"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yakışmıyor bize, TÜBA’ya ve YÖK’e…

Ahmet BATTAL
24 Temmuz 2020, Cuma 00:03
Bu da oldu.

2012’den bu yana TÜBA aslî üyesi olan ve üyeliği halen de devam eden ve Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi iken emekli olup bir vakıf üniversitesinde bir süre çalıştıktan sonra oradan ayrılan bir Anayasa Hukuku Hocası, YÖK Kanunu’nun 60/b. maddesindeki imkândan faydalanarak, geriye, eski üniversitesi olan Hacettepe’ye dönmek istiyor. 

Kanundaki hüküm şöyle: 

“Yükseköğretim kurumlarından, mahkeme veya disiplin kararları ile çıkarılanlar hariç olmak üzere herhangi bir nedenle kendi isteği ile ayrılan öğretim üyeleri başvuruları üzerine bu Kanun hükümleri çerçevesinde kadro koşulu aranmaksızın tekrar ayrıldıkları yükseköğretim kurumlarına dönebilirler.”

Üniversite “sizin hizmetinize ihtiyacımız yok” diyerek talebi reddediyor. (Aslında benzer retler başka bazı vakıf üniversitelerinden de geliyor. Asıl gerekçe basit: “Muhalifsin kardeşim. Bu günlerde memlekette muhalif olmak iş yapmıyor!”) 

Oysa kanun açık. İdareye takdir hakkı vermiyor. Ve Anayasa açık. Üniversiteler her türlü muhalefetin özgür merkezleridir. 

Hoca konuyu İdare Mahkemesi’ne götürüyor. Mahkeme Rektörlük işlemini haklı buluyor. Hoca İstinaf’a gidiyor ve Bölge Adliye Mahkemesi de maalesef aynı anlamsız kararı tekrar ediyor. Hem de “kararım kesindir, temyizi yok bunun” diyerek.

Tam “olacak o kadar”lık! 

Hocanın dâvâ ve izah dilekçelerindeki hukukî argümanların hiçbiri kararda tartışılmıyor. Ki, bu gerekçeler aynı zamanda Hocayı TÜBA üyesi yapan çok atıf almış kitaplarında da yer alan akademik gerekçeler.

Ey ilgililer! 

Bu Hoca Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesine sığmayacak kadar büyük bir Hocadır. Hacettepe Üniversitesi’nin bu eski hocasına kadro bulamamış olması bir ayıptır. 

“Bu memleketin ve bu üniversitenin alkışla yetinen gereği kadar Anayasa Hukuku Hocası var, dolayısıyla Anayasa’ya da Anayasa Hukuku Hocası’na da ihtiyacı yok” demeyeceğimize göre gelin bu yanlışı düzeltelim. Akademik barışı ve özgürlüğü yeniden tesis edelim. 

Hacettepe Üniversitesi’nin yeni, ama tecrübeli ve güçlü bir Rektörü var. Gerekirse çok iyi tanıdığı YÖK Üyelerini ve YÖK bürokrasisini de devreye soksun. 

Dâvânın Anayasa Mahkemesi’ne gitmesini ve hatta oradan AİHM’e gitmesini beklemesin. 

Bir Anayasa Hukuku kadro ilânı versin. Böylece eski hocasını dâvet etsin. Hoca da başvursun ve bu hukuksuz nezaketsizlik giderilsin. 

Kurulacak jüri, Hocaya, “ehil değil” derse hepimiz mahcup olalım. 

Ama bir zamanlar AİHM’e Türk Yargıcı yapmaya çalıştığımız bir Anayasa Hukuku Hocası’nı AİHM’e dâvâcı olarak göndermeyelim. Bu Türkiye demokrasisi için bir kayıptır ve ayıptır. 

Okunma Sayısı: 2425
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı