BİRÇOK ALANDA MAKİNA İNSANIN YERİNİ ALACAK. BAZI MESLEKLER YOK OLURKEN YENİ MESLEKLER ÇIKACAK. SÜREÇ İYİ YÖNETİLMELİ.
İNSAN GÜCÜNÜN YERİNİ ALACAK
Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman: “İleri teknoloji kullanan gelişmiş ülkelerde yapay zekâ insan gücünün yerini daha hızlı alacak. Yüksek katma değerli üretime yönelik uygulanması halinde yapay zekânın ekonomiyi kalkındırmada çok yüksek bir getirisi olacak.”
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜ YÖNETMEK
“Dİjİtal altyapı yatırımlarına ağırlık verilmeli. 4G teknolojisinden 5G’ye geçildiği bir çağda Türkiye’nin altyapı eksiğini tamamlaması öncelikli bir mesele iken, yapay zekânın getireceği toplumsal dönüşümü yönetmek en kritik sorunlardan biri.”
***
Yapay zekâ devrine hazır mıyız?
Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, dünyadaki ilk 10 ekonomiden biri olmayı hedefleyen Türkiye’nin yapay zeka teknolojilerini kaldıraç olarak kullanabilmesi için yoğun bir Z kuşağı nüfusa sahip olmasını bir şans olarak nitelendirirken, beşeri sermayeye gerekli yatırımlar yapılmadan yol alamayacağımızı söyledi.
Altınbaş Üniversitesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, yapay zekâ konuşanda yaptığı açıklamada, gelişen ülkelerde teknolojik ilerleme ekonomik büyümenin motoru olarak kabul edildiğine işaret ederek, “Bu durumda yapay zekâ, katma değeri yüksek üretim süreçlerine geçmek için bir fırsat olarak değerlendirilebilir” dedi. Prof. Dr. Ataman, yapay zekâ kullanımının özellikle genç nüfus için fırsatlar oluşturma potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Yüksek katma değerli üretime yönelik uygulanması halinde yapay zekanın ekonomik çok yüksek bir getirisi olacağını ifade eden Ataman “Bu yönde kullanılması halinde yapay zekânın ülke ekonomisini kalkındırma konusunda belirgin bir etkisi olacaktır” dedi.
Türkiye’nin yapması gereken
“Peki dünyadaki ilk 10 ekonominden biri olmayı hedefleyen Türkiye bu alandan ne kadar pay alabilecektir?” diye soran Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, “Konu ülkemiz açısından son derece önemli. Çünkü Z kuşağı nüfusumuz pek çok ülkenin toplam nüfusundan fazla. Bu da Türkiye’ye ciddî bir avantaj sağlıyor. Bu çerçevede önceliği beşerî sermaye yatırımına vermek şart.” ifadelerini kullandı.
Üniversitelere kilit görev
Prof. Dr. Ataman, yapay zekâ alanında çalışabilecek yeni mezun sayısını arttırmak için üniversitelerin üzerine büyük görevler düştüğünü, öncelikle araştırmacı ve uygulayıcı istihdamının desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Çalışmalar kamu, sivil toplum kuruluşları, özel sektör, üniversiteler arasında eşgüdümlü yürütülmeli. Bunların yanı sıra yapay zekâ alanında uzmanlaşmış kişilerin beyin göçünü engellemek de çok önemli” diye konuştu.
Öncelik insan kaynakları
Türkiye’nin ilk Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi’ni açıklamasını “önemli bir adım” olarak nitelendiren Ataman, “2021-2025 yılları arasında yapay zekânın istihdamı arttırma kapasitesinin geliştirilmesine öncelik veriliyor. Bu hedefi gerçekleştirmenin ilk şartı ise nitelikli insan kaynağından geçiyor. 2025’te bu alandaki istihdamın en az 50 bine ulaşması hedefleniyor.” dedi.
En kritik sorun
Prof. Dr. Ataman, Türkiye’nin, yapay zekâ stratejisinin dijital altyapı yatırımlarına öncelik verilmesiyle hedefe ulaşabileceğini savunurken, “4G teknolojisinden 5G’ye geçildiği bir çağda Türkiye’nin alt yapı eksiğini tamamlaması öncelikli bir mesele iken, yapay zekânın meydana getireceği toplumsal dönüşümü yönetmek ise en kritik sorunlardan biri” diye konuştu.
YALOVA - Recep Bozdağ
[email protected]