09 Aralık 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Faruk ÇAKIR

Eğitimdeki dertler bitmez mi?


A+ | A-

Eğitimle ilgili konuları konuşurken, öğretmenlerin çektiği sıkıntıları yeterince dile getiremediğimizin de farkında olmalıyız. Sadece veli toplantısı dolayısıyla okula gidenlerin sistemden çok da şikâyet etmeye hakkı olmaz.

Şu da var ki, ‘veli toplantısı’ olmadan bir okula gidip çocuğunuzun durumuyla ilgili bilgi almak isterseniz, bu tavır biraz da garip karşılanır. “Hayırdır, niçin geldiniz? Biz sizi çağırmadık ki! Bugün veli toplantısı mı var?” sözleri söylenmese de, yöneticilerin davranışlarında bunlar sezilir.

Belki öğretmen ve okul yöneticileri bu tesbitlere itiraz edecek, ama en azından bazı okullarda böyle olduğunu söyleyebiliriz. Buna da itiraz edilirse, ‘veli toplantısı dışında’ gittiğim bir ‘devlet okulu’nda böyle muamelelerle karşılaştığımı rahatlıkla ifade edebilirim. Karşılaştığım ilgisizlik sonrasında, okul müdürüne “Öğrenci velilerinin ağırlanabilmesi için bir oda tahsis edilmesi”ni teklif etmiş, “Bu veli de nereden çıktı?” anlamında tavırla karşılaşmıştık.

Geçenlerde bir öğretmen anlatmıştı: Bir veli okula gelerek çocuğunun durumunu sormuş. Öğretmen de sorulan çocuğu hatırlamadan, “Notları gayet iyi” demiş. Veli gittikten sonra “not defteri”ne bakınca, sorulan öğrencinin notlarının zayıf olduğunu fark etmiş. Ne yapsın? Veliye ‘iyi’ dediği için mecburen ‘kanaat notu’ vererek öğrencinin notunu yükseltmiş... Gerek okulların kalabalık oluşu ve gerekse öğrenci-öğretmen-veli üçlüsünde yeterli işbirliği ve kaynaşma olmadığı için benzer yanlışlar her zaman olabiliyor.

Okullarda şahit olduğumuz bir yanlışlık da, görevli öğretmen ya da idarecilerin öğrencilere ‘asker’ gibi davranması. Bilhassa sabah ve akşam saatlerinde, marş ya da and içerken sergilenen bağıran-çağıran eğitimci görüntüsü hiç hoş değil. Bu benzetme ile askerlere yapılanı ‘normal’ kabul ettiğimiz düşünülmesin.

“Bağıran-çağıran eğitimci” görüntüsünden rahatsız olanlardan biri de Okay Gönensin olmuş. Gönensin Vatan’da şöyle yazmış: “Evimin yakınında bir okul var. Genellikle eğlenen, oynayan çocukların keyifli uğultusu geliyor. Cumaları ve diğer tören günlerinde ise çocukların neşeli uğultusunu bastıran, bağıran öğretmenlerin sesi oluyor.

“Çocuklar öğretmenin her dediğini hemen yapmıyor. Eğlenmeyi hemen bırakmak istemiyorlar, haklı olarak. Ama öğretmen sabırsız, hemen hizaya girmelerini, gülmeyi, konuşmayı kesmelerini istiyor. Çocuklar direniyor, öğretmen daha çok bağırıyor. Onların bağırması çocukları uysallaştırmıyor, öğretmenin talimatlarını dinlemekte yine de acele etmiyorlar. Ama öğretmen bağırıyor...

“Bağırmak bir öfke ifadesi, bazen isyan ifadesi, bazen de korunma yöntemi. (...) Ama bir zorunlu ikna, susturma yöntemi olarak, bir korunma yöntemi olarak bağırmanın anlaşılır bir yanı yok. Bu saiklerle bağıranlarla empatiye de gerek yok. (...) Bağıran bir de bağırılandan yukardaysa, bağıranın keyfine diyecek olmaz. Bağırılan çocuklar bağıran öğretmene cevap verme, bağırma imkânına sahip değillerdir. Bağıran öğretmen isterse onların hayatlarını karartır. (...) Öğretmenim lütfen bağırmayın.” (Vatan, 4 Aralık 2010)

Benzer ‘bağırma’lara hepimiz, bilhassa evi okullara yakın olanlar şahit olmuştur. Bu vesile ile okul zillerinden duyduğumuz rahatsızlığı da hatırlatmak isteriz. Bazı okulların zilleri, her halde 3-5 km öteden duyuluyor. Öğretmenlerimizin işlerinin hakikaten kolay olmadığını kabul ediyoruz, ama bu zor işlerini sessizlik içinde yapmalarını da temennî ediyoruz.

09.12.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.12.2010) - İçki reklâmlarına devam mı?

  (07.12.2010) - Derin yaralar

  (06.12.2010) - Bu tabloyu değiştirelim

  (05.12.2010) - Perdeler aralansın

  (04.12.2010) - Kovmaktan vazgeçin, yeter!

  (03.12.2010) - Yolsuzluklar yol bulmasın

  (02.12.2010) - Mazlûmların ‘âh’ı mı tuttu?

  (01.12.2010) - Milleti derede boğmayın!

  (29.11.2010) - Aileye tuzak

  (28.11.2010) - Memleket meselesi


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.