"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gerçek gündemimiz...

Bilal Said PARLAKOĞLU
29 Haziran 2019, Cumartesi
Yenilenen 23 Haziran İBB seçimlerini geride bıraktık.

İlginç bir şekilde bu seçim döneminde ne iktidar ne de muhalefet kanadı ülkenin esas sorunu olan ekonomik darboğazdan pek bahsetmedi. Siyaseten yarışan her iki taraf da yükselen işsizlikten, artan enflasyondan ya da carî açıktan pek söz etmedi. Tabiî mesele belediye seçimi olduğu için konuşulanlar da hep İstanbul ile sınırlı kaldı. Oysa seçim sonuçları üzerinde ekonomik sorunların da ciddî etkisi vardı. Çünkü sosyoekonomik durumu bakımından krizden en fazla etkilenen şehir İstanbul oldu.

Artık seçimi geride bıraktığımıza göre ülke bir an önce vatandaşın belini büken ekonomi gündemine dönmek zorunda. Üst üste gelen seçimlerin ardından gelen bu seçimsiz süreci yapısal reformların ve kalkınma plânının yapılması açısından bir fırsat olarak görmek gerekir. Tabiî bunun için önce krizi kabul etmek ve “krizle mücadele eder” gibi tedbirler almak gerekir. Yoksa seçim öncesi dönemde alınan günübirlik tedbirlerle ekonominin düze çıkması mümkün değil.

***

MALİYETSİZ KRİZ TEDBİRLERİ

Kriz yönetiminin belirli maliyetleri vardır. Yatırımlar dengesi düzenlenirken, reformlar yapılırken, piyasa desteklenirken hep para harcanır. Her bir tedbirin üstüne üstlük bir de fırsat maliyeti olur. 

Türkiye’de de elbette kriz yönetiminde bu maliyetlere ihtiyaç olacaktır, fakat Türkiye’nin yaşadığı eşsiz kriz deneyimi için maliyetsiz bazı tedbirleri ve düzenlemeleri yapmak mümkün. Meselâ piyasaya güven verecek ve yatırımcının kaçmasının önüne geçecek olan adalet ve hukuk ile ilgili reformları yapmak krizi ciddî şekilde azaltacaktır. Ne de olsa Hz. Ömer’in ifadesiyle “Adalet mülkün temelidir.” Adaletin sağlam olmadığı yerde mülkün sürekli olması da mümkün değildir. Adalet ve hukuk müesseselerinin güvenilir olmaması yatırımcıyı kaçıran önemli bir sebeptir.

Buna ek olarak seçimden sonra kabine değişiklikleri de konuşulmaya başlandığına göre Hazine ve Maliye Bakanlığı’na tecrübeli ve ekonomik çevrelere güven verebilecek isimleri getirmek de maliyetsiz ve katma değeri yüksek bir düzenleme olacaktır. Böylece vaad edilen reformlar da bir inandırıcılık kazanacaktır. Ayrıca Ekonomi Politikaları Kurulu’na atanan kişiler de vitrin insanı olmaktan çıkarılıp tavsiyeleri gerçekten dikkate alınırsa bu da maliyetsiz bir reform olacaktır. Öteki türlü bütün vaatlerin altı boş kalacaktır. 

***

İTHAL ETİN YAHNİSİ OLMAZ!

Et ve Süt Kurumu geçen yıl için 491 milyon lira zarar açıkladı. Bir önceki yıl için 279 milyon kâr açıklayan şirketin sonraki sene ettiği zarar, ithal edilen ucuz etlerin belirli marketlerde satılması ile açıklandı. 

Markette ucuz eti bulan vatandaşın Et ve Süt Kurumu’nu tercih etmemesi gayet normal. Bu tecrübeyle bir kez daha anladık ki vatandaşın ucuzluğa ulaşması kadar sektörün varlığının muhafaza edilmesi de önemli. Yapılması gereken “tanzim” gibi ülke içindeki sektörlere alternatif çıkarmak yerine, ülke içindeki tarım ve hayvancılık gibi üretken sektörleri desteklemektir.

Şimdilik ucuz etin yahnisi ucuz olabilir, fakat hayvancılık biterse ortada ne ucuz et kalır ne de yahni...

Okunma Sayısı: 1255
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • çetin acar

    29.6.2019 00:41:11

    "gerçek gündemimiz " başlığını görünce risale-i nur hizmeti hakkında olduğunu dşünmüştüm

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı