Bediüzzaman, 1899 Ta’likat ve Kızıl İcaz (mantıkla ilgili), 1910 Münâzarât (içtimaî/siyasî problemleri çözmü) 1911’de de tefsir ve dil meselelerini hallettiği tefsire giriş Muhakemat ve Risale-i Nur Külliyatı ile ilim-irfan, sosyal ve siyasî hayatın gündeminin birinci sıralarında yer alagelmiştir.
Risale-i Nur sıradan, klâsik değil, ispata dayalı, manevî, psiko-sosyal, fen, ilimlerinin harmanlandığı çağdaş bir tefsirdir.
Dünya çapında müfessir, muhaddis, kelâmcı, mutasavvıf, fıkıhçı, rûhiyatçı (psikolog), pedagog (terbiyegerde), eğitimci, ahlâkçı olan Bediüzzaman Risale-i Nur’da, din psikol din sosyolojisi, mantık, hikmet (İslâm felsefesi) gibi bütün İslâm ilimleri literatüründe geçen mefhum/kavramları kullanır; mahiyetlerini aklî, mantıkî, ilmî delillere de açıklar, izah ve ispat eder. Ve yeni, orijinal kavramlar geliştirir.
Risale-i Nur; altı iman rüknünü, İslâm şartlarını bütün alt başlıklarıyla, ahlâkı, ukubatı bütün yönleri ve psiko-sosyal boyutlarıyla ele alır.
- Başta materyalizm, Darwinizm, Freudizm, Augusteizim, deizm, ateizm, feminizm gibi bütün seküler felsefeleri çürütüp yerle bir eden muhteşem bir İslâm felsefesidir.
- Bütün sorularımıza doğru, aklî, mantıkî, ilmî ve muknî cevaplar verirken, bütün problemlerimizi halleder ve halletmenin formüllerini verir.
- Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin bu zamandaki içtimaî/siyasî ölçü, prensip, strateji ve hizmet metotlarını başta Münâzarât, Sünûhat, Hutbe-i Şamiye, Divan-ı Harb-i Örfi ve Lâhikalarda ortaya koyar; Asr-ı Saadet eğitim, terbiye ve yönetim modellerini günümüze taşır.
Evet, Risale-i Nur, Bediüzzaman büyük bir müçtehid ve müceddid olduğunun belgesidir. Bundan sarf-ı nazar edenler, onu büyük bir âlim, büyük bir mütefekkir, büyük bir müfessir, büyük bir kelâmcı, büyük bir din psikoloğu, sosyoloğu, içtimaî ve siyasî stratejist olarak özellikle mütedeyyin ilim ehli ve İlahiyatçılar okumak, anlamak durumundadır. Ki, onlara çağrısı şu:
“Madem şimdi ehl-i imanın tabakatını, avamdan havassa kadar, maruz kaldıkları evham ve şübehattan kurtarmak çaresini bulduk; o ulema ya daha kolay bir çaresini bulsunlar veyahut bu çareyi iltizam edip ders versinler, tarafdar olsunlar.” (Bediüzzaman, Mektubat, Enstitü/internet, s. 723)