Parlamenter sistem işbirliği”nin yürütme, yasama ve yargının demokratikleşmesi geniş mutâbakatıyla ekonomiden eğitime, sağlıktan tarıma bütün alanlardaki “yol haritası”nın şimdiden plânlanması “iktidar cephesi”nde şaşkınlık meydana getirmiş.
Bu kapsamda seçim öncesi, seçim dönemi, seçim günü ve seçim sonrası olmak üzere süreçte seçim ve sandık güvenliği hazırlıklarının belirlenmesi, kasten yaydırılan “seçimlere hîle karıştırılacağı” spekülasyonlarının önünü kesmiş.
Özellikle “seçim ittifakları”nı ıskartaya çıkarma emrivakilerinden de birşey çıkmaması üzerine siyasi manipülasyonlarla “altılı masa”yı dağıtamayan, “yandaş medya aparatları”yla nifak sokma, çatlak çıkarma ifsadlarından sonuç alamayan siyasi iktidar, demokratik işbirliğinin daha da güçlenip genişlemesine karşı yine çarpık “siyasi numaraları” deniyor.
BİLDİK BAYAT NUMARALAR…
Bundandır ki sadece kendisine sunulan “özel anketler”de Meclis ile cumhurbaşkanlığı seçimlerini kesinlikle kaybettiğini gören Cumhurbaşkanı yine politik hesaplı “çağrılar”a tevessül ediyor.
Daha baştan kazanacağı kongreyi iptal ettirdiği, Rize’deki programında protesto perdesinde provakatif sindirme ve susturma operasyonunda “Gelin hanıma gayet iyi bir ders vermişler, bu daha bir, daha neler olacak neler!..” dediği, “illet-zillet”, “gayr-ı millî”, “terör destekçisi” hatta “hâin” diye itham ettiği, toplantılarını sabote ettirdiği İyi Parti lideri Akşener’e yeniden “yerli ve millisin, o masayı terk et!” çağrısını tekrarlıyor.
“Temenni ederiz ki İP bir dönüşümle milli ve yerli bir duruş sergilemeyi, kendini ve yanındakileri yeniden gözden geçirir” diyor; “mafyatik siyaset”le partide karışıklık, “altılı masa”da çatlak ve seçmende tereddüt meydana getirir beklentisiyle.
Ve yolun sonunu gören iktidardakilerin sürüklendiği sıkışmışlıkla çâresizliği ele verirken, daha önce Bahçeli’nin “masa kur’ demedik, evine dön!” çağrılarını “zaten evime dönüyorum, hârika!” cevabıyla alaya alan Akşener’in Erdoğan’a “milletimizin geleceğinin heba edildiği bir kumar masasında hiç olmadık, bundan sonra da olmayız” cevabı gerçeği tescilliyor.
En son “Firavun”, “darbeci diktatör”, “zâlim ve katil” ve “asla bir araya gelmem” dediği” Sisi’ye el sıkışmasında açığa çıkan “yaman çelişkili çarklar” öneriyor.
“BELKİ İŞE YARAR…” DİYE
Anlaşılan “millet ittifakı” - “altılı masa” partilerinin “ortak cumhurbaşkanı adayı” irâdesinin yanısıra Meclis’in yasama ve denetim işlevini güçlendirme, hukuk devleti ekseninde yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı esasıyla “parlamenter sisteme geçiş” için anayasal düzenlemelerde demokratik işbirliğinde uzlaşıp seçim sonrası geniş koalisyon zemini oluşturması, “iktidar cephesi”ni derin korku ve paniğe sevk etmiş.
DP Genel Başkanı Uysal’ın ifadesiyle “Tarzan zorda!..” İktidardakiler, bile bile çarpık çarklarla yaman çelişkili hamlelere girişiyor; “belki tutar” diye.
Son HDP’yi oyuna katma tertibinin netice vermemesi, “başörtüsü meselesi”ni tahrik çalımında “kendi kalesine gol atması”nın akabinde Suriye’nin kuzeyine sınırlı hava harekâtını başlatıp kara harekâtından söz ederek seçimleri öteleme ve engelleme hesabı yapılıyor.
Ne var ki bütün bu politik atraksiyonların akıbetsizliği her haliyle sırıtıyor; ve artık hiçbir siyasi etkisi ve ciddiyeti kalmıyor…