Sudan’da 30 yıllık Ömer El Beşir döneminin askerÎ darbeyle son bulması, bu ülkeyle Türkiye arasında yapılan anlaşmaların akıbetinin ne olacağı sorusunu beraberinde getirdi.
Sudan’da 30 yıllık Ömer El Beşir dönemi askerî darbeyle son bulurken, bu ülkeyle Türkiye arasında yapılan anlaşmaların akıbeti merak konusu. Türkiye-Sudan ilişkileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Aralık 2017’de Sudan’a yaptığı ziyaret sırasında ülkenin kuzeyindeki Sevakin Adası’nı istemesi ve Ömer el Beşir’in de ‘tamam’ demesi ile daha ileri bir boyuta taşındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Hartum hattındaki bu mutabakatı, “Sevakin Adası’nı bize belli bir süre tahsis etseniz de biz bu adayı aslına uygun olarak yeniden inşa ve ihya etsek. Ömer El-Beşir kardeşim ‘tamam’ dedi.” sözleriyle açıklamıştı. Erdoğan’ın bu ziyaretinde İki ülke arasında 12’si stratejik alanda toplam 22 anlaşma imzalanmıştı. İki ülke gelecek 5 yılda ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Kızıldeniz kıyısında yer alan stratejik öneme sahip Sevakin Adası’nın yeniden imarı anlaşması 650 milyon dolar değerinde bir yatırım. Osmanlı’dan kalma adanın tadilatının tamamlanmasının ardından savaş gemilerinin yanı sıra askeri ve ticarî gemilerin de yanaşacağı bir nokta olarak planlanıyor.
Arap ülkelerinin tepkisine sebep olmuştu
Ankara’nın turizm sektörünü canlandıracağını belirttiği adanın Türkiye’ye ‘tahsisi’, Suudi Arabistan ve Mısır başta olmak üzere bölgedeki bazı Arap ülkelerinin tepkisine sebep olmuştu. Sudan Devlet Başkanı Yardımcısı İbrahim es-Senusi ise, Sevakin Adasında restorasyon çalışmaları için yapılan anlaşmayı “askeri üs anlaşması” gibi değerlendirmelerini eleştirmişti. Euronews’in haberine göre, Senusi, anlaşmanın, “Türkiye’ye Sevakin’de askerî üs verilmesi “şeklinde algılandığını, tartışmaların nedeninin de bu algı olduğunu söylemiş, “Bu tepkilerin Kızıldeniz’de başka ülkelerin askeri üssü bulunmasına itiraz etmeyen aksine memnuniyet duyan Arap ülkeleri tarafından verilmesi tuhaf” ifadelerini kullanmıştı. Ayrıca Senusi, Sudan’ın egemen bir ülke olduğunu dile getirmişti. Türkiye’nin Orta Afrika’ya açılmada önemli bir kapı olarak gördüğü 20 kilometrekare büyüklüğündeki adada ne gibi faaliyet yürüteceği bilinmiyor. Ancak Türkiye’nin ziraat, özellikle de petrol ve altın başta olmak üzere madenlerle ilgili yatırım yapacağı biliniyor. Bu arada deniz ticaretinde önemli bir paya sahip olan Kızıldeniz’de bölge ülkelerinin dışında birçok yabancı ülkeye ait askerî üsler bulunuyor