Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Ergün Kılıç, “Sofrada adalet yoksa toplumda huzur olmaz” dedi.
16 Ekim “Dünya Gıda Günü”, 17 Ekim ise “Dünya Yoksullukla Mücadele Günü” olarak kutlandığınını söyleyen Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Ergün Kılıç, “Sofrada adalet yoksa toplumda huzur olmaz. Eşitlik mutfakta hissedilir, refah ise çocukların tok uyuduğu evlerde yaşanır. Sağlıklı gıdaya erişim bir haktır; bu hakkı herkese eşit biçimde sunmak sosyal devletin görevidir” dedi.
Sofraların her geçen gün küçüldüğünü, tencerelerin boş kaldığını ifade eden Kılıç, “Milyonlarca vatandaş işsizler, sabit gelirli işçi ve memurlar, açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşama mücadelesi veriyor” diye konuştu. Kılıç, “Eşitsiz gelir dağılımı, yetersiz sosyal destek mekanizmaları ve ekonomik güçsüzlük, insanların hak ettiği güvenli ve onurlu yaşamı ellerinden alıyor. Her bir aç karnın ardında bir umut kırıklığı, her dolmamış tencere ardında bir çaresizlik hikâyesi var. Çocuklar açsa, anneler çaresizse, yoksulluk her geçen gün artıyorsa, emekçiler kazandığıyla doyamıyorsa; o ülkede refah, adalet ve eşitlikten söz edilemez” dedi.
Fakirlik bir insan hakları ihlâlidir
Dünya Yoksullukla Mücadele Günü’nde konuşan Derin Yoksulluk Ağı (DYA) kurucusu Hacer Foggo, “Derin yoksulluk bir erişememe halidir, bu bir insan hakkı ihlâlidir” dedi. DYA verilerine göre Türkiye’de 7 milyon çocuk yoksulluk veya sosyal dışlanma şartlarında yaşıyor. Görüşme yapılan 108 haneden 91’i çocuklarına her sabah beslenme koymakta zorlandığını belirtti. Hacer Foggo, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Yoksulluk bir insan hakları ihlâlidir. Sosyal devletin gereği olarak, Türkiye’deki her bireyin insan haklarına uygun biçimde yaşaması sağlanmalı ve bu ihlâllerin önlenmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.”
ANKARA - MEHMET KARA