12 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

İstiâze cümlesi


A+ | A-

İlknur Hanım: “Eûzü çekerken bazı yerde “Eûzü billâhi’s-Semî’ıl-Alîmi mine’şşeytânirracîm” diyorlar. Buradaki farklılık ve ilâve nereden kaynaklanıyor?”

Kur’ân’dan bir sûre veya âyet okumaya başlarken, kovulmuş şeytandan Allah’a sığınmamızı Kur’ân emrediyor. Âyet şöyledir: “Kur’ân okuyacağın zaman kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.” 1 Bu âyetle birebir örtüşen Allah’a sığınma cümlesi şudur: “Eûzü billâhi mine’şşeytânirracîm.”

Kur’ân’da şeytandan Allah’a sığınmayı emreden –fakat yukarıdaki cümleyle bire bir örtüşmeyen- diğer iki âyette de Allah’ın Semî ve Alîm olduğuna vurgu yapılır: “Şeytan bir vesvese ile sana ilişecek olursa Allah’a sığın. Muhakkak O Semî ve Alîm’dir. (İşitir ve bilir.)” 2 Bu âyet Kur’ân’da iki sûrede geçmektedir. Cenâb-ı Hak, Kendi Zât-ı Akdes’inin Semî ve Alîm olduğunu, yani duâları ve istiâzeleri işittiğini ve bildiğini hatırlatmak sûretiyle, kullarının her Allah’a sığınış sözlerini ve yakarışlarını işittiğini ve muttali olduğunu beyan etmektedir.

Kibirden, gururdan ve büyüklenmekten Kendisine sığınılmasını istediği bir diğer âyette ise Cenâb-ı Feyyâz-ı Mutlak, kendi Zâtını “Semî ve Basîr” isimleri ile anmaktadır. Âyet şöyledir: “Allah’ın âyetleri üzerinde kendilerine gelen bir delil olmadan tartışanların, gönüllerinde ulaşamayacakları bir büyüklenme vardır. Sen Allah’a sığın. Muhakkak O Semî ve Basîr’dir. (İşitir ve Görür.)” 3 Cenâb-ı Hak bu âyette de içimizi yakan, hayırlı amellerimizi yiyip bitiren ve bize sadece şer bırakan “kibir ve büyüklenmeye” karşı bizi uyarıyor, yine şeytandan gelen bir vesvesenin netîcesi olan kibre karşı Kendi Zât’ına sığınılmasını istiyor. Kendi Zât’ının her duâyı, her istiâzeyi ve her yakarışı işittiğini ve gördüğünü kaydediyor.

Üstad Saîd Nursî Hazretleri, Cenâb-ı Hakk’a ilticâ örneğini veren Nâs Sûresinin, “Eûzü billâhi mine’ş-şeytânirracîm.” cümlesinin mâdeni ve tafsilâtı olduğunu beyan etmektedir. 4 Nâs Sûresinin mânâsı şöyledir: “De ki: Sığınırım insanların Rabb’ine. İnsanların Melik’ine. İnsanların İlâh’ına. İnsanların kalbine sinsice vesvese verenlerin şerrinden. Cinden ve insanlardan olan şeytanların şerrinden.” 5 Bu sûrede de görüldüğü gibi, Cenâb-ı Hakk’ın “Rab, Melik ve İlâh” isimleri istiâze isimleri olarak nazara verilmektedir.

Kur’ân’ın Allah’a sığınmamızı isteyen diğer âyetlerinde Cenâb-ı Hakk’ın başka isimlerine de vurgu yapıldığını görmekteyiz. Meselâ, muhatap zamiri olan “Sana” zâmiri 6 ve “Rahmân” ismi 7 bunlardan sadece iki tanesidir.

Bahsettiğiniz istiâze metnindeki ilâve, şeytandan Allah’a sığınmayı emreden ve yukarıda meâlini verdiğimiz iki âyette Cenâb-ı Hakk’ın Kendi Zâtı için telâffuz buyurduğu iki ism-i şerif olan “Semî ve Alîm”den ibârettir. Cenâb-ı Allah’a; Semî, Alîm ve Basîr isimlerini anarak sığınmak mümkün olduğu gibi; Rab, Melik, İlâh ve Rahmân isimlerini veya doğrudan “Sana” zâmirini zikrederek sığınmak da mümkündür. Cenâb-ı Hakk’ı Kur’ân’da Kendi Zât-ı Akdes’ini andığı başka isimleriyle anmakta da bir sakınca yoktur.

Ancak “Allah” lâfzı tek başına bütün isimlerin yerini tutan câmi bir isimdir. Zâten istiâzenin mücmel, yani öz ve orijinal şekli de doğrudan “Allah” lâfzı ile gelmiştir. Sünnet olan şekil de budur.

Bununla berâber, yeter ki sığınılan, ilticâ edilen ve kapısı çalınan; isimleriyle veya sadece “Allah” lâfzı ile “Zât-ı Zülcelâl” olsun ve Tevhid inancına zarar vermesin; her mübârek ismiyle, şeytandan ve şerlerden Allah’a sığınmak mümkündür. “İster Allah deyin; ister Rahmân deyin; hangisini derseniz deyin; en güzel isimler O’nundur.” 8

Cenâb-ı Hak ehl-i îmânı şeytanın ve dünyanın şerrinden ve Cehennem azâbından muhafaza buyursun. Âmin.

Dipnotlar:

1- Nahl Sûresi, 16/98.

2- A’râf Sûresi, 7/200; Fussilet Sûresi, 41/36.

3- Mü’min Sûresi, 40/56.

4- Lem’alar, s. 92.

5- Nâs Sûresi, 114/1-6.

6- Mü’minûn Sûresi, 23/97, 98.

7- Meryem Sûresi, 19/18.

8- İsrâ Sûresi, 17/110.

12.08.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.08.2009) - Kabirde hayat

  (09.08.2009) - Eşler arası hukuka dikkat! (3)

  (08.08.2009) - Eşler arası nezaket ve hukuka dikkat! (2)

  (07.08.2009) - Eşler arası nezaket ve hukuka dikkat! (1)

  (06.08.2009) - Kısa-kısa

  (05.08.2009) - Leyle-i Beratınıza binler tebrikler

  (04.08.2009) - Herkes evinin önünü temizlerse...

  (03.08.2009) - Vahidiyet ve ehadiyet

  (02.08.2009) - Dinî musîbet nedir?

  (31.07.2009) - Hayatın ebedî câzibesi

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.