"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yüz aç adamın huzurunda yemek yenir mi?

Ali FERŞADOĞLU
10 Ağustos 2022, Çarşamba
Kardeşimiz M. Avcı, “Üstadımız, ‘Hem, yüz aç adamın huzurunda kemâl-i lezzetle fazla yenilmez’ (Lem’alar, s. 146.) hususunu yemek-içmekten başka ne ile yorumlayabiliriz?” şeklinde bir sual sordu.

Özetle şunları söylenebilir: Bu da hayatın her safhası, toplumun her katmanında uygulanabilecek bir derinliktedir. Ancak, burada münhasıran yemek-içmek, iktisat ve toplum hayatındaki noktaları nazara veriliyor. Muhabbet, merhamet, hürmet gibi duyguların eksikliği ve topluma yansımalarını başka Risalelerde tüm yönleriyle ele almış. Müspet/olumlu, menfi/olumsuz bütün duygu ve hasletlerin insan ve toplum üzerindeki etki ile fonksiyonlarını aklen, ilmin ele almış, teferruatıyla açıklamış. 

“Aç adamın huzurunda kemal-i iştahla” yemenin toplumdaki yansımaları: 

“Tabaka-i havâstan tabaka-i avâma sıla-i rahm kopmuştur. Aşağıdan fırlıyor/Sadâ-i ihtilâli, vâveylâ-i intikamı, kin ve hased enîni. Yukarıdan iniyor/Zulüm ve tahkir ateşi, tekebbürün sıkleti, tahakküm sâikası.” (Sözler, 649.) 

Aşağıdan kin, nefret, düşmanlık; yukarıdan öfke ve baskı! Sonuç: Kutuplaşma ve kaos… Bu olumsuz duyguları da önlemenin çaresi şöyle gösterilir:

“Ehl-i İslâm dünyaya ve hırsa sevk etmeye ve teşvik etmeye muhtaç değildirler. Terakkiyat ve âsâyişler bununla temin edilmez. Belki mesailerinin tanzimine ve mâbeynlerindeki emniyetin tesisine ve teavün düsturunun teshiline muhtaçtırlar. Bu ihtiyaç da, dinin evâmir-i kudsiyesiyle ve takvâ ve salâbet-i diniye (dini kaidelere bağlılıkla) ile olur.” (Lem’alar, s. 126.) Ki, gelişme, ilerleme terakki, güven içinde yaşamaya bağlıdır. Gerek müesseselerde, gerek toplumlardaki gelişme, “adalet ve hukukun” hakim olması yanında Üstadımızın ortaya koyduğu şu ölçü ve prensiplere bağlıdır: Mesailerin tanzimi (çalışma hayatının düzenlenmesine, iş bölümü)… Mâbeynlerindeki emniyetin tesisi, yerleşmesi ve teavün düsturunun teshiline yardımlaşma ve dayanışma prensibinin kolaylaştırılması… 

Ki, “Hamiyet ise; muhabbet, hürmet (saygı), merhametin (acımanın) netice-i zaruriyesidir. Onsuz olmaz ve illâ yalandır, sahtekârlıktır. Nefret, hamiyetin zıddıdır.” (Sünühat, s. 81.) 

Okunma Sayısı: 2305
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    10.8.2022 09:32:17

    Soru ve cevap harika olmuş. Allah razı olsun.

  • Bülent Bektaş

    10.8.2022 08:53:54

    Teşekkürler Ali bey emeğinize sağlık Çok güzel bir konuya değinmişsiniz

  • mahmut avcı

    10.8.2022 08:48:51

    Soru detayı; Kardeşimiz M. Avcı, “Üstadımız, ‘Hem, yüz aç adamın huzurunda kemâl-i lezzetle fazla yenilmez’ (Lem’alar, s. 146.) hususunu yemek-içmekten başka ne ile yorumlayabiliriz? Ekonomik sıkıntılara kıyasla toplum ferdleri arasında hareket ölçümüz hatta muhabbet sınırlarımız hangi yönde olmalı ve neticeleri ne olur?” şeklinde genişçe ele alınması gereken bir sual sordu. Sualinizin her bir unsuru üç-beş makale ile yorumlanabilir veya izah edilmeye çalışılabilir. Aslında Üstadımızın bir vecizesinden bir kitap yazmak mümkün. Özetle şunları söylenebilir: ...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı