Uslu isen uyan...
Evvel hiç yok idin, sonra su damlası,
Sonra bir çiğnem et, nedir bunun manası?
Eşsiz bir esersin siman Hak cilâsı,
Ya bir hâlaskârsın, ya da bâş belâsı.
Ne taş, ne ağaç, ne de hayvan kaldın,
Şu fani dünyada kem rüyâya daldın,
Hiç doymadı nefsin, şer işlere saldın,
Son libasın kefen, erzakça ne aldın?
Şu arzda kan döküp hep çıkardın fesat,
Çok masuma kıydın zalimsin kat be kat,
Saraylarda otur, zevkle keyif çat,
Seni de alır ecel denilen cellât.
Eden bulur elbet Hak kanunu zahir,
Er doğan canlar, er kişi gider ahir,
Allah mühlet verir ceza olmaz tehir,
Gün gelir tokadı vuracak Ol Kahir.
İyi bak, nerede o kibir heykelleri,
Ne bakar gözleri ne tutar elleri,
Nice Firavunu yaktı sam yelleri,
Savurdu çer-çöp gibi belâ selleri.
Zübeyr Güngör USLU
***
Oku Nurları
Şu dünyada günlerimiz geçiyor,
Mü’minler namaz kılıp şükrediyor,
Ahir zamanın ilâcıdır nurlar,
Oku Nurları ahiretini kurtar.
Nurları okursan kurtulursun sen,
Kabire melekler sorguya başlar,
Hem meleklere verirsin cevap,
Oku Nurlar ahiretini kurtar.
Günahlar hep yağmur gibi yağıyor,
Nurlar okundukça ruh ferahlıyor,
Günaha girmeyen huzur sağlıyor,
Oku Nurları ahiretini kurtar.
Celal YALÇIN
***
Doktor yeter artık!
Çaresiz mi bu dert, anlayamadık?
Sallana sallana bir asrı geçti.
O kadar pislikmiş bir ayamadık
Bunca delikanlı ölümü seçti
Özgürlük dersiniz nerede, hani?
Tenkide kapalı bütün kulaklar
Niye hep dağlarda aranır cani
Nerede ey dostum! İnsanî haklar?
Yardımlaşmak esas, bölüşmek esas
İnsanı insana kırdırmak niye?
Medeniyim diyen olmalı hassas
Şu dünya, insana öncü hediye
Sanmayın kalacak bu dünya size
Sanmayın cezasız kalacak bu hâl
Düşersiniz bir gün eşsiz bir köze
Bir çığ kopar gelir olursunuz lâl
“Ben insanım” diyen insana sözüm
İhtiyar dünyayı eyleme beter
“Edep ya hu!” baksana şu hâle gözüm
İnsanlık bu mudur, kes artık yeter!
“Cehalet” fırtına olmuş esiyor
Buna çare, buna ilâç bulmalı
“Zaruret” eşkıya, yollar kesiyor
Vahdet silâhıyla çare olmalı
Cehalet asrına geri mi döndük?
Ne zaman kalkacak şu kan dâvâsı
“Sadece ben” denen cümleyle söndük
Hep pusuda durdu faiz havası
Yok mudur hatırı Hudeybiye’nin?
Sulhta değil midir gerçek maslahat?
Kime ne faydası oldu şu kinin?
Çıksın vücudumdan gayri cerahat
Kitabı olmayan bilemez bunu
Kitabı olanlar nereye daldı?
Bütün insanlığın dersi bu konu
Koskoca bir dünya sınıfta kaldı.
Niye anlaşılmaz bu kadar net iş?
Niçin vampirlere açık şu kapı?
Yakışmaz insana bu kadar bet iş
Doktor yeter artık, getir şu hapı!
CEYHUNÎ (Mustafa AVCU)
***
Hasret
Deryaya salınsa geri verirdi,
Yüce dağa düşse karı erirdi,
Gayyâ korkusundan sönüverirdi,
Gönülleri yakan har olur hasret.
Zaman haşmetiyle yürüdüğünde,
Derde dert katarak sürüdüğünde,
Alevsiz, dumansız bürüdüğünde,
Sîneyi dağlayan kor olur hasret.
Emsâli hayâlde özü andırır,
Görünür, kaybolur, garip kandırır,
Onmaz yaralara bûse kondurur,
Karanfil kokulu yâr olur hasret.
Ayrılık gam yükü aşk gedâsında,
İdamını bekler koç edâsında,
Sitemler yığılır son vedasında,
Cellâdın ipine dâr olur hasret.
Zilleri bozulmuş kırk kilit kapı,
Ejderha bekçili, gizemli yapı,
Yüreği çatlatır devâsa çapı,
Varana ebedî nâr olur hasret.
Mücella PAKDEMİR
***
Ağabeyler Hakk’a eylediler vuslat
Gani gani rahmet olsun sizlere,
Allah (cc) istikamet versin bizlere,
Selâm olsun o kahraman erlere,
Sahip çıkıp okuyan nurlu eserlere,
Döğen, Paşalıoğlu, Halil Uslu,
Onların sayfaları Nurla süslü,
İman, ahiret olmalı gayeyi aslı,
Küfürden muhafaza etmeli şu nesli,
Gayeleri, Nur, iman, istikamet,
Onlara olsun binlerle rahmet,
Olmuş hayatlarında binlerce zahmet,
Şefaat eyler ol zişanı Muhammet (asm)
Bu hizmet yürür gider hedefe,
Küfrü, zulmü, şirki çalışır defe,
Nail eder, ulaştırır büyük şerefe,
İnsanın aslî vazifesini çalışır tarife,
Ömür kısa lüzumlu işler fazla,
İmtihan başlar oruç, hac, namazla,
İslâmı yaşamalı doyasıya hazla,
Hakka şükür edip sena ve niyazla,
Her nefis elbet ölümü tadar,
İman, salih amel kurtuluşa medar,
Sabavetten taa.. mezara kadar,
Nurlar olsun bizlere pusula radar.
Hasan YEŞİLKAYA