25 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Mehtap YILDIRIM

Kur’ân övgüsü, sahabe öğretisi “îsar”


A+ | A-

Cömertliğin de ötesinde öyle bir haslet vardır ki, sahabelerin en güzel şekilde uyguladıkları isâr’dır. Yani, kendi ihtiyacı olsa dahi bir başka ihtiyacı olanı düşünmek. Çok muhtaç olduğu bir şey dahi olsa kardeşinin nefsini kendi nefsine tercih etmek ve ona vermek.

Hayalimizi Asr-ı Saadet’e götürdüğümüzde ne kadar zor şartlarda, ama bir o kadar da fedakârlığın ve medeniyetin doruk noktada yaşandığını görüyoruz.

İnsanın hayatını devam ettirebilmesi için en çok muhtaç olduğu şeylerden biri de su iken; çöl sıcağında, yaralı bir halde savaş meydanında “su” diye inleyen her bir yaralı suyu içmeden diğer kardeşine veriyordu. Böylece hiçbiri suyu içememişti, ama cennetten süzülen âb-ı hayat gibi şahadet şerbetini içmişlerdi.

Yine birkaç lokma yiyeceği, kendisi aç olduğu halde komşusuna gönderen sahabenin, bir süre sonra aynı tabağın yine kendisine döndüğünü hatırladığımızda “Ya Rabbi, bu ne güzel bir ahlâk” demekten kendimizi alamıyoruz. Zira tabağı alan her komşu “Komşum daha açtır” diye düşünerek yemeği komşusuna vermiştir.

Nazarlarımızı böyle nurlu bir geçmişten şimdiye çevirdiğimizde içimiz ürperiyor. Dehşete kapılıyoruz. İlişkilerin maddiyata ve menfaate dayalı olduğu; tüketimin çılgınca yaşandığı, daha fazla alabilmek ve tüketebilmek için insanların kıyasıya mücadele ettiği korkunç bir zamanda yaşıyoruz.

Kapı komşusunu tanımayan, aç mı tok mu bilmeyen insanlar, vakitlerini bilgisayar başında hiç tanımadıkları kişilerle sohbet ederek geçirebiliyorlar. Hem de kılları kıpırdamadan, vicdanları sızlamadan... Nasıl bu kadar duyarsız olabildi ki insan?

Bazıları da fakir komşularını etrafında görmek istemediğinden midir nedense, koloniler halinde uydukentlerde, havuzlu sitelerde, villalarda beraber oluşturdukları yaşama alanlarında hayatlarını sürdürmekteler.

Zengin ülkelerdeki sınırsız tüketimle tonlarca yemek çöpe giderken, yoksul ülkelerde bir lokma bulamadığı için açlıktan ölen çocuklar var. “Ben tok olayım, başkası açlıktan ölse bana ne!” anlayışı mikrobik bir hastalık gibi Batıdan Müslüman ülkelere de bulaşmış durumda maalesef.

Kur’ân’ın övgüsüne mazhar olmuş “îsar hasleti”ne 21. Lem’a olan İhlâs Lem’ası’nda yer verilmiştir. Belki defalarca okumuşuzdur, ama bu özelliği bir iç disiplin olarak ruhumuza yerleştirebiliyor muyuz? Risâle-i Nur’un bize verdiği derslerle kazandırmak istediği “sahabe ruhunu” biz de itaatkâr bir talebe edasıyla öğrenerek yaşayabiliyor muyuz? Unutmayalım ki, bildiğimiz halde uygulamadıklarımızdan daha fazla sorumluyuz.

Bir an için “îsar hasleti”ni bugün uyguladığımızı hayal ettim. Yazlık, bağ evi, dağ evi, daire gibi birden fazla evi olanların, oturmadıkları evlerini hiç ev alamayan barakalarda yaşayan fakirlere verdiğini düşündüm. Hem de seve seve, bundan hiç üzüntü duymadan.

Ticaretle uğraşanların, en azından bir işsiz gence şirketinde veya fabrikasında bir iş imkânı sağladığını düşündüm.

Yediği önünde yemediği arkasında olanların sofralarındaki çeşitleri azaltarak, yiyecek alamayan yoksullara gönderdiğini hayal ettim.

Bankalarda ya da yastık altında birikmiş parası olanların hepsini ihtiyaç sahiplerine dağıttığını düşündüm. Madem misafiriz burada, ölüm geldiğinde birikmiş paranın, fazladan evin ne faydası olacaktı ki?

Bu kadarını düşünmek bile ne çok şey değiştirdi değil mi?

Siz daha fazlasını hayal edebilirsiniz. Eğer “sahabe mesleği”ni meslek edinmek isteyenlerdenseniz, îsar hasletinin ahlâkınıza ne derece sirayet ettiğini bir yoklayarak, kendi adınıza yapabileceklerinizi düşünebilirsiniz.

25.10.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.08.2010) - Güneş’in çıkardığı sesler

  (29.07.2010) - Kaybolan hitaplar

  (28.06.2010) - Dikkat! Sakın o sudan içmeyin

  (27.05.2010) - Gözler

  (21.05.2010) - Risâle-i Nur, imanlı gençliğin imanını yeniliyor

  (05.12.2009) - Mutlu olmak arzusundaki sır

  (04.11.2009) - Bu hakaretler insanlara mı, hayvanlara mı?

  (29.10.2009) - Nerede cumhuriyetim?

  (26.10.2009) - Hizmet, himmet ister

  (09.10.2009) - Saraylar ve zindanlar


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.