü de arkadaşımız İbrahim Vapurla birlikte ormanlık içerisine serpiştirilmiş güzel bir ilçe olan Araç’ta Mustafa Beyin oğlunun düğününe katıldık. Cumartesi günü de sohbette Kastamonulu dostlarla beraberdik.

İşte seyahatlerin böylesine nefis meyveleri var.

1. Bakara Suresi: 207.

15.07.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (14.07.2008) - Kur’ân’a perde olmamak

  (13.07.2008) - Ehl-i iman neye muhtaç?

  (12.07.2008) - Nasıl mükemmel olunur?

  (11.07.2008) - Büyüklerin çilelerinin arkasındaki sır

  (10.07.2008) - Allah’ın yükselttiği insan

  (09.07.2008) - Büyük olmanın yolu tevazûdan geçiyor

  (08.07.2008) - Cennetteki muhteşem karşılama merasimi

  (07.07.2008) - Enbüyük hedefimiz Allah’ın rızasıyla yaşamak ve ölmek

  (06.07.2008) - Dünyadaki Cennet bahçesi

  (05.07.2008) - Kur’ân’la buluşmak, onunla dolu olmak

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır | Site yöneticisi | Editör