"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kitap fuarı biz gençleri daha aktif hale getirdi

12 Aralık 2018, Çarşamba 01:26
Çok yönlü hizmetlere vesile olan bu fuarlar, insanlarla olan diyaloğumuzu arttırdığı için, bizlerin de daha sosyal, toplumun içine karışabilen, aktif gençler olmamızı sağladı.

“Belki medrese-i Yusufiye’de Cennet’e adam yetiştirmek ve onların terbiyesine nezaret etmek vazifesiyle memur birer müstakim üstad ve birer şefkatli rehber olmalarına çalışmalıyız.”

Evet, Risale-i Nur’un girdiği bir hapishane, orayı gül-gülistan eder. Orası artık bir hapishane değil, bir Yusufiye medresesidir. Mahpuslar orada nurlanır. Artık orayı zindan olarak görmez. Bir eğitim yeri olarak görür. Kaderin onu oraya sevkini teslimiyetle karşılar. Ve hapsin asıl maksadı olan ıslah vazifesini, Nurlar yapmış olur. 

İşte Yeni Asya Neşriyat da, cezaevlerine bolca Risale-i Nur gönderme hizmetini yapıyor. Yeni Asya cemaatinin mensupları, bu hizmette benim de payım olsun diyerek, hapishanelere gönderilmek üzere Risale-i Nurlar’ı satın alıyor. Yeni çıkan Medrese-i Yusufiye setinin masraflarını karşılayarak oralara Nurlar’ın ulaşmasını sağlıyor. Cennete adam yetiştiriyor. 

Kitap fuarında da bizden alış veriş yapmaya gelen biri, son yıllarda geçirdiği süreci bize anlattı. Bir buçuk yıla yakın cezaevinde kaldığını söyleyen bu kişi, oralara Kur’ân, Cevşen, Tesbihat, Risale-i Nur, gazete ve diğer eserlerin ulaşmasına vesile olduğu için Yeni Asya’ya çok duâ ettiğini söyledi. 

“Ben hapse girmeden önce Risale’nin kıymetini bilmiyordum. Demek ki anlamak için hapse mahkûm edilmek gerekiyormuş.” Bu cümleler insanı düşündürmelidir. Kendi kendimizi sorguya çekmemiz gerektiğini bize anlatan, Risale-i Nur’un kıymetini bilip bilmediğimizi öğrenmemiz açısından bizlere ders olması gereken cümlelerdir.

Ve mahpusların ekmek gibi, su gibi Nurlar’a ihtiyacı olduğunu, Yeni Asya’nın bu hizmetinin ne kadar manalı olduğunu bizlere tekrar tekrar gösteriyor bu cümleler.

Urfa’da da cemaatimiz cezaevilerine bolca yardımda bulundu. Kimi Medrese-i Yusufiye setinden cezaevlerine gönderirken, kimi de evinde bulunan eski Külliyat’ları cezaevlerine ulaştırdı. 

FUARIN HİZMETİ

Fuar vesilesiyle İstanbul’dan gelen Satış ve Pazarlama sorumlusu Cesim Aydın, Anadolu’daki diğer fuarlara oranla en çok satışın yapıldığı fuarın Urfa olduğu müjdesini bizlere verdi. Bir fuar, bu kadar hizmete vesile olabiliyor demek ki. Ve Urfa’nın da bu fuara gerçekten oldukça ihtiyacı vardı. Çevre il ve ilçelerden gelen aileler, köy okullarından gelen öğrenciler, çevre köylerden gelen kişilerce de kitaplar yoğun ilgi gördü. 

Yazarımız Sebahattin Yaşar da fuar esnasında yaptığı bir röportaj da bu konu hakkında şunları dile getirmişti: 

“Problemlerin çok yaşandığı yerlerde kitaplara daha bir ihtiyaç duyuluyor. İhtiyacın şiddeti arttıkça ilâçlar daha anlamlı oluyor. Urfa ve kitap da böyle değerlendirilmelidir. Urfa Kitap Fuarı’na on binlerce genç geldi. Sordukları sorular çok ümit vericiydi. Bediüzzaman’ın Urfa’ya yüklediği anlam daha bir dikkat çekiyor. 

“Bu şehir ve burada yaşayanlar insanı yeni çalışmalara teşvik ediyor. Mekânın taşıdığı ruh sizi de etkisi altına alıyor. Urfa kitap birlikteliği ciddî ümitler taşıyor. Karanlığın derecesi ışığın kıymetini yükseltir.”

“Yeni Asya’nın kitap fuarındaki duruşu pek çok insana cesaret verdi. Bizzat bu duruşu tebrik eden pek çok okur vardı. Yeni Asya’nın üzerine Risale-i Nur eserlerini neşretme misyonu iyice oturdu ve yakıştı.” 

HANIMLARIN İLGİSİ

Bir diğer yazarımız Yasemin Yaşar da fuar ile ilgili düşüncelerini şöyle dile getirmişti:

“Fuarda en çok dikkatimi çeken şey hanımların kitaba olan ilgisiydi. Bediüzzaman’ın kadınlar için söylediği “şefkat kahramanları” tanımı gerçekleşiyor adeta. Çocuğu için, eşi için çırpınan anneler geleceğe dair ümit veriyor. Yeni Asya standında görev alan bay ve bayan kardeşlerimiz yüzlerce kişiye Risale-i Nur hakikatlerini özveriyle anlatmaları tebrike şayandı. 

“Faaliyetin içindeki lezzeti bizzat bu kardeşlerimizin yüzlerinden okuduk. Bedenî yorgunluklarına rağmen aldıkları manevî haz ile şevkle hizmet ettiler. Allah böyle gençlerimizin sayısını arttırsın inşallah.”

Bizim de duâmız, bu hizmetten geri kalmamaktır. Çünkü bizler olmasak, bu hizmeti başkaları da yapabilir. 

Hizmet her daim devam eder. Hizmetin bize ihtiyacı değil, bizim bu hizmetlere ihtiyacımız olduğunun her zaman farkında olmamız duâsıyla.. 

 “O bana güzel bakmayı öğretti..”

Fuar öncesi akşam kitapları dizmek için fuar alanındaydık. Birçok genç ve yetişkin ağabeyimiz, stantın kurulmasında yardımcı oldular. Fuar alanı, her yayın evinin çalışanları ile ve temizlik görevlileri ile doluydu. Biz de kitapları dizerken bir temizlik görevlisi yanımıza gelip, “Yeni Asya’yı her zaman takdir ediyoruz, yaptığı hizmetlerin devamını diliyoruz” dedi. Biz de yanına gidip, Yeni Asya’yı nasıl ve nereden tanıdığını öğrenmeye çalıştık. Adana’da Nureddin Tokdemir Ağabey’in vesilesiyle Yeni Asya’yı tanıdığını, ondan çok şey öğrendiğini bize anlattı. Derslerde rahmetli Nureddin Ağabey ile çok sohbet ettiğini, Risale-i Nur’u onun kendisine sevdirdiğini söyledi. 

“Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır. İşte o bana güzel bakmayı öğretti.” dedi içten bir tonla. Birden hatıraları canlandı demek ki, bizlerle bu hatıralarını paylaştı. Biz de çok memnun olduk onunla tanıştığımıza. Urfa’daki fuarımızın, daha başlamadan önce bile çok güzel bir hizmet olacağı bize gösterildi adeta. 

İkinci günden itibaren yazarlarımızın da katılımıyla fuar ve stant önü canlandı. İlk önce Rıfat Okyay kitap imza gününe katılıp, okuyucularıyla sohbet etti. Üçüncü gün ise Latif Salihoğlu ile devam etti imza günleri. Okuyucu ve yazarın buluşması gerçekten de oldukça faydalı geçmekteydi. Sorular ve cevaplar eşliğinde sohbetler devam ediyordu. 

Ayrıca fuarda standımız etrafında çokça fotoğraflar çekinildi. Bediüzzaman ve Risale-i Nur posterinin ihtişamı, insanları fotoğrafla kalıcı hale getirmeye teşvik etmişti. 

MEHMET GÖRMEZ’İN ZİYARETİ

Fuar’ın ilk günlerinde kitap fuarının onur konuğu Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez de standımızı ziyaret edip bizleri tebrik etti. Standımızı ziyaret edenler arasında Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, Genel Sekreter Emin Özçınar, İyi Parti İl Başkanı Mehmet Fedai Çakmak, Vali Abdullah Erin ve DP İl Başkanı Mustafa Polat da vardı. Bizlere tebriklerini ilettiler. Ve biz de bizleri ziyaret ettikleri için onlara teşekkür edip hediyelerde bulunduk. 

Yazarlarımız Sebahattin Yaşar ve Yasemin Yaşar’ın da imza günleri oldukça yoğun geçti. Özellikle gençlerin yazarlarımıza ilgisi yüksekti. Sohbet edip kafalarındaki soruları yazarlarımıza yönelttiler. Ve ihtiyaç duyduğu kitapları imzalatıp yazarlarla fotoğraf çekindiler. 

Ayrıca Yeni Asya Şanlıurfa okurlarımızın organize ettiği, gençlerle buluşup Risale-i Nur dersleri ve çeşitli faaliyetler yaptığımız Pazar grubumuzu da Yaşar ailesi ile beraber gençlere tanıttık. Gençler böyle bir ortama ihtiyaç duyduklarını bizlere söylediler ve her Pazar akşamı Risale-i Nur dersine katılmak istediler. Biz de telefon numaralarını alıp onlarla iletişime geçtik. 

BİR GENCİ KAZANMAK

Hatta fuarın devam ettiği Pazar gününün akşamında, fuarda tanıştığımız Oğuzhan arkadaşımız dersimize iştirak etti. Emin Yıldız Ağabey bizleri o akşam evinde ağırlamak istemişti. Biz de Pazar dersimizi orada yaptık ve Oğuzhan arkadaşımız da ilk Pazar dersine o gün iştirak etti. 

Ali Zübeyir kardeşimizden ney faslının da olduğu Pazar dersimiz oldukça güzel geçmişti. Fuarın bu şekilde, dışarıdaki gençleri Risale derslerine çekmek gibi kazanımları da olmuştu. 

İşte Üstad Bediüzzaman’ın dediği gibi: ‘’Bu zamanda Nurlar’la hizmet-i imaniye, her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatlerini celbetmekle olur. En ziyade muannid veya muhtaç olanlar onu bulur, imanını kurtarır ve inadı kırılır, tehlikeden kurtulur ve Nur’un dershanesi genişlenir.’’

Bu fuarlar da, muhtaç gönüllere bir deva olmuştur Allah’ın izniyle. Çok yönlü hizmetlere vesile olan bu fuarlar, insanlarla olan diyaloğumuzu arttırdığı için, bizlerin de daha sosyal, toplumun içine karışabilen, aktif gençler olmamızı sağladı. Üstad Bediüzzaman da topluma karışabilme imkânı sunulduğu zamanlarda, tek parti yönetiminden önce, insanlarla olabildiğince diyalog kurmuş, onlara bilmedikleri şeyleri öğretmek için çaba göstermişti. 

Onun himmeti milleti idi. Bu yüzden de o, tek başına bir milletti. Allah, onun yolundan gidebilmeyi bizlere de nasip eylesin.

-DEVAM EDECEK-

Okunma Sayısı: 2232
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı