Pazar günkü yazımızda TBMM’de tutanak hizmetleri alanında yaşanan skandalı anlattık.
Basitçe geçiştirilecek bir konu olmadığı belliydi. Bize ulaşan bazı dostların aktardıkları da bürokraside yaşanan dağınıklığın Meclis bürokrasisine de sirayet ettiğini gösteriyor.
Bu hatalı gidişin temel sebebi milletvekillerinin “milletin vekili” olma hususundaki görev şuurunun yeterince yüksek olmaması.
Meclisi devlet hiyerarşisinin içindeki alelâde “kamu kurumu” gibi görme eğiliminin maalesef yaygınlaştığını biliyoruz.
Hâlbuki gerçek milletvekili uzun vadeli düşünür, milletin nabzını tutar, devletin geleceğini planlar, tarihe not düşmeye çalışır.
Milletin vekili olduğunun farkında olan vekil, devletin bu Mecliste kurulup şekillendirildiğini yani Meclisin devletin içinde değil devletin üstünde olduğunu bilir ve bilmelidir.
Milletten ve seçmeninden çok lideriyle bağ kuran ve kendisini ona beğendirmeye çalışan milletvekilinin Meclisi devletin üzerinde görebilmesi kolay değildir.
Hele iktidar partisinin vekiliyse, işi daha da zorlaşır. Zira aynı elde hem devlet kudretini hem de vekilin ipini tutan lider o vekilin gözünde “devlet” olarak görülür.
Zaten böyle bir vekilin temsil kabiliyeti sınırlıdır.
Hele o liderin milletle bağı zayıflamışsa vekilin işi daha da zordur.
Bu prensipler yönünden Ankara’daki altı yüz milletvekiline bakınca…
Daha önde başka bir sayı olmadığı sürece altının solundaki sıfırların varlığının da sayısının da bir önemi yok.
Ankara’nın plâkası olan “sıfır altı” da James Bond’un abisi olan “sıfır sıfır altı” da aynı sayı değerinde: Altı.
Evet, Anayasaya göre Ankara’nın siyasetini şekillendirenler “altı sıfır sıfır” durumunda. Şeklen altı yüz sayısal değerinde.
Ama onun da gerçek sayısal değeri “altı sıfır sıfır” değil. Olsa olsa plâkası kadar ya da Bond’u ve mafyası kadar. Yani “sıfır sıfır altı”!
Öyle ya.
Altı “lider” ne derse o oluyor. Herkes sayabilir.
Üstelik bunların ikisi kasabanın da şerifi ve şerif yardımcısı durumunda.
Kasabaya hâkim bekleniyor, ama o da henüz uzakta.
O halde millet kendi kaderine sahip çıkmalı.
Her gelecek yakındır.
Ve seçim de gelecek.