09 Aralık 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Polis ve eylemci


A+ | A-

Protesto eylemlerinde zaman zaman yaşanan gerginlik ve polis-eylemci çatışmaları, dünyanın her tarafında, hattâ demokrasinin geliştiği Batı ülkelerinde de görülebiliyor.

1 Mayıs’larda, IMF ve Dünya Bankası toplantılarında, zengin ülke liderlerinin buluştuğu zirvelerde adeta savaşı andıran görüntüler oluşabiliyor. Eylemcileri coplayıp saçlarından veya ayaklarından çekerek yerlerde sürükleyen veya rastgele biber gazı yahut tazyikli su püskürten polis, “orantısız güç” kullanmakla eleştiriliyor.

Çıkan sert arbedelerde polislerin fena halde hırpalanıp canlarını zor kurtardıkları da oluyor.

Hattâ can veren polisler dahi olabiliyor.

Böyle durumlarda asıl sorumluluğun hangi tarafta olduğunu belirlemek mümkün olmuyor.

Olay, tarafların birbirine girdiği “çok sıcak” bir çatışmaya dönüştüğünde bunun nereden kaynaklandığını tesbit edebilmek için, karşı karşıya gelen eylemcilerle polislerin davranışları tek tek incelenip ona göre tesbitler yapılmalı.

Bazan tek bir eylemcinin ya da polisin fevrî ve provokatif tavrı, çatışmayı alevlendirebiliyor.

Bu da, gerek eylemci, gerekse polis kılığında iş gören provokatörlere odaklanmayı gerektiriyor.

Geçmişte ve halen bu tür olaylara sıklıkla sahne olan Türkiye’nin, bundan dolayı hayli zengin bir tecrübe birikimine sahip olduğu söylenebilir.

Alınan bütün güvenlik tedbirlerine rağmen, çok sakin geçen eylemlerin, araya sızan provokatörler marifetiyle bir anda sert ve şiddetli çatışmalara dönüşebildiğinin örnekleri de yaşandı.

Bazı “heyecanlı” polislerin gereksiz şiddet kullanıp, rastgele adam tokatladığı da oldu; hızını alamayan eylemcilerin çiçekleri sopaladığı da.

Polisin sağduyulu ve basiretli tavrıyla, provokatörlerin çabalarını boşa çıkararak birçok eylemin olaysız bitmesini sağladığı örnekler de var.

Peki, bilhassa bu türden olumlu tecrübelere rağmen, aynı polisin Dolmabahçe eylemcileri karşısında sergilediği aşırı sert tavrın izahı ne?

Başbakan Dolmabahçe’de rektörlerle buluşurken dışarıdaki eylemcilere yönelik polis müdahalesi sırasında yaşananlar hâlâ tartışılıyor. İçişleri Bakanı olayla ilgili incelemenin sürdüğünü söylüyor. Bakalım, bundan ne sonuç çıkacak?

Ancak hadisenin kamuoyuna yansıyış biçimi, hükümet açısından sıkıntılı bir tablo arz ediyor.

Bir tarafta demokrasiden, açılımdan, hak ve özgürlükleri genişletmekten söz edilirken, diğer tarafta böyle bir “polis şiddeti” görüntüsünün oluşması, geçmişteki örneklerde olduğu gibi, “çelişki ve samimiyetsizlik” eleştirilerine yol açıyor.

Böylece hem demokratik açılım kapsamında gerçekleşen buluşmada rektörlere verilen demokrasi mesajları güme gidiyor, hem de bu mesajlarla çelişen bir “polis devleti” imajı oluşuyor.

Hayli zamandır Başbakanın programlarını ve güzergâhını takip edip yumurtalı gösteri eylemleri yapan grupların bu yöndeki hareketliliği ara vermeden, tam tersine artarak devam ederken, güvenlik güçlerinin bunlara karşı dikkatli, temkinli, tedbirli bir hazırlık içinde olmaları normal.

Ama bu son hadiselerde ne oldu da, o şiddetli çatışma ve tekmeleme görüntüleri ortaya çıktı?

Geçmişteki sayısız tecrübeyle de sabit olan bir gerçek var ki, bu tür toplumsal olaylar, hem polis, hem de iktidar için tehlikeli tuzaklar içerir.

Şimdiye kadar bu türden tuzaklara çok düşüldü ve neticelerinden herkes büyük zarar gördü.

Böyle olduğu halde yenilerine niye düşülüyor?

Evet, çağdaş demokrasilerde toplantı ve gösteri yürüyüşleri yapmak, protesto eylemleri düzenlemek, temel haklar arasında kabul ediliyor.

Ama bu hak kullanılırken, genel güvenliği, asayişi, toplum huzurunu sıkıntıya sokacak tavır ve davranışlara meydan verilmemesi gerekiyor.

Onun için, söz konusu eylemlerin organizatör ve katılımcılarına da, orada görevli güvenlik güçlerine de çok büyük sorumluluk düşüyor.

Sonuç olarak bu bir “denge” meselesi. Bu dengenin sağlanması ise bir “ahlâkî altyapı” sorunu.

09.12.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.12.2010) - Uyum paketi ne oldu?

  (07.12.2010) - Seçim süreci

  (05.12.2010) - Sihirbaz diplomatlar

  (04.12.2010) - Eski halden yeni hale

  (03.12.2010) - Üfleyenler ve oynayanlar

  (02.12.2010) - Gizlilik ve açıklık

  (01.12.2010) - Açık diplomasi mi, yoksa...

  (30.11.2010) - Paket ve YAŞzedeler

  (28.11.2010) - Yaprak dökümü

  (27.11.2010) - Aileyi korumak


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.