Ey Allah’ım! Feryadımıza yetiş! Sen ne güzel yardımcısın.
Ey Allah’ım! Önümüzde yüz binlerce tuzak ve yem var; bizlerse ihtiraslı azıksız kuşlar gibiyiz.
Her birimiz bir doğan, bir Zümrüdüanka bile olsak, her an yeni bir tuzağa yakalanıyoruz.
Ey kimseye muhtaç olmayan Allah’ım! Sen bizi her an kurtardığın halde biz yine de bir tuzağa doğru gidiyoruz.
Biz, bu ambarda buğday biriktiriyor, fakat toplanan buğdayı zayi ediyoruz.
Sonuçta, buğdaydaki bu zayiatın farenin hilesinden olduğunu akıllıca düşünmüyoruz.
Fare, ambarımızı deldi deleli, ambarımız onun hilesi yüzünden harap olmuştur.
Ey can! Önce farenin şerrini def et de, ondan sonra buğday biriktirmeye çalış.
O efendiler efendisinin hadislerinden birini dinle:
“Kalp huzuru olmadan namaz tamama ermez.”
Ambarımızda hırsız bir fare yoksa, kırk yıllık amellerimizin buğdayı nerede?
Her gün ufak ufak biriken sadakatimiz niçin şu ambarımızda toplanmıyor?
Mevlânâ, Mesnevi-i Şerif, cilt: 1, beyit nu: 373-383
Çocuklarımıza hitap ederken...
ÇOCUKLARIMIZI severken kullandığımız ve dilimize yerleşerek normalleşen o kadar sakıncalı kelime var ki! Peki, bu kelimelerin çocuklar üzerindeki etkisini hiç düşünüyor muyuz? (...) Anadolu’da bir gerçek var: Özellikle çocuklar sevilirken “küfür” denecek, hatta ağır küfür olarak nitelenecek kelimeler kullanılıyor. (...) Tabiî bu kelimelerin çocuklar üzerindeki etkisi pek de güzel olmuyor! (...)
Bu tür kelimelerin çocuklar üzerindeki psikolojik etkisini konuştuğumuz çocuk psikoloğu Yasemin Eyüpoğlu, “Dil düşüncenin başlangıcıdır. Kullandığımız kelimelerle düşünür, hisseder ve iletişime geçeriz. Bu hususta henüz kimlik gelişimleri tamamlanmamış bireyler olan çocuklarla iletişimimizde kullanılan her kelime onlar tarafından kaydedilmekte ve ruhsal dünyalarında bir yer edinmektedir.” diyerek başlıyor söze. Özellikle anne, baba, öğretmen gibi çocuklara rol-model olan yetişkinlerin hemen her sözü çocuklar için ayrı bir anlam taşıyor. Eyüpoğlu, bu bağlamda çocuklarla iletişimde duyguların ifade edilişinde suçlayıcı, yargılayıcı, olumsuz sıfat içeren kelimeleri kullanmanın çocuklar tarafından ciddiye alınabileceğini söylüyor. (...) Yasemin Eyüpoğlu’nun ebeveynlere bazı tavsiyeleri de var:
“Çocuklarımızın bizim davranışlarımız kadar sözlerimizi de büyük bir hassasiyetle kaydettiklerini hatırlayıp küfede yumurta taşıyormuşçasına hassas davranarak, onların mahiyetlerine zarar verici sözlerden kaçınmaya çalışmalıyız. Olumsuzdan uzak durmanın en kolay yanı da yerini dolduracak olumlu bilgiye, güzel söze sahip olmaya çalışmaktır.”
Prof. Dr. Suat Cebeci (Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Eğitim Anabilim Dalı Öğretim Üyesi): “Çocuklarla şakalaşmak, onlara şaka yollu sevgi sözleri söylemek Peygamber’in yaptığı güzel bir davranıştır. Peygamberimiz (sas), Hz. Enes’e en fazla ‘seni iki kulaklı’ derdi. Torunları Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’i ‘cennet yiğitleri’ diye severdi. Bizim kadim kültürümüzde çocuklara karşı kullanılan ‘aslan yavrusu, melek yüzlü, nur topu, cennet gülü’ gibi çok güzel sevgi sözleri vardır. Bunlar varken kız çocuklarına yosma, erkek çocuklarına çapkın gibi dinî değerlerimize zıt davranış biçimlerini çağrıştıran kelimeleri sevgi maksadıyla da olsa kullanmak son derece yanlıştır. Her Müslüman’ın gerek çocuklarını dinî ahlâkî değerlere uygun yetiştirme sorumluluğu açısından, gerekse dinî ve ahlâkî değerlerin toplumda yaşatılması ve yanlışlıkların ortadan kaldırılması görevi açısından kötü ve yakışıksız kelimeleri kullanması caiz değildir. Çocukların dinî ve ahlâkî gelişmelerine olumsuz etkileri açısından da onlara yapılmış bir haksızlıktır.
Zaman, 4.12.2010
ALLAH'IN İFTİHAR ETTİĞİ
Üç şey vardır ki, Allah onlarla meleklere karşı iftihar eder:
1- Ezan sesi
2- Cihatta getirilen tekbir sesi
3- Hacda söylenen lebbeyk sesi.
Hadis-i şerif
ZULÜM
Zulüm kılıcını çeken, o kılıcın kurbanı olur.
Cafer-i Sâdık
DÜNYANIN LEZZETİ
Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz, meşrû dairedeki keyfe iktifâ ediniz; o, keyfinize kâfidir.
Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, On Üçüncü
Söz, 133
CENNET NEYİN KARŞILIĞI?
Sonsuz olan cennet, dünyadaki birkaç günlük amelin değil; hâlis niyetlerin karşılığıdır.
Hasan-ı Basrî
UYAN!
Ey yolcu uyan! Yoksa çıkarsın ki sabaha;
Bir kupkuru çöl, ne ışık var, ne de vâhâ…
Mehmet Âkif Ersoy
YÖNETME
Komutanlar iş bilir insanlar değilse, asker çok olmuş, neye yarar?
Ezop
FELÂKETTEN SAADET
En felâketli olaylardan bile iyi sonuçlar doğabilir.
Sophocles
ŞAİRİN HİCVİ
Acımasızlığı ve adaletsizliği ile ünlü bir hükümdar, dönemin usta bir şairini çağırtıp kendisi için bir methiye yazmasını ister. Şair ne yapacağını şaşırır. Sultanın istediği gibi bir şey yazsa, hiç içine sinmiyor. Yazmasa, canı tehlikede.
Usta şair, hicivle yoğrulu bir şiir yazar.
Sayfalarca anlattığı şiirin son bölümü şöyledir:
Sultanım, sen şöyle cesursun, böyle cengâversin.
Düşmana korku salarsın.
“Tıpkı Hazreti Ali gibisin”
Diyeceğim amma…
O Allah’tan korkardı,
Sen ondan da korkmazsın…
SELİM GÜNDÜZALP
[email protected]