Ankara - Mehmet Kara
[email protected]

Uysal, darbe girişiminin, Türkiye’nin yakın tarihinde yalnızca bir güvenlik krizine değil, aynı zamanda bir rejim krizine işaret ettiğini söyledi. Uysal, “Darbecilik, vesayet yapısına karşı yürütülen mücadele, demokratikleşme hedefiyle değil, paralel bir tahakküm alanı meydana getirme arzusu ile sürdürülmüştür. Neticede, kurumsal denge-denetleme mekanizmalarının zayıflatıldığı, hukuk sisteminin bağımsızlığını yitirdiği, sadakat ve mensubiyetin ehliyetin önüne geçtiği bir düzen kurulmuştur. Bu düzenin çöküşü, 15 Temmuz gecesi acı bir şekilde tecellî etmiştir” dedi.

Gerçek bir yüzleşme şart

Uysal, “Darbeleri önlemenin yolu, otoriterleşmeyi meşrulaştırmak değil; çoğulculuğu, hukuk devleti ilkesini ve demokratik kültürü kurumsallaştırmaktan geçer. Gerçek bir yüzleşme, yalnızca faillerle değil; o faillerin hangi siyasal, kültürel ve yapısal ortamda güçlendiğiyle de hesaplaşmayı gerektirir. Bu sebeple, 15 Temmuz’un yıldönümü; yalnızca anma değil, aynı zamanda düşünme, sorgulama ve onarıcı adaletle hareket etme sorumluluğudur. Darbelerin panzehiri daha fazla otorite değil, daha derin bir demokrasi; daha katılımcı bir siyasal hayat, daha dirençli kurumlar ve daha güçlü bir vatandaşlık bilincidir” ifadelerini kullandı.