"Gerçekten" haber verir 18 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Yeryüzünü, Cennete çeviren insanlar



SEVGİNİN, saygının, şefkatin, her türlü iyiliğin, hak ve hürriyetlere saygının, bütün güzelliklerin, insanî duyguların hükmettiği bir toplum düşünün. Böylesi bir topluma herkes özlem duyar, böyle insanlar arasında yaşamak için can atar.

Bu mümkün mü?

Tabiî ki mümkün. Çünkü İslâmın gönderiliş maksadı budur. İyilik ve güzelliklerin hakim olduğu, kötülüklerin hayat bulamadığı bir toplum meydana getirmek.

İslâm, Asr-ı Saadet yani mutluluk çağı adıyla anılan Allah Resûlünün döneminde bunu hakkıyla gerçekleştirmiştir. Sonraki dönemlerde de ona uyabildikleri ölçüde insanlar mutluluğu yakalamışlardır. Bunun esaslarını Kur’ân ve hadis-i şeriflerde bulmak mümkündür. Kur’ân nasıl bir insan tablosu çiziyor? Birçok âyet-i kerimede bunu görüyoruz. Mü’minler sûresi diye bilinen Mü’minûn Sûresinin ilk on âyetinde bu özellikler bir bir sayılır. Âyetler nazil olduğunda sûrenin başından onuncu âyetine kadar olan kısmını okuyan Allah Resûlü (a.s.m.), ‘Kim bu on âyetin hükmünü yerine getirirse Cennete girer’ buyurmuş, sonra da kıbleye yönelip ellerini kaldırarak şöyle duâ etmişlerdi: “Ya Rab, bizi azaltma, çoğalt. Bizi şerefli kıl, küçük düşürme. Bize ihsan et, bizi mahrum etme. Bizi üstün kıl, mağlûp etme. Ya Rab, bizi hoşnut et ve bizden razı ol.”

Sûrenin ilk âyeti mü’minlerin kurtuluşa erdikleri, umduklarına kavuştuklarını belirterek başlıyor. Onların birinci özellikleri namazla ilgili. Sûrenin ikinci âyetinde, “Onlar namazlarını Allah’tan korkarak, hürmet ve tevazu içinde ve tadil-i erkân ile kılarlar” buyuruluyor. İmandan sonra en büyük hakikat olan namazla böylesine hemhaldirler Cennetlik mü’minler.

Mü’minin vasfı faydalı şeylerin peşinde koşmak; lüzumsuz, işe yaramayan şeylerden uzak kalmaktır. Üçüncü âyette, “Onlar dünya ve ahiretlerine faydası dokunmayan her türlü şeyden yüz çevirirler” buyurularak bu özelliklerine dikkat çekilir. Lüzumsuz şeylerden uzak kalan, faydalının peşinde koşan mü’min başkalarına faydalı da olmak zorundadır. Bir sonraki âyette onların Allah’ın ihsan ettiği her türlü nimetin zekâtını aksatmadan verdikleri anlatılır.

Zekât, İslâmın köprüsüdür. Zenginle fakir arasında köprü kurar, aradaki uçurumu kapatır. Fakirden zengine uzanan kin ve düşmanlık, zenginden fakire uygulanan baskı ve zulüm ancak zekât köprüsünün kurulmasıyla önlenebilir. O takdirde fakirden zengine karşı sevgi ve saygı, zenginden fakire karşı da şefkat ve merhamet eli uzanır. Sevgi, saygı ve şefkatin hükmettiği toplamlarda da huzur vardır. Sonraki âyetlerde de onların namuslarını korudukları, helâl dairede yaşadıkları; Allah’a ve kullara karşı olan emanet ve mes’uliyetlerini yerine getirdiklerine ve sözlerinde durduklarına vurgu yapılır. Dokuzuncu âyette yine onların yine namazla olan ilgileri nazara verilir; namazlarını sürekli, vaktinde ve şartlarına riayet ederek kıldıklarına dikkat çekilir.

On ve on birinci âyetlerde ise bu özelliklere sahip olan mü’minler için, “İşte onlar varislerin ta kendisidir. Onlar Firdevs Cennetine varis olurlar. Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır” buyurulur.

Hangi mü’min bu özelliklere sahip olarak Firdevs Cennetine varis olmak istemez.

Görülüyor ki mü’minin taşıdığı bu birkaç özellik bile onların hem dünyasını, hem de ahiretini Cennete çevirmektedir.

18.07.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (17.07.2008) - Allah’ın değer verdiği insanlar

  (16.07.2008) - Ömür boyu hicret

  (15.07.2008) - Allah’ın rızasını kazanmak için

  (14.07.2008) - Kur’ân’a perde olmamak

  (13.07.2008) - Ehl-i iman neye muhtaç?

  (12.07.2008) - Nasıl mükemmel olunur?

  (11.07.2008) - Büyüklerin çilelerinin arkasındaki sır

  (10.07.2008) - Allah’ın yükselttiği insan

  (09.07.2008) - Büyük olmanın yolu tevazûdan geçiyor

  (08.07.2008) - Cennetteki muhteşem karşılama merasimi

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır | Site yöneticisi | Editör