"Gerçekten" haber verir 11 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Kim yabancı?



Fazıl Say, meşhûr olmuş bir piyanist. İyi piyano çalar, oratoryo yönetir; kabul.

Piyanist Say, geçen yıl Türkiye'den sıkılmaya başladığı ve ülkeyi terk etmek istediği şeklindeki söylentilerle gündeme gelmişti.

Şimdi ise, Hak şâiri ve halk edebiyatı ozanı Yunus Emre'nin kullandığı dil hakkındaki skandal açıklamalarıyla gündemde.

Özetle diyor ki: "Yunus Emre, bugünkü nesillerce anlaşılmayan yabancı bir dil kullanmış. Şiirlerinden günümüz gençliği hiçbir şey anlamıyor." (Zaman, 9 Ekim 2008; SKY Türk tv.)

Fazıl Say, insanı hayrete düşüren iki şey söylüyor.

Birincisi: Günümüz gençliği, Yunus'un şiirlerinden hiçbir şey anlamıyor.

İkincisi: Yunus Emre, yabancı bir dil kullanmış.

Şimdi, bu iki nokta üzerinde kısa bir değerlendirme yapalım.

Birinci nokta

Fazıl Say, bu noktada bir derece haklı. Ne kadar hayret ve taaccüp etsek, hatta ne kadar kahırlansak da, günümüz gençliğinin bir kısmı Yunus Emre'yi anlayamıyor. Keza, şairin kullandığı mis gibi lisâna da yabancı.

Yani, İslâmî lisân ile yazılmış olan o şiirlerdeki kelime ve mısraların mânâsını bilmiyor, anlamıyor.

Ancak, şu da bir gerçek ki: Günümüz neslinin önemli bir kısmı Yunus'un kullandığı lisanı biliyor ve mânâsını anlıyor.

Dolayısıyla, bu kesimin ne Yunus'la, ne de onun diliyle bir problemi var. Bu vâdide ne bir ayrılık var, ne de bir gayrılık söz konusu. (Aşağıdaki mısralar, küçük bir örnekleme mahiyetindedir.)

İkinci nokta

Yunus'un kullandığı dilin "yabancı" olduğu şeklindeki iddia ise, külliyen yalandır, yanlıştır ve temelden çürüktür.

Şimdi, insaf ile bakalım ve yüzlerce, hatta binlerce misâlinden sadece şu birkaç mısrayı okuyarak, gerçekte kimin yabancı olduğuna karar verelim:

Vaktinize hazır olun

Ecel varır gelir bir gün

Emanettir bu can size

Sahibi var alır bir gün

Nice bin kerre kaçarsın

Yedi deryalar geçersin

Pervaz vurup da uçarsın

Ecel seni bulur bir gün

İş bu meclise gelmeyen

Varıp nasihat almayan

Elif'ten Bâ'yı bilmeyen

Okur kişi olur bir gün

Tutmaz olur tutan eller

Çürür şu söyleyen diller

Sevip kazandığın mallar

Varislere kalır birgün

Yunus Emre'm bunu söyler

Aşkın deryasını boylar

Şu yüce köşkler saraylar

Viran olur kalır bir gün

Evet, ölümü hiç düşünmeyen, Elif'i görse mertek sanan, dünya malına güvenen, köşk û saraya aldanan, varıp nasihat almayan kimseler, elbetteki Yunus'u hakkıyla bilemez, onun lisanını anlayamaz.

Yunus yabancı değil, yüzde yüz yerlidir ve bizimdir. Kullandığı lisan da öyle...

Dolayısıyla, piyanist Say'ın kast etmiş olduğu "yabancı" tâbiri de, Yunus ve şiirleri için değil, olsa olsa kendilerinin çalmış olduğu İtalyan kökenli (Floransa, 1711) "piyano" ile yine kendilerinin zaman zaman yönetmiş olduğu kilise korosu orijinli (Roma, 1563) "oratoryo" için geçerli.

Evet, Fazıl Say'ı meşhûr eden piyano ve oratoryo yüzde yüz yabancı patentlidir. Ancak, biz yine de alerji duyup bağnazlık gösterek bunları yadırgamıyor ve kökten reddetmiyoruz.

Lâkin, içimizde olup bizden göründuğu halde, yine de "bizim Yunus"a karşı yabanî olup hepten uzak ve yabancı bir duruma düşenler var.

Bu gibi kimseler—Üstad Bediüzzaman'ın tâbiriyle—anlaşılıyor ki, "bir parça frengî okumuş"lar, İslâmî yazıları okuyamıyorlar, üstelik bilenden de sormuyorlar. (Haşir Risâlesi, giriş bölümü.)

Bizim ıstılâhımızda, yani literatürümüzde "frengî", İslâm dini ile zıtlaşan "Avrupaîlik" mânâsına geldiği gibi, bozulmuş Hıristiyanlığın merkezi olan Avrupa için de "Frengistan" tâbiri kullanılmış. Tıpkı, Karacaoğlan'ın aşağıdaki şiirinde olduğu gibi...

Onlar ki, siyah şapka giyer...

Yunus Emre'nin şiir dilini "yabancı" bulan piyanist Fazıl Say, acaba meşhûr halk ozanı Karacaoğlan'ın şiir lisânı hakkında ne buyururlar?

İşte, Karacaoğlan'ın kendi lisanınca tasvir etmiş olduğu akılsızca küfre uyan, zalim olup cana kıyan, hınzır etini keyifle öğün eden, hâsılı birçok yönüyle bize yabanî düşen Avrupalılar (İkinci bozuk Avrupa olsa gerektir) hakkındaki o meşhûr "Frengistan" şiiri:

İndim seyran ettim Frengistan'ı

İlleri var, bizim ile benzemez

Levin tutmuş goncaları açılmış

Gülleri var, bizim güle benzemez

Göllerinde kuğuları yüzüşür

Meşesinde sığırları böğrüşür

Güzelleri türkü söyler, çığrışır

Dilleri var, bizim dile benzemez

Seyr edüben gelir Karadeniz'i

Kanları yok, sarı sarı benizi

Öğün etmiş, kara kara domuzu

Dinleri var, bizim dine benzemez

Akılları yoktur, küfre uyarlar

İmânları yoktur, cana kıyarlar

Başlarına siyah şapka giyerler

Beyleri var, bizim beye benzemez

11.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (10.10.2008) - Bir günde medenî olmak

  (09.10.2008) - Aktütün'de kara dumanlar

  (08.10.2008) - İttihat–Terakki iktidarının sonu

  (07.10.2008) - Bolşevik baykuşları

  (06.10.2008) - Damat Ferit, kurtuluş gününde öldü

  (04.10.2008) - İşte vahşi kapitalizmin çirkin yüzü: Kârı özelleştirir, riskleri ise kamulaştırır

  (02.10.2008) - Kudüs, yeniden Müslümanların

  (01.10.2008) - Lâle Devrini bitiren hadiseler

  (29.09.2008) - Zalimin pençesi Afganistan'da kırılır

  (26.09.2008) - Siyasette irtifa kaybı

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır