"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm’ın şartları ve kalkınma

Ali FERŞADOĞLU
28 Ağustos 2019, Çarşamba
İslâm’ın şartları, ibadetler, imanın gücü nispetinde yerine getirilir. İbadetler ise, ferdî, ailevî ve sosyal düzeni, yardımlaşmayı sağlar. İslâm’ın şartlarının birincisi olan Kelime-i Şehadet, iman esaslarıyla ibadetlerin bağlantısını kurar.

Kelime-i şehâdet, “Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed’in (asm) O’nun kulu ve Resulü olduğuna şehadet etmek”tir. Bu şehadetin insana ve topluma kazandırdığı çok şeyler vardır.

İnsan, Kelime-i Şehadetle çokluktan kurtulup, Tevhid dâiresinin âsûde ikliminde rahat bir nefes alır, huzuru bulur. Bu kelimeyi sıkça tekrarlayarak doğru ve emin bir rehber bulduğuna nefsini ikna eder.

Bu da güzel ahlâkın, sağlam karakterin, güzel huyların yerleşmesi demektir. Onun neticesi de, huzur ve mutluluktur. Bunun da sonucu çalışma ve üretimdir. 

Namaz, insanı dünyevî problemlerden koparıp mana âlemine yöneltir. Cemaatle namaz ve hacda olduğu gibi bir araya gelir, kaynaşır. Bu ise, terakki, kalkınma ve zenginlik demektir. Diğer taraftan namazda aklın, kalbin, ruhun büyük rahatı vardır. Aynı zamanda işkolikliği, dünya bağımlılığını öldürür. 

Zekât sosyal hayata bir seviye, bir denge getirir. Kin, öfke ve yıkımları önler, merhamet ve koruma duygularını geliştirir. Aynı zamanda, parayı yatırıma yönlendirerek ekonominin itici gücü olur. Varlıklıları, zenginleri mal bağımlılığından kurtarır.

Orucun tıbbî faydaları saymakla tükenmez. İnsanı yemek bağımlılığından azat eder. Bedene bir perhizdir. Böylece dolaylı olarak ekonomiye binlerce katkı sağlar. 

Hac ise, dünya çapında bir meşveret ve kongredir. Bir fikir ve kültür alış verişidir. Tecrübe ve bilgi aktarımıdır. Hem mal, hem de bedenen yapılan bir ibadet olduğundan maddî manevî faydaları saymakla tükenmez. 

Hac, aynı zamanda hak ve hürriyetlerin mücadelelerinin verildiği mekânları gezerek onun eğitim ve dersini verir. Gelişmenin kaynaklarından en birincisi ise, inanç ve fikir hürriyetidir.   

İşte İslâm’ın temel şartlarına bu zaviyeden bakıldığında, tarihin şu hükmüyle karşılaşırız: Müslümanlar İslâmiyet’e sarıldıkları zaman terakki etmiş, uzaklaştıklarında da belâ ve musîbetlere hedef olmuş, geri kalmışlardır. Müslümanların medeni ve yükselme dönemlerindeki eğitim sisteminde iman temel ders olarak ele alınır, tefekkür ve ibadetlerle pratiğe geçirilerek detaylı bir şekilde işlenerek özümsenirdi.

Okunma Sayısı: 3362
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı