"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Namık Kemal: İstibdat bütün gelişmelerin önünde settir

26 Ekim 2022, Çarşamba 01:33
VATAN ŞAİRİ NAMIK KEMAL, AVRUPA’DA “HASTA ADAM” OLARAK GÖRÜLEN OSMANLININ KURTULUŞU İÇİN, ‘’O HASTA ADAM YALNIZ MUKTEZA-YI TABİATA GÖRE HAREKET ETSE HEM SIHHAT BULUR, HEM KUVVETLENİR, HEM DÜNYA DURDUKÇA ÖMÜR SÜRER” DİYORDU.

DİZİ - 1: Rauf HAKAN

HASTA ADAM 

(Namık Kemal’in Hürriyet Gazetesinde yayımlanan makalesi üzerine bir inceleme.)

Hasta Adam’’ sözünün, bir zamanlar üç kıtaya kol salmış muhteşem bir devlet iken, şimdi can çekişen Devlet-i Aliye yani Osmanlı Devleti için Fransızlar arasında yaygın ve kabul görmüş bir söz(2) olduğunu söyleyerek makalesine başlıyor Namık Kemal. Araya bir dörtlük yerleştirerek; devletini, milletini seven herkes, uzun zamandan beri ’sadr u fuat illeti’(kalp hastalığı) çeken Saltanatın bu haline üzülüp ağlamaması mümkün değildir diyor.

Ağlamaz mı bakıp ahval-i perişanımıza

Dil ü can ile seven devletini, milletini

Nice zâr olmayalım saltanatın haline kim

Ne zamandır çekiyor sadr u fuat illetini

N. Kemal ‘sadr u fuat’ı iki anlamda kullanıyor. Her dönemde olduğu gibi o dönemde de devlet idarecilerini doğrudan eleştirmek, eleştirenleri sıkıntılara soktuğundan, eleştirilerini dolaylı olarak yapıyorlar. Burada da kalp hastalığı anlamına gelen ‘sadr u fuat’ ile N. Kemal, ‘Sadrazam Fuat’ Paşa’yı(3) eleştiriyor ve onu, devletin kötüye gidişinden sorumlu tutuyor. Makalenin ileriki paragraflarında da yine devleti bu hale getirenlerin devleti idare eden bürokratlar olduğunu söylüyor.

BİR KURU ÜNVAN VE NAM

Tarihçi İbn-i Haldun(4) devletleri bir insana benzetir. Bir insan gibi her devlet doğar (kurulur) yaşar ve ölür(yıkılır). Namık Kemal İbn-i Haldun’un devleti bir canlı organizmaya benzetmesini kabul eder; ancak, devletin bir şahıs olduğu ancak bir şahs-ı manevi olduğu için öyle doğup yaşayıp ölmesi gibi bir tabiî ömrü yoktur der: ‘’…devlet bir şahıstır ama bir şahs-ı manevidir. İbn-i Haldun’un dediği gibi bir ömr-ü tabiyesi yoktur; hatta sadr u fuat dediğimiz illetler de hakikat değil, bir kuru unvan ve namdan ibarettir.’’

Makalede; devletin süregelen bu kötü durumu, yani Ülkedeki iyi olmayan gidişi inkar etmiyor, kabul ediyor N. Kemal. Ancak bu durumu kabullenip hastadan ümit kesilmesine karşı çıkan N. Kemal, hastanın kurtuluşu için: ‘’O Hasta Adam yalnız mukteza-yı tabiata göre hareket etse hem sıhhat bulur, hem kuvvetlenir, hem dünya durdukça ömür sürer.’’

Osmanlının iyileşmesi

Güçlü bir devlet olan Osmanlı için Namık Kemal iyileşmeyi devletin ilk kurulduğu dönemdeki işleyişe dönmesiyle mümkün görüyor. O zamandaki işleyişi meşruti idareye uygun görüyor. Burada ‘mukteza-yı tabiat’ dediği, meşruti idaredir. Makalenin devamında bunu bir parça açıklar. N. Kemal’in anlatmak istediğini; fikir ve düşüncelerine bakarak şöyle yorumlamak mümkün: Devletler, idare eden ve edilenlerden teşekkül eden bir şahsı manevidir. Bu vücudun sağlığı, bu iki unsur arasındaki sağlıklı ilişkiye bağlıdır. Devletteki her organın görevini tam yapması yani devlet idaresini elinde tutanların görevini gereği gibi yerine getirmesi, halkın yönetimde söz sahibi olmasıyla mümkün olur.

‘’Hastalığın hakikati nedir? Niçin defedilemiyor? Nasıl defedilebilir?...’’ şeklinde sorduğu üç soruyu sırasıyla söyle cevaplıyor.

‘’Hastalığın hakikati: kıllet-i rical(4), kıllet-i mal, kıllet-i asker, kıllet-i esbab, velhasıl kıllet, kıllet, kıllet, her şeyde kıllet. Onun menşei ise istibdad-ı hükumettir.’’

DEVLETTE ADAM YOK

Adam yokluğunu ilk sıraya alan N. Kemal; mal, asker, sebepler… yokluğu diye sıralıyor. Adam yokluğu görevdeki insanların yetersizliğidir. Bunun sebebi de liyakat ehli insanların göreve getirilmeyişi. Fikir hürriyeti olmadığı için düşünen çare üretecek insanlar baskı neticesinde neme lazımcılığa alışmışlar. Çözüm üretecek, liyakatlı insanların bir kısmı da gidişatı eleştirip Avrupa’ya kaçmıştır.

İstibdat bütün gelişmelerin önünde bir settir. Düşünen, üreten insanları düşman olarak görür istibdat. İstibdatta fert sadece kendini düşünür. Hür bir ortam olmayınca her uygulamaya evet efendimciler çoğalır. Riyakarlık, iki yüzlülük istibdadın yeşerttiği durumlardır. Müstebitlerin tek düşüncesi, kendi iktidarlarının devamı olduğu için iş yapan değil, kendilerine biat edenleri seçerler. Yaptığı işin ehli olmayanların işgal ettikleri koltuklar, aslında beceriksiz insanlar oturduğu için, o koltuklar boştur. Onun için Osmanlı devletinin çöküşü; ‘kıllet-i rical’ adam yokluğuyla izah ediliyor. Bu yokluk göreve kifayetsiz insanların getirilmesidir. Son dönemde devletin kadroları kişi olarak ihtiyaçtan fazla olarak doludur.

Dalkavuklar rağbet gördü

Devlet memurluğundaki durum, askeriyede de kendini göstermiş, etkili ve yetkili askeri personelin azlığı veya yokluğu; ordu kalabalık görünse de ‘’kıllet-i asker’’ olarak anlatılmış.

İstibdat düşünce ve hareket alanını sınırlayınca çalışma şevkini kırıyor, üretim azalıyor. Çalışan, üreten insandan çok dalkavuk insanların rağbet gördüğü baskıcı rejimlerde bu durum mal yokluğunu beraberinde getiriyor.

‘’Niçin def’edilemiyor ya?’’ sorusunu soran yazar: ‘’Hekimler ki aynı illettir. Etrafına toplanan birtakım yılanlarla(5) söz birliği etmiş, biraz kımıldansa hekimler, işaret edecek, yılanlar hemen sokmağa yutmaya çalışacak.’’

Hastalığın devam etmesinin daha doğrusu tedavi edilememesinin tek nedeni iktidardaki kadrolardır diyor N. Kemal. Devletin işleyişini sağlayıp onu sağlığına kavuşturacak olanlar, yazarın yılana benzettiği dış ülkelerle birlik olup devletin normal işleyişini engelliyorlar.

Dipnotlar:

1. Hürriyet*, 7 Aralık 1868 sayı:24

*: Hürriyet, N. Kemal’in Ziya Paşa ile Avrupa’ya sürgün gittiği yıllarda, önce Londra sonra Cenevre’de 1868-1870 yılları arasında çıkardıkları gazete

2. ‘’Hasta Adam’’ sözünü ilk söyleyen Çar Nikola’dır.1853

3. Fuat Paşa, 1861-1863 ve 1863-1866 arasında iki defa Sadrazam (başbakan) olmuş, on yıl gibi uzun bir süre de Dışişleri Bakanlığı yapmıştır.

4. Kıllet-i rical: adam yokluğu. Liyakatli, görevini hakkıyla yerine getirecek insanların olmayışı veya azlığı.

5. Müslüman düşünür. 14. Yüzyıl devlet adamı ve tarihçisi

DEVAMI YARIN

Okunma Sayısı: 2991
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı