"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kanal ekonomisi

Bilal Said PARLAKOĞLU
08 Ocak 2020, Çarşamba
Ülke siyaseti bu ara “Kanal İstanbul” projesi ile çalkalanıyor!

Önceden rafa kaldırılmış olan bu proje Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları ile tekrar gündeme geldi. İlk defa 2011 senesinde ortaya atılan projenin artıları eksileri pek fazla konuşulamasa da o günden beri proje “Montrö Sözleşmesi’ni bypass projesi” olarak anlatıldı ve çoğunlukla olaya bu yönü ile bakıldı. Ben işin bu yönünü hukukçulara ve tarihçilere bırakıp mevcut ekonomik kriz ortamında bu projeyi ekonomik açıdan değerlendirmek istiyorum. 

***

ÖNGÖRÜLEN MALİYET…

Kanal İstanbul projesi için öngörülen maliyet 75 milyar TL olarak açıklandı. Bu rakam 2018 millî gelirinin yüzde 2’si. 2018 senesindeki hükümet harcamalarının ise yüzde 13’ü oranında bir rakam. Hatırı sayılır derecede yüksek olan bu rakam ile bu proje muhtemelen ülke tarihindeki en maliyetli projelerden birisi olacak. Mevcut ekonomik durumun bu maliyeti kaldırıp kaldıramayacağı ciddî bir tartışma konusu. Bana sorarsanız ülke içindeki ekonomik riskleri ve risklere sebep olan politik ve hukukî sorunları ortadan kaldırmadan böyle bir projeye girişmek ekonominin sırtına daha büyük bir yük yükleyecektir. Mevcut ekonomik sıkıntıları çözmeden böylesi uzun vadeli bir projeye girişmek nereden bakarsanız bakın büyük bir risk. 

Projenin maliyetini ne kadar sürede toparlayabileceği, bu maliyetin kim tarafından karşılanacağı, başka ne gibi yan maliyetlere sebep olabileceği tartışılması gereken konular, fakat öyle görünüyor ki önceki projelerde olduğu gibi bu proje de hesap kitapla değil hamasetle yürütülmeye çalışılacak. 

***

İŞ İMKÂNLARI…

Projeyi savunan çevrelerin en büyük argümanlarından birisi de projenin 10 bin kişiye iş imkânı sağlayacağı. O kadar tatlı anlatılıyor ki işin bu ciheti sanırsınız ülkede işsiz kalmayacak. Ülkede 4 buçuk milyon işsizin olduğu düşünülünce 10 bin kişilik iş vaadiyle milleti bu projeye razı etmeye çalışmak milletin aklıyla dalga geçmek olmaz mı? Kaldı ki vaat edilen iş imkânı 7 yıl boyunca proje bitene kadar. Ondan sonrasında ne olacağı ise meçhul. 

Kaldı ki daha düşük maliyete daha yüksek istihdam sağlamak oldukça mümkün. Kurulacak birkaç fabrika ile bu çok rahat sağlanabilir. 75 milyar lira masrafa milleti razı edebilmek için 10 bin kişilik istihdamdan daha büyük vaatlere ihtiyaç var. 

***

FİNANSMAN KAYNAĞI…

Projenin finansmanı konusunda da henüz net bir açıklama yapılmış değil. Proje dış borç ile mi yapılacak, vergi arttırarak mı yapılacak yoksa bilmediğimiz alternatif bir yöntem mi var? 

Projeyi savunan yazarlar vatandaşa yük olmadan projenin yapılacağı konusunda ısrarcı. Öyle ise dış borç alınacak demektir -ki bu da projenin ne kadar millî olacağı konusunu tartışmaya açıyor.- Üçüncü köprü ve şehir hastaneleri projelerinde yaşanan sıkıntıları tekrar yaşama tehlikesi var. Gemi geçiş garantili bir kanalımız mı olacak acaba? 

Her halükârda ekonomiden fedakârlık yapmadan bu projenin yapılamayacağı ortada. Hükümetin İstanbul Belediyesi’ni kaybedene kadar bu projede ısrarcı olmaması da ayrı bir tartışma konusu. 

Ne dersiniz belki de kimsenin kanal yapmaya niyeti yok. Belki de kanalın sadece edebiyatı yapılıyor. Muhtemel bir erken seçime kadar en azından… Bekleyip görelim…

Okunma Sayısı: 3831
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı