17 Kasım 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Duânın gücü


A+ | A-

Van’dan okuyucumuz: “Duâ ruhumuzda nasıl bir güç meydana getirir? Duâ’ya nasıl başlamalıyız?”

Mü’min ne karamsardır, ne kötümserdir, ne bedbahttır, ne bedbin! Ve ne de mü’min, olaylara siyah gözlükle bakar.

Zîrâ, “Bana duâ edin, size cevap vereyim”1 diyen Rabb-i Rahîm’ini, Mü’min, her an yanında hisseder.

Bu yüzden mü’min güçlüdür, kuvvetlidir, iyimserdir, ümitvardır.

Mü’min güçlüdür. Ama bu gücünü asâyişi ihlâlde kullanmaz, sokağa dökülüp taşkınlık yaparak göstermez.

Zîrâ mü’min zorda kaldığında ıztırar dilini kullanarak, “kat’î bir ilticâ ile duâ eder. Bir Hâmî-i Meçhûl’üne ilticâ eder. Belki Rabb-i Rahîm’ine teveccüh eder.”2 “Bu nevi duâ, bir mâni olmazsa dâimâ makbul” olduğundan, mü’min ıztırar halindeyken, elinde “makbul duâ” gibi bir güç ve kuvvetin bulunduğunun idrâki içindedir.

Iztırar hâli her zaman meydana gelmeyebilir. Ama, bir meydana geldi mi; mü’min, duâ için ellerini bir kaldırdı mı, daha ellerini indirmeden rahmet taneciklerinin bardaktan boşanırcasına döküldüğü ve yeryüzünü eşsiz bir bahara çevirdiği az görülmemiştir.

İşte mü’minin gücü; bütün meşrû sebeplere müracaat ettikten sonra hâlâ ıztırar hali devam ediyorsa elindeki tek gücü budur!

Mü’min ıztırar halindeyken telâşa, korkuya, paniğe yer vermez; şoka girmez. Hâmî-i Meçhûl’üne “duâ” ile ilticâ etmesi gerektiğini bilir, ellerini kaldırır, gönlünü açar, dilinin bağını çözer.

Mü’minin en büyük gücü budur.

Mü’min iyimserdir. Zîrâ her an kendisini Hâmî-i Meçhulünün müşfik kudretinde hisseder. Iztırar hali ile fazla rencîde olursa sabır, tevekkül ve duâ ile Hâmî-i meçhûlüne iltica eder. Ve bu iltica ile, “Ve beşşiri’s-sâbirîn” (Sabredenlere müjdele)3 “Ve beşşiri’l-mü’minîn” (Îman edenlere müjdele)4 âyetleri ile müjdelenir. Allah rızâsına nâil olur.

Mü’min ümitvârdır; musîbeti günahların kefâreti, mükâfâtın mukaddimesi olarak görür. Musîbetten ders alır. Iztırar hâlini gelecek baharın sancısı, Cennet-âsâ günlerin müjdecisi unvânıyla gözyaşına çevirir. Dilinden ve gönlünden duâyı bir an bırakmaz.

Mü’min ehl-i îmânı kendisine kardeş bildiği için duâlarında ortak eder. Her mü’min diğer mü’minleri duâlarında zikrettiğinde bizahri’l-gayb olduğu için, yani gıyâben ona duâ ettiği için makbul duânın bir şartı daha vücûda gelmiş olur.5

Kabul edilebilir şartlarla arş-ı âlâya yükselen duâ ve gözyaşlarına o yüksek makamın vereceği cevap O’nun hikmetine, izzetine ve maslahatına bırakılmalıdır.

Mü’min dîne gelen musîbeti asıl ve muzır musîbet olarak algılar. Ve “musîbet-i dîniyeden her vakit dergâh-ı ilâhiyeye iltica edip feryad eder.”6

Dergâh-ı İlâhiyeye ilticâ ederken Kur’ân’ı şefaatçi yapar ve Cevşenü’l-Kebîr’in diliyle şöyle niyazda bulunur: “Yâ iddetî ınde şiddetî, yâ recâî ınde musîbetî, yâ mûnisî ınde vahşetî, yâ sâhibî ınde gurbetî... Yâ melce’î ınde ıztırârî” (Ey sıkıntım anında arkadaşım, ey musîbetim anında ümidim, ey yalnızlığım anında dostum, ey gurbetliğim anında sahibim, ey nimetlendiğim anda velim, ey kederim anında ferahlatıcım, ey ihtiyacım anında yardımıma koşan, ey zor durumumda sığınağım, ey korkum anında yardımcım, ey şaşkınlığım anında yol göstericim!)

Mü’min duâsına kabul şartlarından birisi olan farz namazından sonra devam eder. Iztırar halinde tesbihatı içerisinde zikrederken şerlerin def’ini ister. Hâmî-i Meçhulüne iltica eder. İlticâ duasını sabah akşam dilinden eksik etmez.

Evet, beş vakit namazdan sonra tesbihatımızı hazin bir ruh haliyle yapalım. Sanırım ıztırarımızı dile getirmiş ve musîbet-i dîniyeden Hâmi-i Meçhulümüze ilticâ etmiş oluruz.

Şu an, ehl-i imanın duâsına muhtaç ne kadar ehl-i iman var. Allah’ım! Kur’ân hakkı için duâlarımızı kabul buyur.

Dipnotlar:

1- Mü’min Sûresi, 40/60

2- Sözler, s. 287

3- Bakara Sûresi, 2/155

4- Ahzâb Sûresi, 47

5- Mektûbât, s. 270

6- Lem’alar, s. 18

17.11.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.11.2009) - Risâle-i Nur, imanın sesi ve soluğudur

  (14.11.2009) - Gıybet ve hüsn-ü zan

  (12.11.2009) - Ölüm, rahmet ve nimettir

  (11.11.2009) - Kişi sevdiğiyle beraberdir

  (10.11.2009) - Allah’ın rahmeti herşeyi kuşatmıştır

  (09.11.2009) - Namazda sütre

  (08.11.2009) - Camide konuşulur mu?

  (07.11.2009) - Müfritane irtibat üzerine

  (06.11.2009) - İnna lillah ve inna ileyhi raciun

  (04.11.2009) - Zekât verme âdâbı

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.