"Gerçekten" haber verir 11 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.
 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Siyaset yine teslim



Aktütün saldırısıyla ilgili olarak medyada ve kamuoyunda başlayan sorgulama, sürpriz isimlerin beklenmedik çıkışlarıyla yoğunlaşarak devam ederken, iktidarıyla muhalefetiyle siyaset yine toplumun çok gerisinde duruyor.

“İhmal ve kusurların da hesabı sorulsun” taleplerini “Suçlu değil, çözüm arıyoruz” cevabıyla karşılayan Başbakan, hem çözümün, hem de ısrarla vurguladığı birlik-beraberliğin böyle bir yaklaşımla mümkün olmadığını gözardı ediyor.

Çünkü bir defa, göz göre göre sürdürülen ihmal ve kusurlar üzerine çözüm bina edilemez.

Hele teröristlerle mücadelenin fiiliyattaki bir numaralı sorumlusu olan askerî cenahta birtakım komuta hataları, ihmaller ve kusurlar varsa, bunlar izale edilmediği sürece sorun bitmez.

Onun için, sorumluları mutlaka hesaba çekilmeli ki, bu hata, ihmal ve kusurların devam etmemeleri ve tekrarlanmamaları sağlanabilsin.

Birlik-beraberlik meselesinde de aynı şey geçerli. Yanlışlar, hatalar, ihmal ve kusurlarla birlik-beraberlik kurulamaz. Sağlıklı, sağlam ve kalıcı bir müşterekliğin zemini, ancak ve ancak doğru prensip, yaklaşım ve uygulamalar olabilir.

Dolayısıyla, her defasında ağır zayiatlara sebebiyet veren vahim ihmal ve kusurları görmezlikten gelerek birlik-beraberlik çağrılarında bulunmanın hiçbir anlamı ve inandırıcılığı olamaz.

Gelelim yine Başbakanın “Askerlerimiz ne istediyse yerine getirdik, yine getiririz” beyanına.

Onda şüphe yok. Zaten görünen köy kılavuz istemiyor. Ve senelerdir de hep öyle olagelmiş.

Ama asker ne istediyse hükümetlerin sorgusuz sualsiz hep yerine getirdikleri, sonrasını merak edip de araştırmadıkları, verdiklerinin yerinde ve isabetli kullanılıp kullanılmadığını denetleyemedikleri bir sürecin sonunda geldiğimiz yer ortada: Çeyrek asırdır bitmeyen bir terör belâsı, ardı arkası gelmeyen şehit haberleri.

Erdoğan, “Askerin her istediğini yine veririz” sözünün ardından, “Ancak demokrasiden geri adım atmayız” kaydını düşmekten de geri durmuyor. Bu ne menem bir demokrasi ise!

Bakınız, kapatılmaktan kılpayı kurtulması sonrasında iktidar partisi AB sürecine ara vererek hata yaptığını nihayet anlamış izlenimi uyandıran bir adımla AB Ulusal Programını gündeme getirecek gibi oldu, ama arkası gelmedi.

Bu programın siyasî kriterler bölümünde asker-sivil ilişkilerinin AB standartlarına uydurulması faslında jandarmanın konumu ve yetkileriyle ilgili düzenlemelerden dem vuruluyordu.

Buna göre, jandarma teşkilâtı—halihazırda kâğıt üzerinde öyle değilmiş gibi—İçişleri Bakanlığına bağlanacak ve bizzat Başbakanın beyanınca, beldelerde asayiş ve güvenliğin sorumluluğu jandarmadan alınıp polise aktarılacaktı.

Gelinen noktada ise, jandarmanın görev alanını daraltma gibi bir gündemin söz konusu olmadığı, Adalet Bakanınca açıklanıyor. Dahası, jandarmanın ve diğer askerî kuvvetlerin, evvelce AB reformlarıyla kısmen ve nisbeten azaltılan yetkilerinin yeniden iadesi için çalışılmakta.

Askerî cenahta hayli zamandır çokça seslendirilen “AB yasaları elimizi kolumuzu bağladı” şeklindeki yakınmalarla bağlantılı olarak gündeme getirilen talepler için Cumhurbaşkanının onlara hak verir üslûpla yaptığı yorum da ilginç.

“Askerler de demokrasinin önemini kavrıyor” diyen Gül’e göre, iadesi istenen yetkiler “kör talepler” değil. “ihtiyaçtan kaynaklanan” talepler.

Gerçekten öyle mi? AB reformlarıyla kısmen tırpanlanan yetkiler geçmiş dönemlerde zaman zaman temel hak ve özgürlüklere karşı öylesine sorumsuzca ve hoyratça kullanıldı ki, bilhassa bu kötüye kullanımların mağdur ettiği kesimlerde ve hak ihlâllerine giderek daha duyarlı hale gelen kamuoyunda derin bir şüphe yerleşti.

Büyükanıt da “Demokrasi, hak, özgürlük gibi kavramlara sahip çıkmayarak hata ettik” diyerek bu kuşkuyu dolaylı şekilde teyid etmemiş miydi!

Bu şüphe giderilmeden hiçbir şey yapılamaz.

11.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (10.10.2008) - Bir arpa boyu bile...

  (09.10.2008) - Sorgulamaya devam

  (08.10.2008) - Artık sorguluyoruz

  (07.10.2008) - Yine ne oluyoruz?

  (30.09.2008) - Ramazan Bayramınızı tebrik ederken, yazılara kısa bir ara veriyoruz. Tekrar buluşmak dileğiyle. K.G.

  (28.09.2008) - Leyle-i Kadir notları

  (27.09.2008) - Derinleşen hüsran

  (26.09.2008) - Ergenekon’da gidişat

  (25.09.2008) - Kemalizm pazarlığı

  (24.09.2008) - Millî Güvenlik dersi

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır