"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çevre İMANLA korunur - 5 Haziran Dünya Çevre Günü ve Endonezya Örneği

Prof. Dr. İbrahim ÖZDEMİR
12 Haziran 2025, Perşembe 01:12
Eko-okullardan camilere, kadın ve gençlerin öncülüğünde yürütülen çevreci girişimlerden din adamlarının verdiği fetvalara kadar pek çok alanı ele alan bir yazıda, “Yeşil İslâm”ın nasıl bir ahlâkî ve sosyal güce dönüştüğü derinlemesine anlatıyor.

Dizi-1: Prof. Dr. İbrahim Özdemir
Üsküdar Üniversitesi Çevre Ahlâkı Platformu Başkanı

5 Haziran Dünya Çevre Günü, çevresel farkındalığı arttırmak ve gezegenimizin karşı karşıya olduğu çevre problemlerine dikkat çekmek gayesiyle Birleşmiş Milletler tarafından 1972 yılında ilân edildi. 

Bu tarih, aynı yıl İsveç’in Stockholm şehrinde düzenlenen ve çevre konularının küresel düzeyde ilk kez masaya yatırıldığı Birleşmiş Milletler İnsan ve Çevre Konferansı ile özdeşleşti.

Dünya Çevre Günü’nün temel amacı:

• Tabiata ve çevreye saygı duyan şuurlu fertler yetiştirmek,

• Hükûmetler, sivil toplum kuruluşları ve bireyler arasında çevre konusunda iş birliğini teşvik etmek,

• İklim krizi, ormansızlaşma, su kirliliği, plastik atıklar, biyolojik çeşitliliğin kaybı gibi konularda kamuoyunu bilgilendirmektir.

Her Yıl Farklı Tema

5 Haziran 2025 Dünya Çevre Günü’nün ana teması “Plastik Kirliliğini Sona Erdirmek” olarak belirlenmiştir. Bu tema, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yürütülen #BeatPlasticPollution kampanyası kapsamında, plastik kirliliğine karşı küresel eylemi teşvik etmeyi amaçlamaktadır.

Bunun başlıca sebebi ise, plastik kirliliğinin iklim değişikliği, çevre ve biyolojik çeşitlilik kaybı ile kirlilik ve atık krizleri gibi üçlü gezegen krizini nasıl şiddetlendirdiğine dikkat çekmesidir. 

Her yıl yaklaşık 11 milyon ton plastik atığın su ekosistemlerine sızdığı tahmin ediliyor. Mikroplastikler, tarım ürünlerinde kullanılan plastikler yüzünden toprakta birikiyor. Plastik kirliliğinin yıllık sosyal ve çevre maliyetinin 300 milyar ile 600 milyar ABD doları arasında olduğu tahmin ediliyor. 

Tam da bundan dolayı, Dünya Çevre Günü 2025, plastik kirliliğini sona erdirmek için bireyleri, STK’ları, toplulukları ve hükümetleri harekete geçmeye çağırıyor. Bu kapsamda, plastik kullanımını reddetmek, azaltmak, yeniden kullanmak, geri dönüştürmek ve plastik kullanımını yeniden düşünmek gibi sürdürülebilir uygulamaların benimsenmesi teşvik ediliyor.

Neden Önemli?

• Bugün dünya genelinde 8 milyon ton plastik her yıl denizlere karışıyor.

• Dünya nüfusunun %40’ı su stresi yaşayan bölgelerde yaşıyor.

• Küresel sıcaklıklar sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1,2°C arttı ve bu artış devam ediyor.

Ne Yapabiliriz?

• Su ve enerji tasarrufu yapmak

• Tek kullanımlık plastikleri azaltmak

• Yerel üretim ve mevsimlik gıdaları tercih etmek

• Tabiat yürüyüşleri ve temizlik kampanyalarına katılmak

• Çocuklara çevre bilinci aşılamak

Unutmayalım: “Gezegenimizin sağlığı, insanlığın sağlığıdır.”

5 Haziran bir kutlama değil, bir hatırlatma ve eylem çağrısıdır. Yaşanabilir bir dünya için hep birlikte sorumluluk almalıyız. 

Endonezya Örneği

Online olarak yayınlanan Amerikan Christian Science Monitor (CSM) 1 Mayıs 2025 tarihli sayısında dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip Endonezya’daki çevre bilinci, eğitimi ve özellikle de Yeşil Camiler projesiyle ilgili geniş bir haber-yorum yayınladı.

CSM, 1908 yılında Mary Baker Eddy tarafından kurulmuş ve  kuruluş manifestosu “Kötülüğün değil, iyiliğin haberini vermek; adaletsizlikleri örtbas etmeden dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek.”

Aradan geçen onca yıla rağmen, Christian Science Monitor’un bu duruşundan taviz vermediğini bugün de görmek mümkün.

CSM, günümüz dünyasında nadir bulunan derinlikli, kutuplaştırmayan ve umut vadeden habercilik anlayışıyla, farklı kültürlerden okuyuculara dünyayı anlamada yeni bir pencere açmaya devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde CSM’de Endonezya ile ilgili yayımlanan kapsamlı bir haber-yorum bu hissimi bir kez daha doğruladı.

Haberin konusu, dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusuna sahip ülkesi olan Endonezya’daki “Yeşil İslâm” hareketiydi.

Bu haber yalnızca bir çevre raporu değil; aynı zamanda bir toplumsal dönüşümün, dinî sorumluluğun ve insanî birlikteliğin hikâyesiydi.

Eko-okullardan camilere, kadın ve gençlerin öncülüğünde yürütülen çevreci girişimlerden din adamlarının verdiği fetvalara kadar pek çok alanı ele alan bu yazı, Yeşil İslâm’ın nasıl bir ahlâkî ve sosyal güce dönüştüğünü derinlemesine anlatıyordu.

Haberde beni en çok etkileyen sözlerden biri, tanıdık bir isimden, dostum ve meslektaşım Dr. Fachruddin Mangunjaya’dan geldi: “Çevre krizinin tek bir çözümü yok; ama din, bu sorunun çözümünde önemli bir değişken. Biz güçlü bir ahlâkî mesaj veriyoruz.”

Bu söze katılmamak mümkün değil. Dahası bu yazı da zaten o mesajın küresel düzeyde nasıl yankı bulduğunun güçlü bir belgesi.

Bizde neler yapılıyor?

Endonezya’daki İslâmî eğitim kurumlarının çevreye duyarlı uygulamalarını, öğrencilere verdiği ekolojik bilinç eğitimlerini ve camilerde yürütülen sürdürülebilirlik çalışmalarını okuyunca, içimde önemli bir soru yankılandı: “Peki ya bizde, Türkiye’deki İmam-Hatip liselerinde çevre konusunda neler yapılıyor?”

Bu sorunun peşine düştüğümde ne yazık ki kamuoyuna açık, kapsamlı ve sistemli bir çalışmaya rastlayamadım. Oysa mezunu olduğum bu okullar sadece ferdî dindarlığı değil, toplumsal sorumluluğu da önceleyen bir eğitim modeli olma iddiasındalar.

Bir İmam-Hatip mezunu olarak içtenlikle diliyorum ki, bu okullar çevre konusunda öncü bir rol üstlensinler. Nasıl ki Endonezya’daki eko-boarding okullar gençleri çevreye duyarlı bir İslâm anlayışıyla yetiştiriyorsa, bizim İmam-Hatiplerimiz de bu yönde adım atabilir.

Örneğin:

🔸 Yeşil Camii projeleri İmam-Hatiplerin öncülüğünde hayata geçirilebilir.

Güneş enerjisi kullanan, yağmur suyu toplayan, çevre dostu malzemelerle yenilenen camiler — sadece bina değil, bilinç de inşa eder. Bu tür projeler, İmam-Hatip gençliğinin doğa dostu bir inanç pratiğiyle yetişmesine katkı sunar.

🔸 “Kur’ân’da çevre ve denge (mizan)” konulu dersler müfredata girebilir.

🔸 Öğrenciler su, enerji ve gıda israfına karşı toplumsal kampanyalar düzenleyebilir.

🔸  Cuma hutbeleri ve vaazlarda çevreyle ilgili ayet ve hadisler ışığında toplum bilgilendirilebilir.

🔸 İmam-Hatip öğrencileri cami cemaatleriyle birlikte çevre gönüllüsü gibi çalışabilir; ağaç dikiminden temizlik kampanyalarına kadar pek çok projede halkla birlikte hareket edebilir.

Unutmayalım: Çevreyi korumak sadece bilimsel değil, aynı zamanda ahlâkî ve imanî bir görevdir.

Kur’an’da açıkça “denge”den, “israftan kaçınmaktan” ve “yeryüzünü ifsâd etmemekten” söz edilirken; bu kavramları dinî eğitim veren kurumların gündemine almaması büyük bir boşluk olur.

Endonezya bize gösteriyor ki, çevre duyarlılığıyla yoğrulmuş bir dinî eğitim mümkündür. Şimdi sıra bizde. Türkiye’deki İmam-Hatipler bu örnekten ilham alarak, Yeşil İslâm’ın ve Yeşil Cami projelerinin öncüsü olabilirler.

Böylece yalnızca ibadet eden değil, aynı zamanda emanet bilinciyle yaşayan bir gençlik yetişir.

–Devamı Yarın–

Okunma Sayısı: 869
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı