"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üslûb-u beyan aynıyla insandır

Abdulbaki ÇARLIOĞLU
10 Ekim 2025, Cuma
Mevcudat içinde düşünen, fehmeden ve “eşref-i mahlukat” olarak nitelendirilen insan, düşüncelerini dil ile ifade etmiş ve ne söylediği kadar nasıl söylediği de önemli hâle gelmiştir.

Ayrıca zamanla bir ilim olmuş ve “ilm-i belagat” olarak derslere ve eserlere konu edilmiştir. İngiliz şair Buffon tarafından söylenen, Recaizade Mahmut Ekrem tarafından dilimize çevrilen ve yazının başlığını oluşturan söz, ifade edilen mana kadar söyleyiş tarzının da ne kadar önemli olduğunu veciz bir şekilde ifade etmektedir. Sözlük anlamı olarak “tarz, yol, usul” olarak ifade edilen üslup insanın mana âlemini etkileyen bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Yüzyıllar boyunca her sanatçı ve yazar üslubu ile sanatlarını icra etmiş, insanlık tarihinde izler bırakmışlardır.

İstiklâl şairimiz Mehmet Akif’in “Doğrudan doğruya Kur’ân’dan alıp ilhamı\ Asrın idrakine anlatmalıyız İslâm’ı” şeklinde ifade ettiği “asrın idrakine” uygun üslubu, iman hakikatlerine en muhtaç olduğumuz bu zamanda Bediüzzaman Hazretleri müellifi olduğu Risale-i Nur eserleriyle göstermiştir.

Bediüzzaman Hazretlerinin birçok yerde ifade ettiği gibi “Belâgat, mukteza-yı hâle mutabakattan ibarettir.” Risale-i Nur, dehşetli ahirzaman hastalıklarına herkesin seviyesine uygun üslubuyla da bir reçete olmuştur. Verdiği örneklerle, zengin kelime dünyasıyla tefekkür ufkumuzu genişletmiş ve her okunuşta “Necisin, nereden geliyorsun ve nereye gidiyorsun” sorularına en muknî cevapları iman, Kurân hakikatlerini anlatarak vermiştir. Muhakemat adlı eserinde “Lafız manaya hizmet etmeli” dediği gibi söz manayı tamamlayıcı bir unsur olarak görülmelidir. Yine aynı eserde geçen “Evet, her şeyi istidadı nispetinde terfi etmek lâzımdır. Zira görünüyor ki, göz, burun gibi bir âzâ ne kadar güzel olursa, hattâ altından olursa, haddinden büyük olduğu hâlde sureti çirkin eder.”1 ifadesiyle abartılı bir üslubun manayı kötü göstereceğini ifade etmiştir. Oysa  Risale-i Nur eserlerinde  üslup ile mananın tam uyumunu görmekteyiz.

Örneğin bazı şairler yağmura hüzünlü bir üslup vermişler fakat Bediüzzaman Hazretleri yağmuru cisimleşmiş bir rahmet olarak görmüş, Şualar adlı eserinde “Sonra yağmura bakar, görür ki: yağmurun taneleri sayısınca menfaatler ve katreleri adedince Rahmanî cilveler ve reşhaları miktarınca hikmetler içinde bulunuyor” diyerek bakış açımıza manevî bir lezzet katmıştır. Risale-i Nur’un belagati ilim çömleklerinde pişirilmiş, hikmet küplerinde duran ve fehim süzgecinden geçirilen bir ab-ı hayat olarak nice insanın imanını kurtarmasına vesile olmuştur ve olmaya devam edecektir. Nice eserler bir kere okunduktan sonra raflarda el sürülmeden yıllarca kalmakta fakat Risale-i Nur Cenab-ı Hakk’ın izniyle Kurân’dan aldığı ilhamla, Kur’ânî üslubuyla, genç, yaşlı, kadın, erkek, herkes tarafından okunmaya devam edecektir.

Dipnot:

1- Muhakemat, s. 198.

Okunma Sayısı: 278
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı