"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

12 Eylül ve Mehmet Kutlular

Yıldız FIRTINA
17 Ekim 2025, Cuma
Merhum Mehmet Kutlular’ın deyimiyle son derece münafıkâne bir şekilde planlanan ve uygulanan 12 Eylül Darbesinin üzerinden bu kadar yıl sonra bile hâlâ etkilerinin devam ettiği görülüyor.

12 Eylül’ün asıl amacı; demokratikleşme ve Demirel’in de ideali “Büyük Türkiye” projesinin önüne geçmek ve bu milletin can damarı hükmündeki “cemaatlerin kökünü kazıma projesinin” hayata geçirilmesi idi. Kısmen de başarmış gibi görünüyor!

O süreci biraz hatırlayacak olursak; sağ-sol, Kürt-Türk gibi söylemlerle ortalık karışmış, eylemler sınırını aşmış, ortalık anarşi ve kaosa teslim olmuş, itidal kaybedilmiş, kan gövdeyi götürmüştü. Böylesi durumlarda milleti teskin edecek, ortalığı sakinleştirecek görevde, cemaatlere düşmüştü.  Ne var ki cemaatler de çeşitli fitne ve entrikalarla kendi içlerinde birbirine düşmüş kendilerine bile fayda sağlayamaz olmuştu.

İhtilâl yapılmış, referanduma gidilmiş ve asker siyasete girmiş, yetinmemiş darbe ürünü bir anayasa ortaya koymuş, partiler kapatılmış, Demirel sürgüne yollanmış, siyasî yasaklar başlamış, muhalefete şiddetle göz açtırılmamıştı. Herkes bir şekilde darbeyi ve anayasayı desteklemek zorunda bırakılmıştı.

Demokrasinin canına okunmuş, din ve vicdan hürriyeti yok edilmiş, millet korkudan sesini bile çıkaramaz hâle gelmişti.

Yalnız bir ses vardı; haklı hürriyeti savunan, hâlâ bir ümit var dedirten, o da Yeni Asya ve Mehmet Kutlular idi. Kutlular’ın idaresindeki Yeni Asya’da her gün darbe karşıtı yazılar yayınlanıyordu. Konsey adına aradığını beyan eden biri, Mehmet Kutlular’la görüşme talep etti.

Konsey adına geldiğini beyan eden Albay: “Beyazıt’ta olduğu gibi toplu yapılan Risale-i Nur derslerini kaldırmak, Mustafa Kemal hakkındaki konuşmalardan ve yazılardan vazgeçmek, yurtdışındaki Süleymancılara ve Millî Görüşçülere karşı birlikte çalışmak…” gibi tekliflere karşı; devlet imkânlarını emrinize tahsis etmek...

Cevaben Mehmet Kutlular: “Biz Risale-i Nur derslerini kaldırmayız, asla kaldıramayız. Okuduğumuz eserler Kur’ân tefsiridir. Siz gelir yakalar, götürürsünüz, biz çıktığımız zaman yine kaldığımız yerden başlarız. Bediüzzaman’a ve bize reva görülen bütün zulüm ve haksızlıkların Kemalizm adına yapıldığına inanıyoruz. Siz, Süleymancılara ve Millî görüşçülere (o dönemin toz kaldıran en etkin iki grubunu zikretmiş malum 3. grubun bahsi bile geçmemiştir.) dindar oldukları için kızıyorsunuz, karşısınız. Onlar ise bizim Müslüman kardeşlerimizdir. Kendimizi onlara karşı, size kullandırtmayız” demiştir.

Buna mukabil konseyin tehditlerine aldırış etmemiş ve bedelini de evlâdıyla ödemiştir. Yine de davasından duruşundan taviz vermemiş, inandıklarını yaşamaya ve haykırmaya devam etmiştir.

“Benden istediğini alamayınca, Kırkıncı Hocaya gittiler. Kırkıncı Hoca teklifi kabul etti. 12 Eylül’ü alkışlayan ve toplumun kurtuluşu olarak gören bir insanın, bu teklife sıcak bakması normal.” Bu arada devletin münafık eli bir kısım ağabeyleri ifsad ederek darbe yanlısı tutum sergilemeye mecbur bırakmıştı. Yeni Asya dışında tüm cemaatler ve “dinî gruplar” darbeden yana olup referandumda evet demişti. Hatta bazıları dersanelerde Cevşenler okuyarak “Kahraman ordunun komünizme karşı dizginleri ele geçirdiğini,” vs. söyleyerek, bile isteye destek olmuştu.

Abilerle başlayan cemaat içi fikrî ayrılıkların son noktası olan bu olay cemaatin kırk parçaya ayrılmasına sebeb oldu. Üç Mehmetler dışında herkes kendi ekolünü kurarak bir hizmet mecraı açmış ve devam etmişti. Birinci-Fırıncı-Kutlular ise 1990’daki dahilî fitneye kadar birlikte hareket etmişti.

Derin devlet Bu ayrılıkları körükleyip birbirleri aleyhine geçirmek istedi. Zaten gelen teklif de bunu açıkça gösteriyordu.

Hz. Bediüzzaman’ın (ra) verdiği misaldeki gibi; iki aşiret birbiriyle boğuşurken dışarıdaki düşmanın dahlinde husumeti bırakıp mukabele ettikleri, düşman def edilince devam ettikleri misali haricî düşman cemaatleri bitirme planını devreye sokmuş, birbirine kırdırma planını uygularken, Kutlular bu planın parçası olmamıştı. “Beni dinî cemaatler aleyhine konuşturamazsınız, kendimizi size kullandırtmayız” gibi beyanlarla bu planı bozmuştu.

Bu demek değil ki dinî grupların ve cemaatlerin yanlışına göz yummuştu. Bilhassa Risale-i Nur meslek ve meşrebine muhalif cereyanlara asla müsamaha göstermemişti. O günün Milliyet gazetesi muhabiri Ruşen Çakır’a verdiği röportajı herkesin malumu! Gülen grubuna bu noktada taviz vermemiş aleyhinde konuşmayayım deyip sessiz kalmamıştı. Derin devletin kullanıp bir kenara bıraktığını (attığını) beyan etmişti.

Sözün özü: Bir sözü kim söylemiş, kime söylemiş, hangi makamda, ne maksadla söylemiş kabilince; “Kimse bizi cemaatlerin aleyhine konuşturamaz” diyen kişi; dönemin konsey heyeti tarafından gönderilen “cemaatler aleyhine bizimle çalış, sizi ihya edelim” diyen Albaya, Yeni Asya gazetesi imtiyaz sahibi ve Yönetim Kurulu başkanı sıfatıyla, Mehmet Kutlular’ın; ihtilâlin amacı doğrultusunda Süleymancılar ve Millî Görüşcüler bazında, kardeşi kardeşe kırdırmak planını bozmak için verdiği cevaptı. Bu sözün önünü arkasını almadan, anlamadan Bektaşilik yapıp, sözü kırpıp, birilerinin yararına bu hizmetin zararına kullanmak en basit ifadesiyle ihanettir. Bu dava asla ihaneti affetmez!

Okunma Sayısı: 1782
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Emrah Bağcı

    19.10.2025 14:27:52

    Fetullahçılar bir cemaat olarak o suçları işlediler. Üç beş kişi işleyip gerisi habersiz değildi. Kusura bakmayın herkes herşeyi biliyor.

  • Said Yüksekdağ

    19.10.2025 13:10:45

    Allah razı olsun Yıldız ablam. Rabbim yazdığınız bu yazının her bir harfi sayısınca ecrini versin. Kutlular ağabeyimiz, Gülen gibi kendini kullandırtmadı. Gülen ise bütün dünyaya maskara oldu vatanı bile kabul etmedi ecnebi diyara defnedildi. Gülenin kurduğu örgüt ve bu örgütün yaptığı tahribat çok ama çok büyük. Gülene biat eden herkes de bu tahripten hissesi var ki kader hükmünü icra etti. Ne yazık ki hâlâ bu zalimleri mağdur mazlum edebiyatı yaparak savunanlar var. Bize mi kaldı onları savunmak Risale-i Nuru tahrif eden bir örgütü hakikî bir Nur Talebesi savunamaz!!!

  • Raşit Örenel

    18.10.2025 12:55:52

    Allah'tan rûz-ı mahşer var. Kim fethullahçıların hatalarını savunuyor, kim örtülü bir şekilde akp taraftarlığı yaparak, fethullahçıların hataları bahanesiyle hatası olmayanlara zulmedilmesini savunuyor belli olacak, "suçu şahsi tutalım" dahi diyemeyenlerden Nurculuk dersi alıyoruz, ne günlere kaldık.

  • Raşit Örenel

    18.10.2025 12:52:10

    Hukuku savunulan KHK'lıların çoğu gülenci değil. Zamanında Ergenekon ve Balyoz operasyonlarında da hukuku savunduk ki bu davalarda yargılananların çoğunun geçmişi de cemaatler hakkında görüşü de belliydi, hukuku buna rağmen savunduk. Hiç bir art niyetli çarpıtma bunu örtemez. Risale-i Nurları devlet tekeline almaya çalışan zalimlerin, Risale-i Nurları sadeleştirenleri yargılaması yanında (ki onlar müşahhas olarak yargılanıyor mu bilmiyorum) sadeleştirmeye dahli olmayan nice masuma zulmetmesini vicdanına sığıştıranların bir şey anlamasını beklemiyoruz ya neyse. Soru çalan kim, kadrolaşan kimse, herkesin ayakkabı numarasına kadar bilen yetkililer bunları ayıklasın ne ceza gerekiyorsa versin ama yetmez, bunlara hangi siyasiler ortak oldu, kim ne istedilerse verdi, Ankara'yı parsel parsel peşkeş çektiyse onlara da hesap sorulsun. "F.tö" borsaları kuranlara, siyasi bağlantıları olanlara dokunmayanlara da laf edeni görmedik.

  • Kadir Akbaş

    17.10.2025 20:58:35

    Tebrikler. Birilerinin kamuoyundaki algıyı düzeltmek, kırk yıllık şaibeli geçmişlerini aklamak gibi beyhude bir maksada rahmetli Kutlular ağabeyi alet edenleri deşifre eden bir yazı olmuş.

  • Semanur Tunoğlu

    17.10.2025 19:45:43

    Hasan ağabeyin yorumuna katılıyorum. Zulme ortak olmamalıyız.

  • Mustafa Said Kara

    17.10.2025 18:18:09

    Sonuçta bu meşum işleri bir cemaat olarak yaptılar. Herkes her şeyden haberdardı. Oh olsun demiyoruz ama görünen köy de belliydi. Kimsenin avukatı değiliz. Yazıyı tebrik ediyorum.

  • S. Pelin Kurukahveci

    17.10.2025 15:31:35

    Gülen cemaatinin çaldığı sorularla mağdur olanların hakkı hak değil mi? Neden savunmuyorsunuz?

  • S. Pelin Kurukahveci

    17.10.2025 15:30:40

    Sahi, Risale-i Nurları sahteleştirenleri savunmayı nasıl vicdanınıza yediriyorsunuz?

  • S. Pelin Kurukahveci

    17.10.2025 15:30:00

    Bazıları ısrarla Yeni Asya'nın KHK savunucusu olmasını bekliyor. Ülkede bir tek gülenciler mi mağdur? O zaman her mağdurun hakkını manşetten arayalım. Neden diğer mağdurları da gülenistleri savunduğunuz kadar düşünmüyorsunuz? İşimiz gücümüz yok, soru çalanları, yurt dışına kaçanları, islamın emir ve yasaklarını eğip bükenleri, risaleleri sahteleştirenleri mi savunalım?

  • S. Pelin Kurukahveci

    17.10.2025 15:27:09

    Fetullah Gülen yapılanması için Kutlular abi bizzat şöyle demiştir: Sadece Türk derin devletinin değil Amerikan istihbarat desteği olmadan dünyaya yayılmaları mümkün değildir. Güleni kullanıyorlar. Devletin ayağına bir yerde dolanacaklar. İşte o zaman devlet, cemaat ne kadar büyük olursa olsun silip atar.

  • Elvan sağkol

    17.10.2025 15:03:08

    Muhtevası geniş bir konu. Tebrik ediyoruz.. Hafızamız tazelenmiş oldu.HAFIZALAR NİSYANDIR HATIRLATMAKTA FAYDA VAR KARDEŞİM.Tekraren Tebrik ediyorum

  • Munir

    17.10.2025 14:44:25

    Gayet kısa ve özlü bir 12 Eylül tahlil yazısı olmuş. Kıymetli yazarımızı tebrik ediyor, benzer makalelerini bekliyoruz.

  • Recep Ayer

    17.10.2025 14:15:36

    Dini hizmet dava edenler ihlastan ayrılmamak ve azami dikkat etmek ve müsbet hareketten ayrılmamak zorundalar.Aksi halde şefkat tokatları zecir tokatları çeşit çeşit bela ve musibetler gelir.Bu azap bize niye geldi hangi fiilimizle kadere fetva verdirdik diye tövbe ve nedamet etmek gerekir.

  • hasan

    17.10.2025 14:12:34

    Risale-i Nur'u sadeleştirme cinayetini yapanlara taraftar olmak bu cinayetin ve diğer yaptıkları cinayetlerinin günahına ortak olmak demektir.

  • Recep Ayer

    17.10.2025 14:09:23

    Buralara gelenler imanlarını kuvvetlendirmişler ve kurtarmışlardır Allah ın izniyle.Bu konuşma 12 Eylül ün baskıcı dönemindeydi.O dönemi bizzat yaşamış biri olarak söyleyebilirim ki o zaman istibdat vardı.Şimdiki döneme istibdat demek bu açıdan doğru değil.Dini cemaat görünümnlü bir yapını gizli bir ajandası varsa müntesiplerini yetiştirdiklerini sonradan takip edip devlete yerleştirmek ve devleti ele geçirmek faaliyeti yapıyorsa ve karar verici lideri de Amerikadaysa kusura bakmayın devlet buna seyirci kalmaz.Takip eder.Hele hele seçilmiş hükümete karşı menfi harekete girişip devirmeye kalkarsa Risale metinlerini müellifin ve nur talebelerinin rızası haricinde sahteleştirmekte inad ederse elemanlarına yabancı servislerde görülen kod isim takarsa gizli haberleşme ağı kullanırsa sonunda 15 Temmuz gibi bir hadiseye sebebiyet verirse ortaya hukuki bir durum çıkar.

  • Recep Ayer

    17.10.2025 14:04:07

    Merhum Kutlular ağabeyden bizzat bu anlatılanların bir kısmını dinlediğimi hatırlıyorum.Tamamını hatırlamıyorum.Uzun zaman geçti.Ancak net olarak hatırladıklarım İlgili şahsın Kutlular ağabeye 1.Reis ile barışılması bunun karşılığında engellerin kaldırılıp destek verileceği şeklinde.Üstadımızdan misal vererek cevabı verdiğini söyledi.İlaveten duvarda niye resmi yok deyince "Ben duvara resim asmam.Asacak olsam babamın resmini asarım " şeklindeydi.Kısaca derslere ara vermeyi zaten kabul etmez.Zira dersler iman dersleridir.Bayezıttekiler ve diğer yerlerde yapılan iman dersleri memleketin manevi olarak korunmasına hizmet etmiştir.Nur talebeleri müsbet hareketten ayrılmamışlardır.İlaveten Kutlular ağabey" Bizi Bayezıtteki dersten götürseniz içerden çıkınca yine derslere devam ederiz" demişti.

  • Ahmet Eren

    17.10.2025 11:17:00

    Birilerini hain ilan etmek gazete yazarlarınında başka şahısların da vazifesi de değidir hakkı da yoktur. Haddi aşan bir yazı olmuş. Lütfen yazıları yayınlamadan dikkat edelim.

  • HASAN DOĞAN

    17.10.2025 10:03:14

    Evet yani merhum Kutlular ağabey cemaatlerin hatalarını elbette makul bir şekilde die getirmiş ancak zındıkaya fırsat verecek ve dine ve dindarlara zarar verecek şekilde cemaat ve tarikatlar ile mücadele etmemiş ve derin yapının da kendine düşman bellediği bir kısım cemaat ve tarikatların yanlış hatalarından dolayı derin yapının terörist dediği cematlere de terörist de demamiştir.tıpkı bu dönem de de önce birlikte her türlü işi görüp sonra menfaatler çatışında güçlü olan güçsüz olanı terörist kabul ederek ona topyekun çoluk çocuk ve masum ve suçsuz demeyip herkesi ezdiğinde bizim bu ezilenlerin hakkını müdafaaa ve zulumlerine karşı çıkıtığımız için de içimizden bir kısım dahi bizi de derin yapının terörist dediği gibi maalesef bize de o yaftayı yapıştırdılar........Lakin zaman çok büyük bir müfessirdir hakikatini en kısa bir zamanda icra edecektir inşaallah...

  • Raşit Örenel

    17.10.2025 09:59:55

    2-Lakin şu anda, 2004 MGK kararı uyarınca cemaatleri iğdiş ya da yok etmek isteyen zihniyet, masum nice gülenci ve konuyla hiç ilgisi olmayan başka görüş sahibi nice KHK'lın hukukunu çiğniyor, savunulan bu insanların hukukudur. Gülenciler ya da başkaları, kimsenin hatasını göz ardı etmiyoruz, savunmuyoruz. Kim güçlüyken zulmediyorsa ona itiraz edilir, güçten düşüp içlerindeki mazlum olan fertlere, kabahati olan başkalarının bahanesiyle hücum edilmez. Haydar'a Haydar demek budur. Bir zamanlar "Haydar Ağa" denilenlere, sırf zalimler istiyor diye "Haydo" demek bize yakışmaz. Bizim için Haydar, Haydar'dır. Hiç bir suçu olmadığı mahkemece yıllar sonra tesbit edilen bir memurun yediği "terörist" damgasına, yerle yeksan edilen itibarına, toplum tarafından terörist denilerek dışlanmaya daha fazla dayanamayıp intihar eden 16 yaşındaki kızına üzülmek, sürecin toplumu getirdiği bu noktaya dikkat çekmek hizmetimize ihanet değildir. Hepimiz Rûz-ı Mahşerde Huzur-ı İlahîye çıkacağız.

  • Raşit Örenel

    17.10.2025 09:57:37

    1- Sanki Gülenciler'in hatalarını savunan Yeni Asyacılar varmış gibi bu meselenin ısrarla gündemde tutulmasının hiç bir faydası yok. Kutlular Abi'ye gelen teklifte Süleymancı ve Milli Görüşçüler'e beraber hücum teklif ediliyor. Yoksa mesele Süleymancı ve Milli Görüşçüler "bazında" değil. Ne yani Kutlular abi o gün Fethullahçılara, Çarşamba Cemaatine, İskenderpaşa Cemaatine hücum edilse kabul mü edecekti? Hayır. Meselenin bam teli şurası: Kutlular Abi Milli Görüşçüler'in nasıl bir zihin yapısına sahip olduğunu, ne gibi defoları olduğunu bildiği halde, o anda dini yapıları yok etmek ya da güdümüne almak isteyen bir zihniyete karşı Milli Görüşçüler'in hatalarına karşı eleştirisini saklı tutmak kaydıyla, aralarındaki nice masum zarar görmesin diye hukuksuzluğa itiraz ediyor ve kendini zalimlere kullandırmayıp kendi gündemini takip ediyor. Gülenciler meselesinde de durum aynıdır. Gülenciler'in bütün hatalarını biliyoruz. Bunları başta Kazım Güleçyüz olmak üzere defalarca dile getirdik.

  • Raşit Örenel

    17.10.2025 09:49:46

    1.olay: Kim demiş: Mehmet Kutlular; kime demiş; ceberrutlara; hangi maksatla demiş: hatalı uygulamaları olanlar olmasına rağmen masum din kardeşlerini ezdirmemek için; hangi makamda demiş: Milli Görüşçülerin "darül harp"çilik gibi nice büyük hatasını bilmesine rağmen.Yeni Asyacı Mehmet Kutlular olarak; nerede demiş: gazete binasında, ceberrutun suratına; ne zaman demiş: ihtilalciler güçlü, bahsi geçen dini yapılar güçsüz ve derin devlet dindarları ezmek için kendine ortak ararken demiş. 2.olay: Kim demiş: Mehmet Kutlular; kime demiş; bir gazeteciye; hangi maksatla demiş: derin devlet cemaatleri kullanır atar, kendinizi kullandırmayın diye ikaz için demiş; hangi makamda demiş: yeri geldiğinde, masumların hukuku savunulması gerektiğinde bunu yapan Mehmet Kutlular olarak demiş; nerede demiş; Yeni Asya'dan başka bir gazetede;ne zaman demiş: Gülen grubu güçlüyken, kimse onların üzerine masum-hatalı ayırmadan çullanmıyorken demiş.

  • Mustafa Yalçın

    17.10.2025 06:45:15

    Muhtevası geniş bir konu. Tebrik ediyoruz.. Hafızamız tazelenmiş oldu.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı