İstanbul Büyükşehir Belediyesi İnançlar Masası’nın düzenlediği ve Yeni Asya’yı temsilen Genel Yayın Yönetmeni ve diğer yetkililerin iştirak ettiği iftardan notları geçen günlerde Yeni Asya’da okudunuz. Gelecek adına ümit verici şeyler okumuş oldunuz.
Bu tür programların dinin siyasete alet edilmesi niteliğinde olduğunu iddia edenler de var.
Ama bizim kanaatimize göre bu iddialar haklı olmadığı gibi mantıklı da değil.
Zira iftar vermek ve her kesimi davet etmek, hangi partinin elinde olursa olsun her Belediyenin yapabileceği ve hatta yapması gereken bir sosyalleşme biçimi.
Hepsi yapsın ve hayırda yarışsınlar. (Rekabet ve hele haksız rekabet etmesinler de müsabaka içinde olsunlar.)
Geçen gün biz de benzer bir iftar programındaydık.
Ordulular Vakfı adına başkan Kutsi Yerebasmaz’ın ev sahipliği ettiği ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in de yarı ev sahibi olarak iştirak ettiği Ordu’lu hemşehri dernekleri iftarındaydık.
Çankaya genelinde altı senedir beş bin kişiye çadırlarda verilen mütevazı yemeğin aynısı kapalı mekandaki davetli misafirlere ikram edildi.
Üç sene önce benzerine katıldığımızda görüp bu köşeden gösterdiğimiz bazı eksiklerin bu sefer giderilmiş olması memnuniyet verici.
İlginç iki uygulama bizim için düşündürücü ve dikkat çekiciydi:
Belediye yetkilileri çıkışta bedava Nutuk dağıtıyorlardı. Her akşam yapılan rutin bir uygulama olduğunu anladık. Bir kitabın bedava dağıtılmasının o kitabın değerine katkısını da merak ettik.
Bir de iftar yemeğinden sonraki konuşmaların ardından, birileri, salondakileri, iftar yemeği ruhuna hiç de uygun düşmeyen türden bir atraksiyonla, 10. Yıl Marşı ile coşturmak istedi.
Ama beklendiği gibi olmadı. Çankaya için bile…
Sebebi ise belli: Akşam namazı için küçük mescide belki yemektekilerin çok az bir kısmı çıkmıştır ama ne de olsa çoğunluk oruçlu idi.
Daha ilginci de artık bu tür organizasyonlar vesilesiyle görüyoruz ki başörtülü genç bayanlar CHP için istisna ya da “yabancı” değiller ve hatta mahcup ve tedirgin misafirler de değiller.
Yani sosyal tabakalar arasındaki geçirgenlik hızla artıyor. Bu geçirgenlik hayra vesile edilebilir.
Hep yazıyoruz: Yakın gelecekte CHP’li muhaliflerin evlerinin ve çocuklarının dinî nasihat ihtiyacını Diyanet değil yine sivil dinî oluşumlar giderecek. CHP’liler dahi “samimi cemaatler”den iman ve ahiret hizmeti almaya hazır ve talipli olmalı.
En ilginci ise şu:
İktidara yakın diyebileceğimiz grupların organize ettiği iftarlarda masanızdakilerle “…öcü” yargılamaları konusunda kolaylıkla sohbet edemiyorsunuz, zira oralarda korku iklimi önemli ölçüde hüküm sürüyor.
Ama Çankaya örneğindeki gibi iftarlarda bu konu artık bir tabu olmaktan çıkmış.
“Cemaat eşittir terör örgütü formülü üzerinden yargılama yapılıyor ve bu yanlış AİHM’den dönüyor” dediğinizde masadakiler sizi kolaylıkla anlıyorlar. Bu da önemli bir aşamadır.