"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Diyanetin kurucusu duâ ister, ederiz!

Ahmet BATTAL
08 Eylül 2019, Pazar
Hazreti Muhammed’in (asm) tebliğ ettiği dinin iman esaslarına inanan ve O’nun (asm) örneklik ettiği hayat esaslarıyla amel etmeye çalışan biz Müslümanlar, O’nu (asm) kâinatın sebeb-i vücudu biliriz.

Dinimizin, diyanetimizin kurucusu odur. Dinî mekânlarımızın biricik imamı ve ev sahibi de odur. 

O bizden, görünüşte kendisi için, ama aslında ve sonucunda bizim için duâ ister. Bu yüzden de her duâmızın ve ibadetimizin başında ve içinde O’na (asm) salât ve selâm getiririz. Şeytanlar kıskanır ve hasedinden çatlar.

Camilerimizde ve ibadetlerimizde elbette Allah’ı tanıyan, tanıtan ve Allah’ın kendisinden razı olmasını umduğumuz başka din büyüklerinin de adını anarız. Onlara da duâlar ederiz. Ama “din büyükleri”nin! Yoksa “dünya büyükleri”nin değil.

Duâlarımıza bütün sevdiklerimizi katarız. Biliriz ki duâlar müşterektir. Ama kimse bize “şunu da sev, buna da duâ et” diye emir veremez, emrivaki de yapamaz. 

Hele birileri camilerimizi Allah’a inandığını bilmediğimiz ve Peygamber’ini sevmediğini bildiğimiz birileri için emrivaki mekânları olarak kullanmaya kalkarsa ikaz ederiz, protesto ederiz. Ama zındıklara bilmeden alet olan o zavallılar ümitlenmesinler, biz camilerimizi sahiplenmekten asla vazgeçmeyiz. Zira camiler Muhammed (asm) Ümmetinindir. 

Camiler ümmetin alt unsurlarından birini ifade eden anlamıyla “millî” değildir. Bir milletin/ulusun mekânı değildir. Bir vatandaş topluluğuna/millete tahsis edilemez. (Her ne kadar birileri bazı camilerin adını bile “millet camisi” yazsa da bu böyledir). 

Bizim “millî bayram”larımız ve “resmî bayram”larımız (meselâ Kurtuluş Savaşı ile ilgili olduğundan 30 Ağustos) dinle ve dinî duygularla da ilişkili olabilir, ama doğrudan doğruya dinî değildir. 

Camiler, siyasî kişiliklerin gösteri ya da gösteriş mekânı değildir. Son yıllarda maalesef bilhassa bu hale sokulmuş olması, AKP muhalifi başka bazı kişilere, “sizin değil bizim liderimizin mekânı olsun” türünden çekiştirme hakkı vermez, vermemelidir. 

Meşhur prensiptir: Hata hata ile telâfi edilmez. Üstelik M. Kemal hem iman esasları ve hem de din pratikleri açısından, dinen, en azından “tartışmalı” bir kişiliktir.

Tartışmaya sembolik ve sağlam bir katkı için, “Kemalist dindar(!)” dostlarımızı, neticede bir mezar olan Anıtkabir’in yönünün neden kıbleye dönük olmadığını ve niçin ve nereye dönük olduğunu “anitkabir.org” sayfasından okumaya ve sonra bu yazıyı yayınlayanlara bir dakikalık saygı duruşunda bulunmaya dâvet ediyoruz!

Elhasıl birilerinin hileli iddiasının aksine, M. Kemal Diyanet’i kurmamış, kendisine bağlı yeni ve resmî kurumlar eliyle dini/diyaneti reforma tabi tutmaya yeltenmiştir. 

Üstelik, bunu, reforma uygunluk ve muhtaçlık açısından İslâmiyet ile Hıristiyanlık arasındaki büyük farkları bile bile ve itirazcıları eze eze yapmıştır. Maksadı dini millîleştirmek ve kurmayı hedeflediği ulus devletin gücüne araç/alet etmektir. 

O halde devlete düşen, kendisini Kemalizm cenderesinden ve milleti de 5816 tehdidinden kurtarmaktır. On sekiz senede ve acı tecrübeler sonucunda net biçimde anlaşılmıştır ki bu çok hayırlı icraatı iktidar meftunu kudretperest “dindar”lar değil, ancak dine hürmetkâr demokratlar yapabilecektir.

Yani “ey iktidar, demokrat ol” diyemiyoruz. Zira manası kalmadı. 

Bu sebeple şöyle diyoruz: 

“Ey demokratlar, buluşun, birleşin, iktidar olun. M. Kemal’i ve hatıralarını devletin elinden çıkarın. Demokratlığınızın bir gereği olarak onu sevene ve sahip çıkana verin. İsteyen istediği yerde istediği tarzla ansın yansın dönsün. Milleti ve dini de serbest bırakın ve bu saçma sapan gündemlerden kurtarın. Bu da sizin dine hizmetiniz olsun.”

Okunma Sayısı: 3216
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı